Amerika'da Irkçılığın Devam Etmesi
Geçen yıl ırkçılığa karşı protesto gösterilerinde ve kaos olaylarında iki kişiyi öldüren Amerikalı gencin beraat kararı bu ülkede yeni tur protesto dalgasının başlamasına yol açtı. Mahkeme jürisi 18 yaşındaki beyaz ırkçı Kyle Rittenhouse'u iki kişiyi öldürme, üçüncü kişiyi yaralama ve yangın çıkarıp hırsızlık yaparak 25 Ağustos 2020 Wisconsin eyaletinde bulunan Kenosha bölgesindeki protesto gösterilerinin güvenliğini tehlikeye düşürme girişimlerini hiçe sayarak akladı.
Bu mahkemenin kararı Amerika'da yeni bir tartışma konusunda dönüştü. Bir kez daha Amerika'da ırkçılık ve silah taşıma meselesi gündem maddeleri arasında yerleşti. Gerçekte bu karar o kadar adaletsiz, tek taraflı ve ırkçı idi ki zanlı şahıs Kyle Rittenhouse bile duygularını gizleyemedi ve mutluluktan ağlamaya başladı. Kyle Rittenhouse'u yöneltilen ithamlara cevaben sırf kendini savunma ve nefsi müdafaa yaptığını öne sürdü. Ancak mahkemenin dışında yüzlerce protestocu verilen kararı duyunca el yazmalı pankartlarını ve kağıtlarını açarak kararı protesto etmeye başladılar.
Bu beyaz ırkçı genç şimdi de Amerika aşırı sağcıları arasında sevilen ve popüler bir isme dönüşmüştür. Amerika eski başkanı Donald Trump bile onu övmeye başlamıştır. Gerçekte Amerikan mahkemesinin onu aklaması Amerika'nın adli sistemi ve yapısındaki beyazlar ve siyahiler arasındaki çifte standartlı ve ırkçı tutumlar ve tavırların açık bir örneği oldu.
Geçen yıllar yaşanan benzer olaylara bakıldığında beyaz ve siyahi iki zanlının aynı suçlar ve ithamlar ile mahkemeler ve polisler nezdinde iki farklı muamele gördüklerini söylemek mümkün. Bu durumlarda siyahi olanlar hep daha farklı muamele görerek daha fazla şiddete de maruz kalmışlardır. Bu çifte standartlı riyakar tavırlar ise siyahilerin oluşturduğu kurum ve kuruluşlar tarafından hep itiraz konusu olmuştur. Bu bağlamda Kongre siyahiler derneği bu mahkeme kararına tepki göstererek şöyle bir bildiri yayımladılar: " Yargı sistemimizin silahlı bir isyancıya serbest bırakılma imkanını vermesi adil değildir. "
Bu kararın ardından Uluslararası Af Örgütü de yayımladığı bildiride şu açıklamada bulundu: " Acı gerçek, ülkedeki adli sistemin ve Amerika toplumunun beyaz üstünlüğü ve siyahilere ırkçılık yapma üzerine kurulu olmasıdır. "
Amerikan mahkemesinin haksız kararı ve iki kişiyi soğukkanlılıkla öldüren aşırı sağcı beyaz bir adamın beraat etmesi göz önüne alındığında, önümüzdeki günlerde Amerikan şehirlerinin bir kez daha aşırı sağ ve ırkçılık ile yüzleşme arenasına girmesi muhtemeldir. ABD yargı sisteminin beyaz olmayanlara karşı ayrımcı olduğuna inanan aşırılık karşıtları, siyahiler ve hatta Latinolar bu süreçte aşırılık yanlıları ve silah destekçileri ile karşı karşıya gelebilir. Aslında Rittenhaus davası bu ayrımcılığın ve aşırılığın en son örneğidir.
Son yıllarda, özellikle Donald Trump başkanlığı döneminde, başkanın bizzat sağcı ve ırkçı görüşleri nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri'nde ırkçılık ve ırkçı yönelmeler şiddetle yaygınlaştı. Trump, "Siyahilerin Hayatları Önemlidir" gibi ırkçılık karşıtı hareketleri defalarca eleştirmiş ve beyaz üstünlükçü hareketlerin en büyük destekçilerinden biri olmuştur.
Etnik ayrımcılık ve ırkçılık, Amerikan toplumunda her zaman önemli bir konu olmuştur. Siyasi uzman Alireza Rezahah şöyle diyor: "Irkçılık Amerika'da köklü, tarihi bir mesele hatta Amerika kültürel kimliğinin bir parçasıdır"
Amerikan düşüncesi, esasen, açık ve gizli ırkçılığın ve beyaz olmayan insanların aşağılanması ve onların ikinci sınıf vatandaşlar olmasını destekleme doğrultusundadır.
Aslında, mevcut durumda Batı ülkelerinde, özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde, beyaz üstünlükçü hareket ve grupların yayılması ile siyahiler, Latinolar ve diğer etnik ve dini gruplar daha fazla şiddet ve ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar.