Rusya ve Batı'nın Ukrayna Konusunda Karşılaşmasının Şiddetlenmesi
Son bir kaç haftada Rusya ve Batı'nın Ukrayna konusundaki karşılaşması yeni boyutlar kazanmış ve iki taraf peş peşe her türlü askeri girişim hususunda uyarı yapıp duruyorlar.
Bu husustaki son gelişmede Ukrayna Savunma Bakanı Oleksii Roznikov Cuma günü Rusya'nın 94 bini aşkın askeri gücünü Ukrayna sınırlarına yakınına gönderdiğini ve muhtemelen bu ülkeye Ocak 2022 sonuna dek geniş çaplı bir saldırı niyetinde olduğunu ileri sürdü. Ukrayna savunma bakanı geçen Salı günü de Rus askeri güçlerinin Ukrayna'nın Doğu sınırlarında teyakkuzda olduklarını ve sınıra yakın bölgelerde geniş çaplı tatbikatlar düzenlemekte olduklarını söylemişti.
Buna rağmen karşı tarafta da Rusya Ukrayna ordusunun muhalefetin kontrolünü elinde bulundurduğu Ukrayna'nın Doğusunda geniş çaplı askeri operasyonlara hazırlandığını Moskova'nın bu hususta Kiev'i uyardığını duyurdu .
NATO çerçevesinde faaliyet yapan Batı bloku, şimdi Ukrayna'nın Rusya ile olan çatışmasını Moskova üzerindeki baskıyı artırmak için bir araç olarak kullanıyor. Bu bağlamda son günlerde NATO dışişleri bakanları toplantısının ardından NATO genel sekreteri ve üst düzey ABD yetkililerinden herhangi bir durumda Ukrayna'ya karşı askeri bir hamle hususunda çeşitli uyarılar yaptı.
Rusya ise defalarca Ukrayna sınırındaki askeri eylemlerinin normal askeri eylem olduğunu söyledi, ancak ABD ve müttefikleri Rusya'nın Ukrayna sınırındaki gerilimi artırmaya alttan alttan devam ediyor.
Bununla birlikte, NATO ve ABD'den gelen uyarılar göz önüne alındığında, soru şu ki, Ukrayna'nın NATO'ya üye olmadığı halde, bu askeri örgüt Rusya'nın Ukrayna'ya karşı herhangi bir olası askeri harekatına ne kadar katı bir şekilde yanıt vermeye çalışacağıdır.
Rusya'nın sınır bölgelerinin yakınında büyük bir varlığı ne kadar göze alabileceği husustur. Washington ve NATO, Rusya'nın Avrupa'ya yönelik tehdidini her zaman vurgulasalar da ancak gerçek şu ki, son yirmi yılda doğuya doğru genişleme politikası çerçevesinde NATO, Orta ve Doğu Avrupa'yı, ardından Batı Balkanları dahil etmek için sürekli çaba sarf ediyor.
NATO aynı zamanda Rusya'nın Ukrayna ve Gürcistan da dahil olmak üzere sözde yakın çevre komşularının NATO'ya üyeliğini ciddi bir şekilde arıyor. ABD liderliğindeki NATO'nun nihai hedefi, Rusya'nın tamamen kontrol altına alınması ve aslında kuşatılmasıdır.
Bunu Rus ulusal güvenliği için bir kırmızı çizgi olarak gören Moskova ise her zaman şiddetle bu tutuma karşı çıkmıştır.
Siyasi uzman Said Daver şöyle diyor: "Doğu Avrupa'da Rusya'ya yönelik NATO varlığının genişlemesi, Rus ulusal güvenliği için bir tehdittir ve bu yayılmacılıkla başa çıkılmaması, uluslararası ilişkilerde Rus otoriterliğinin sorgulanması ve iki tarafın ana sınırlar arasında tampon bölgelerin varlığı kavramını yok etme anlamına gelebilir".
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Perşembe günü yaptığı son açıklamada şöyle bir vurguda bulundu: "NATO'nun Gürcistan ve Ukrayna'yı bu askeri ittifaka dahil etme arzusu, Avrupa kıtasının kalbinde bir saatli bomba gibi olacaktır."
Rusya'nın en üst düzey dış politika yetkilisinden gelen bu ciddi uyarı, Moskova'nın NATO'nun Ukrayna'yı kendine entegre etme çabalarından duyduğu endişeyi yansıtıyor.
Moskova, bu askeri örgütün Doğu Avrupa'daki yayılmacılığı, özellikle de Rusya sınırına yakın yerlerdeki varlığını genişletmesini önlemek için defalarca NATO ile bir anlaşma çağrısında bulundu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, NATO'nun doğuya genişlemesinin kabul edilemez olduğunu ve bunun olmayacağına dair yasal garantilere ihtiyaç olduğunu vurguladı.
