Rusya'nın NATO'nun Gürcistan'da Yerleşmesine Tepkisi
Rusya dışişleri bakan yardımcısı Andrey Rudenko Çarşamba günü Gürcistan'ı NATO silahlarının ve teçhizatlarının bu ülkeye konuşlandırılması hususunda uyardı.
Rus yetkili bu hususla ilgili yaptığı açıklamada " Rusya lideri defalarca Gürcistan'ın NATO üyeliği ve bu askeri örgütün bu ülkeye askeri teçhizatlarının yerleştirilmesinin Rusya'nın kırmızı çizgisi olduğunu belirtmiştir. Çünkü bu tür girişimler esasında Güney Kafkasya'daki siyasi ve askeri statüyü değiştirmektedir. Rusya ve bölgedeki ortaklarının güvenliğini de tehdit etmektedir "ifadelerini kullandı.
Rusya, NATO'nun doğuya doğru genişlemesine ve yabancı güçlerinin sınırlarına yakın bölgelerde bulunmasına, özellikle Ukrayna ve Gürcistan'ın Batılı NATO askeri örgütüne üyeliğine karşı olduğunu defalarca dile getirdi ve üst düzey Rus yetkililer, Batılı ve ABD'li liderleri böyle bir girişimin sonuçları konusunda uyardı. Bu bağlamda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin geçtiğimiz günlerde NATO'nun doğuya doğru genişlemesini kabul edilemez olarak nitelendirdi ve bunun olmayacağına dair yasal garantiler verilmesi çağrısında bulundu. Rus devlet başkanı Vladimir Putin NATO'nun doğuya doğru devam eden genişlemesine bir Rus askeri yanıtı olasılığını da reddetmedi.
Siyasi bir uzman olan Arnaud Dubien bu hususta şöyle diyor:" Tehlike konusu olan ana mesele, NATO'nun Rusya'nın hem tarihsel hem de kültürel olarak kendi nüfuz alanının bir parçası olarak gördüğü ülkelere doğru genişlemesidir".
Moskova'nın duyarlılığına ve tepkilerine rağmen, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO), doğuya yönelik genişleme politikası çerçevesinde her zaman sadece Rusya'nın geleneksel Rus etki alanını ve Doğu Avrupa'ya değil, diğer Rus sınırında bulunan ülkeleri de kendi bünyesine dahil etmeye çalışmıştır. Daha yakın askeri ve savunma ilişkileri kurmak, NATO'ya katılmadıkları halde ortak tatbikatlar düzenlemek ve birliklerin ve askeri teçhizatın konuşlandırılması dahil politikalar bu ülkeleri cezbetmek için atılan önemli adımlar sayılır. NATO'nun nihai hedefi Gürcistan ve Ukrayna başta olmak üzere Rusya sınırında bulunan ülkelerin bu askeri teşkilata üye olmalarını sağlamaktır. Ancak Moskova, böyle bir hareketin Avrupa için son derece tehlikeli sonuçlar doğuracağına inanıyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'a göre, "NATO'nun Gürcistan ve Ukrayna'yı bu askeri ittifaka dahil etme arzusu, Avrupası kıtasının kalbinde çalışan saatli bomba gibidir."
Gürcistan, Batı yanlısı Cumhurbaşkanı Mihaill Saakaşvili'nin göreve başlamasından bu yana Batı ile bütünleşme yolunda hareket ederek ilk adımda NATO'ya katılmak istediğini gözler önüne serdi. ABD, NATO'nun lideri olarak, Gürcistan da dahil olmak üzere Sovyet ülkelerinde daha fazla etki ve varlık göstermeyi amaçlamaktadır. Özellikle Gürcistan'ın bir yanda Güney Kafkasya'da, diğer yanda Karadeniz kıyısında yer alması jeopolitik önemini iki katına çıkarmıştır. Ancak Moskova, Gürcistan ve komşularının NATO üyeliğini ulusal güvenliği için kırmızı bir çizgi olarak görerek ve Güney Kafkasya'yı istikrarsızlaştırıcı unsur görerek bu harekete şiddetle karşı çıkıyor.
Rusya ve Gürcistan arasındaki 2008 savaşı Gürcü askeri güçlerinin Güney Osetya'ya saldırısı sonucu başlasa da Ruslar bu durumu Gürcistan'a NATO hususunda gözdağı verme fırsatı olarak değerlendirdiler. Böylece savaştan sonra Gürcistan'ın NATO ile ilişkileri genişlemeye devam etmesine rağmen, Gürcü yetkililer geçici olarak yeniden bu hususu gözden geçirdiler ve geçici olarak NATO üyeliğinden vaz geçtiler. Ancak bu talep son yıllarda Tiflis tarafından yeniden gündeme getirildi. Temmuz 2018'in başlarında, eski Gürcistan Cumhurbaşkanı Giorgi Margvelaşvili, NATO üye ülkelerini Gürcistan'ın NATO üyeliğini hızlandırması için desteklemeye çağırdı. Bu taleplere rağmen Tiflis, Moskova'nın Gürcistan'ın NATO üyeliğine karşı ciddi muhalefetinin ve güçlü tepkisinin ve bu konunun sonuçlarının farkındadır ve buna göre adımlarını ayarlamaktadır. Tüm bunlara rağmen bu ülkelerin Batılıların kışkırtmaları doğrultusunda hareket ettikleri de söylenebilir.