Kazakistan Milli Meclisinde Rusya ile Askeri İşbirliği Anlaşmasının İmzalanması
Kazakistan halkının Ocak ayındaki protestolarının sonuçlarından biri, Orta Asya’da yer alan bu ülkenin Rusya'ya daha da yakınlaşması oldu.
Rusya hükümeti Kazakistan'da halk protestolarına karşı koyma ve dış mihraklara bağlı yabancı aktörler ve radikal grupları izlemesinin yanı sıra şimdi de Kazakistan'da ekonomik ve siyasi varlığını hatta askeri gücünü bile arttırmıştır. Bu arada, kuşkusuz Kazakistan'ın Rusya ile askeri ve savunma alanındaki işbirlikleri özel bir öneme sahiptir.
İki komşu ülkenin ilişkilerine genel bir bakış atıldığında, Kazakistan ve Rusya silahlı kuvvetleri, ordu yapısı, teçhizatı, askeri rütbeleri ve diğer yönlerden önemli benzerlikler ve farklılıklar taşıdıkları anlaşılıyor.
Bu hususta Londra Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, "Modern Rus Silahlı Kuvvetlerinin Değerlendirilmesi" başlıklı bir rapor yayınladı. Bu raporda İngiliz Enstitüsü, Rus silahlı kuvvetlerinin artık Soğuk Savaş döneminde olduğundan daha fazla muharebe gücüne sahip olduğu sonucuna varmış. Bu bağlamda askeri uzmanlar, son 10 yılda yapılan yatırımlar ve askeri reformlardan sonra Rus askeri kurumlarının geçmişe kıyasla önemli ölçüde yeniden yapılandığını vurguluyor.
Bu koşullar altında, Kazakistan Silahlı Kuvvetleri'nin 1990'lardan bu yana sözde NATO ülkeleriyle yakın işbirliği içinde olduğu önemli bir konudur. Kazakistan'ın uçakları ve helikopterleri de dahil olmak üzere askeri teçhizatı artık eskimiş ve değiştirilmesi gerekiyor. Kazakistan ve Rusya'nın askeri eğitim yapısı, ordunun tüm sınıflarından askeri personeline kadar, hava savunması alanındaki eğitimler bile benzerdir. Hatta Rusya ve Kazakistan silahlı kuvvetlerinin savaşa hazırlık açısından da birçok benzerliği var.
Ocak protestolarından önce Kazakistan, Rusya ve NATO ülkelerini dengeleyerek hareket etmeye çalıştı. Ancak bu fırsat Kazak makamlarının elinden alınmış gibi görünüyor. Aynı zamanda, Kazakistan'ın Türkiye ile ikili işbirliğinin son zamanlardaki halk protestoları öncesinde önemli ölçüde olduğu gerçeğini gözden kaçırmamak gerekir. Ankaralı yetkililerin "Büyük Turan" dedikleri bölgeyi oluşturma çabaları göz önüne alındığında, Nursultan'ın hükümet yetkilileri Rusya'dan ziyade Türkiye ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) ile askeri işbirliği yapmaya istekliydi. Bu nedenle Kazakistan ile Rusya arasında bir boşluk oluşması doğaldı.
Aslında, geçmişte Kazak yetkililer Rusya'yı yalnızca askeri teçhizat ihracatçısı olarak görüyorlardı. Kazakistan ve Rusya, 7 bin kilometrelik bir sınırla dünyanın en uzun kara sınırlarından birini paylaşıyor. Bu nedenle Kazakistan'ın Rusya için çok önemli olduğunu söylemek gerekir.
Pek çok uzman ve siyasi çevre, Rusya ve Kazakistan arasındaki askeri işbirliği konusunu bu yıl Ocak ayındaki olaylarla ilişkilendiriyor ve Rusya'nın Kazakistan'da Batı ve Türk nüfuzu için fırsatları yok ettiğine inanıyor.
Örneğin, Azeri analist Şeyh "Orhan Muhammedov" İran'ın Tebriz Dış Servisi Radyosunun "Açık Söz" programına verdiği röportajda şunları söyledi: "Aslında Türkiye, o dönem İngiliz casusluk teşkilatının (MI6) başkanı olan Richard Moore'un 'Büyük Turan'ı yaratma projesinin yürütücüsüydü ve Kazakistan bu projede önemli bir rol oynadı. Aynı komplo çerçevesinde, eski Kazak Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev'in de Orta Asya'da Türk nüfuzu için zemin sağlamasında önemli rolü vardı. Bu da Kremlin yetkililerinin Kazakistan'ın iktidardaki hükümetlerinden memnuniyetsizliğine yol açtı. Bu bağlamda Tokayev'e meyleden Rusya, Nazarbayev'i zayıflattı. "
Bölgedeki uzmanlar ve siyasi çevreler, Kazakistan'ın Ocak ayındaki protestolarının ve ülkedeki artan Rus etkisinin ana nedeni olarak Kazakistan'ın Rusya'ya olan uzaklığını görüyor./