BM yeni İnsan Hakları Yüksek Komiseri'nin seçilmesi üzerine
BM Genel Kurulu, Avusturyalı diplomat ve BM'nin eski çalışanlarından Volker Turk'u, teşkilata bağlı İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'ne getirilmesini onayladı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, daha önce, görev süresi 31 ağustos tarihinde son bulan Bachlet'in yerine getirilmesini önermiş, ardından BM Genel Kurulu'nun 193 üyesi, oy birliği ile Turk'un bu göreve getirilmesini onayladı. BM yaptığı açıklamada,Turk'un dünya genelinde insan haklarının ileri noktaya götürülmesinde belirgin ve uzun geçmişe sahip olduğuna işaretle, Turk'un göçmenler ve vatandaşlığı olmayan kişiler dahil dünyada en fazla riske açık kişilere uluslararası desteğinin bulunduğunu bildirdi.
Açıklamaya göre, Turk, BM sığınmacılar ajansı için Malezya, Kosova, Bosna-Hersek, Kongo Cumhuriyeti ve Kuveyt'te görevlerde bulunmuştur. Turk'un yeni görevine yönelik ise eleştiriler de geldi. Bu bağlamda İnsan Hakları Uluslararası Servisi Yürütme Direktörü Phil Lynch, Turk'un bu göreve getirilmesinin şeffaflık olmadan ve bağımsız sivil toplumla istişare edilmeden yapıldığını kaydetti.
İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, BM'nin bir alt kurumu olarak, uluslararası yasalar güvencesi ile insan haklarını koruma ve propagandasını yapma konusunda faaliyet yapmakta. İnsan Hakları Bildirgesi'nde de, İnsan Hakları Komiserliğinin varlığının elzem olduğuna vurgu yapılmıştır. Bu kurum BM Genel Kurulu'nun 20 aralık 1993 tarihinde insan haklarına destek için uluslararası konferansın düzenlenmesi doğrultusunda kuruldu. İnsan Hakları Komiserliğinin başında komiser yer almakta ve İnsan Hakları Konseyi'nin faaliyetlerini izliyor. BM İnsan Hakları Konseyi'nin görevi de, BM'nin üyelerinde insan hakları sözleşmesinin maddelerinin uygulanmasını denetlemektir.
İnsan Hakları Konseyi başta olmak üzere BM'nin insan haklarının karnesinde ise olumlu ve olumsuz hususlar göze çarpar. İnsan Hakları Yüksek Komiseri'nin yönlendirmesiyle bu kurum tarafından atılan olumlu adımlardan biri, Siyonist rejimin mazlum Filistin halkına karşı işlediği cinayetlerini ve de İsrail'in Gazze'ye saldırılarını kınamasıdır. Bu konsey ayrıca, ABD gibi ülkelerde insan hakları durumunu detaylı şekilde inceleyerek, bu bağlamda hazırladığı raporlarda, insan haklarını ve özgürlüğü savunduğunu iddia eden ülkede, çeşitli insan hakları ihlallerine yer vermiştir. Raporda, ABD'de geniş şekilde ırkçılık, tutukluların haklarının ihlali, yerlilerin haklarının ayaklar altına alınması, göçmenlere karşı yasadışı ve insanlık dışı muamele ve diğer hususlara işaret ediliyor.
İnsan Hakları Konseyi, bu gibi karnesinin yanında, çeşitli durumlarda Amerika gibi etki sahibi ülkelerin siyasi rantlarının etkisi altında kaldığı ve bazı hususlarda insan haklarının açık ihlallerine uygun tepki göstermediği ve görmezden geldiği biliniyor. Örneğin, Batılıların insan hakları konseyini kendi amaçları için bir araç olarak kullanmaları ve Yüksek Komiserliği, ABD'ye karşı çıkan veya rakip ülkelerde insan hakları ihlali hakkında rapor vermek için sıkıştırmaları, herkes tarafından biliniyor. Bu bağlamda son sıralarda, BM İnsan Hakları Komiserliği, Çin'in Sincan bölgesinde etnik azınlıkları sistematik olarak istismar ettiğini bildirdi.
BM'nin yeni İnsan Hakları Komiseri Turk, bu raporu takip etme konusunda ciddi bir mesele ile karşıya karşıya kalacaktır. Bu bağlamda Çin'in BM Büyükelçi Yardımcısı Dai Bing, Genel Kurul'da yaptığı açıklamada, Çin'in Turk'un bu görevinde somutluk, tarafsızlık ve siyasi davranmama ilkeleri çerçevesinde faaliyet yapmasını temenni ettiğini belirtti./