Nikol Paşinyan'ın Azerbaycan cumhuriyeti askerlerinin Ermenistan'dan çıkmasına vurgusu
Ermenistan Başbakanı "Nikol Paşinyan" şunları söyledi: "Azerbaycan Cumhuriyeti askerî güçleri Ermenistan topraklarını terk etmeli ve ilk baştaki mevzilerine geri dönmelidir."
Ermenistan başbakanı Fransa Cumhurbaşkanı "Emmanuel Macron" ile Paris'te düzenlenen ortak basın toplantısında ayrıca şunları belirtti: "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin dönem başkanı olarak Fransa, bu konseyin yeni gündemini belirlemiştir. Cumhurbaşkanı Macron'un desteğiyle Güvenlik Konseyi'nin gündemi, Azerbaycan'ın Ermenistan'a yönelik tecavüzü konusu olmuştur."
Fransa Cumhurbaşkanı da bu basın toplantısında Azerbaycan cumhuriyeti Cumhurbaşkanı "İlham Aliyev" ile son görüşmelerine atıfta bulunarak şunları ilan etti: "Aliyev Kafkasya'daki istikrarsızlıklara son vermek ve bir çözüm bulmak istediğini söylüyor, ancak tehdit altında ve zor kullanarak barış yaratmak imkânsız ve sonuçsuzdur."
Bakü hükûmet yetkililerinin, özellikle İlham Aliyev'in son zamanlardaki tutumları tuhaf ve büyük ölçüde dikkate değer. Bakü yetkilileri, Fransa Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere Batılı hükûmet yetkilileriyle yaptıkları son görüşmelerinde açıkça ve herhangi bir kısıtlama veya sansür olmaksızın ateşkesi ihlal ettiklerini ve hatta Ermenistan topraklarını işgal ettiklerini itiraf ediyor.
Bu, Bakü yetkililerinin son otuz yılda Ermenistan'ı her zaman ateşkesi ihlal eden ve Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarını işgal eden bir ülke olarak tanıtmaya çalıştığı bir sırada gerçekleşmektedir. Geçen aya kadar bile İlham Aliyev hükûmetinin Ermenistan'a yönelik politikası pek değişmemişti. Buna rağmen, Azerbaycan Cumhuriyeti yetkilileri son zamanlarda resmî tutumlarını değiştirdiler. Örneğin Bakü yetkilileri son sıralarda Ermenistan topraklarının işgalinin Erivan hükûmetinin provokasyonlarına bir cevap olduğunu açıkladılar.
Bu açıklama, Ermenistan topraklarının bazı bölümlerinin işgalini teyit etmek anlamına geliyor. Aynı zamanda, bu yılın başında, Rusya Devlet Başkanı ile görüşmesinin ardından Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Kurumu Minsk Grubu'nun feshedilmesine vurgu yapmıştır.
Aslında Azerbaycan Cumhuriyeti ve Rusya cumhurbaşkanları Güney Kafkasya için güvenlik düzenlemeleri olarak 3+3 formatını ilan etmişler ve bu güçlü güvenlik düzenlemelerini Minsk arabuluculuk grubunun yerine getirmişler.
Son otuz yıldır her zaman gündeme getirilen bu formata dayanarak, ancak ikinci Karabağ savaşından sonra Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk kez olarak bu formatı Güney Kafkasya'da barışı sağlamak için en uygun alternatif olarak değerlendirdi- İran ve Türkiye, Rusya ile birlikte Güney Kafkasya'daki barış sürecinde iş birliği yapacak.
Aslında Amerika ve Fransa'nın kaldırılmasıyla, İran ve Türkiye bunların yerine gelecek. Güney Kafkasya bölgesinin üç ülkesi olan Azerbaycan Cumhuriyeti, Ermenistan ve Gürcistan da bu formatta yer alıyor.
Bu gerçeklere göre uzmanlar, Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın Ermenistan ve Fransa ve Amerika gibi bazı batılı hükûmetlerle Kafkasya meseleleri alanında perde arkasında ve medyadan uzakta, anlaşmalar yapmış olma ihtimalinin olduğunu söylüyorlar.
Ermenistan'dan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ne bir koridor alınmasının Azerbaycan Cumhurbaşkanı ve Türk mevkidaşının en önemli hedeflerinden biri olduğunu söylemek gerekir. Ermeni yetkililer, özellikle bu ülkenin Başbakanı, Bakü'nün bu talebine karşı olduklarını defalarca vurguladılar. Çünkü koridorun teslim edilmesi sonucunda Ermenistan ile İran sınırı, Azerbaycan Cumhuriyeti'ne ve Türkiye'ye devredilecek ve bunun sonucunda Ermenistan zor durumda kalacak. Aynı zamanda bu ülkenin yok olmasına her zamankinden ziyade zemin hazırlanacak.
Aynı zamanda, Bakü makamlarının özellikle son iki yıldaki davranışları, İlham Aliyev hükûmetinin İkinci Karabağ Savaşı'ndaki önceliğinin Azerbaycan Cumhuriyeti'nin işgal altındaki topraklarının kurtarılması olmadığı, Bakü yetkililerinin yabancıların tavsiyesi üzerine bölgenin sınırlarında ve jeopolitiğinde değişiklikler yapmak peşinde olduğu izlenimini yaratmaktadır. Aslında ikinci Karabağ savaşı, yabancıların bazı faillerini Güney Kafkasya bölgesine dayatmak için bir bahane olmuştu.
Bu bağlamda, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin önde gelen ve Müslüman analistlerinden Orhan Muhammedov, "Müslüman Millet" kanalıyla görüşmede şunları söyledi: "Batı hükûmetleri ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü - NATO - Ermenistan'ın güneyinden Azerbaycan Cumhuriyeti'ne koridor teslim etme planıyla güney Kafkasya bölgesinde kardeş öldürmek ve savaş yaratmak ve İran ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasında çatışma yaratmak için Ukrayna savaşına benzer bir senaryo hazırlamışlardır".
Güney Kafkasya bölgesindeki yabancı hükûmetlerin ve ırkçı İsrail rejiminin bu politikasının ifşa edilmesi, bu grup yabancıların Kafkasya'da barış peşinde olmadığı gibi, Güney Kafkasya bölgesinde savaş ve kaos yaratmak için bir fırsat aradıkları anlamına geliyor.
Genel bir özet olarak şunları söylemek gerekir: ''Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan topraklarının karşılıklı olarak işgal edilmesi konusu, bu bölgede hâlâ ciddi sorunlardan biri ve gerilimin ve askerî çatışmaların ortaya çıkmasının ana bahanelerinden biri olarak kabul edilmektedir.''
Karabağ münakaşasının tarafları, işgal edilmiş topraklarını özgürleştirmek için savaş alanına çıkarken, aynı zamanda daha yüksek bir askerî güce sahip olduklarını göstermek için diğer tarafın topraklarını işgal etmektedirler.