Almanya'da enflasyon ve durgunluk
Avrupalı ülkeler son aylarda yüksek enflasyon dahil ekonomik sorunlarının artmasıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu durum bu ülkelerde toplumsal itirazların yükselmesine sebebiyet vermiştir.
Bu doğrultuda, Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis), fiyat artışlarına ilişkin Ağustos ayı öncü verilerini açıkladı.
Buna göre, Temmuz’da yüzde 7,5 olan yıllık enflasyon, Ağustos’ta 2 ay sonra yeniden yüzde 7,9'a çıkarak, ilk petrol krizinin yaşandığı 1973-1974 kışından bu yana en yüksek orana geri döndü. Mayıs 2022’de ülkede enflasyon oranı yine yüzde 7,9 olarak kayıtlara geçmişti.
Toplu taşımada aylık 9 Euro’lük bilet ve yakıtta vergi indirimi uygulanmasına rağmen ülkede enflasyon oranının tekrar yüzde 7,9 seviyesine çıkması dikkati çekti. Her iki uygulama gelecek ay sona erecek.
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın devam etmesiyle birlikte Avrupa'da ekonomik sorunlar yoğunlaştı. Akaryakıt fiyatlarındaki artış, kış için ihtiyaç duyulan gazın temini konusundaki endişeler, tahıl ve gıda sıkıntısı, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşa dair net bir bakış açısının olmaması, Amerika ve Avrupa'daki ekonomik krizin nedenleri arasında yer alıyor. Bu kapsamda ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği merkez bankalarının başkanları enflasyon konusunu incelemek üzere ortak bir toplantı yaptı. Bu toplantıda Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Euro bölgesinde enflasyon beklentilerinin eskisinden daha yüksek olduğunu belirterek, kısa vadede düşük enflasyon rakamlarına ulaşılmasının mümkün olmadığını değerlendirdi.
Bu sırada Avrupa ülkeleri, Rusya'ya karşı Ukrayna'yı desteklemeye ve bu ülkeye askeri silah sağlamak için çok para harcamaya ve Rusya'ya yaptırım kampanyasına aktif olarak katılmaya devam ediyor.
Avrupa Komisyonu'nun son tahminlerine göre, uzun süredir Avrupa Birliği'ne üye 27 ülkenin ekonomik lokomotifi olarak bilinen Almanya'nın ekonomik büyümesi 2023'te sadece yüzde 1,3 olacak, Euro Bölgesi için ortalama rakam yüzde 1,5 olacak. Almanya'nın Mayıs ayındaki bir milyar avroluk ticaret açığı da 1991'den bu yana eşi görülmemiş bir durumda.
Nitekim Avrupa ülkeleri, Covid-19 pandemisinin neden olduğu ekonomik krizin yanı sıra Brexit sonrası dönem ve Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden çıkışının ardından, Washington'un kararının ardından şimdi de yanlış kararlar alarak ekonomik savaşa girmiştir. Ekonomik sorunları şiddetlendiren politikalar, yoksulluk ve işsizliğin artması Avrupa kıtası ülkeleri için bir çok olumsuz sonuçları beraberinde getirmiştir.
Amerika'da da ekonomik koşullar iyi değil. Gıda fiyatları önemli oranda arttı. Kamu yardımlarından yararlananların sayısı arttı ve birçoğu enflasyon sonrası durgunluktan endişe ediyor. Financial Times gazetesi bir raporda şunları yazdı: "Kasım ayındaki ara dönem kongre seçimlerinin arifesinde, enflasyonun büyüme oranı ücretlerin büyümesini aştı, bu da Amerikan vatandaşlarının yaşam kalitesinin düştüğü anlamına geliyor."
ABD Başkanı Joe Biden ve Demokrat Parti bu ülkedeki enflasyon sorununu çözemedikleri için Haziran ayında tüketici fiyatları yüzde 9,1 arttı. Tüm bu sorunlara rağmen, Washington hala Ukrayna'yı Rus savaşında destekliyor.
Şimdi Avrupalı yetkililer, ekonomik krizin işsizlik ve sosyal krizlerde artışa yol açacağından, giderek daha fazla endişe duyuyor; Sağ partilerin güç kazanmasının önünü açan krizlerden söz edilmektedir.
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser bu konuda şunları söyledi: "Sağcıların da aralarında bulunduğu bazı grupların, fiyatlardaki keskin artışı suiistimal için bahane olarak kullanmaları riski var; Çünkü bu insanlar Corona salgınının başlangıcından beri protesto gösterileri düzenliyor ve niyetleri krizi derinleştirmekti."
Bununla birlikte, Avrupa ve Amerika ülkeleri benzeri görülmemiş enflasyon ve korkunç sosyal koşullarla karşı karşıya. Ukrayna'daki savaş hala devam ediyor; önümüzdeki aylarda ve kışın başlamasıyla birlikte Avrupa'yı daha kritik bir duruma sokacak bir savaştan bahsedilmektedir./