Batı'nın İsrail rejimine yeniden desteği
(last modified Wed, 17 Jan 2024 14:40:52 GMT )
Ocak 17, 2024 16:40 Europe/Istanbul
  • Batı'nın İsrail rejimine yeniden desteği

Siyonist rejim Gazze'de yaşayan Filistinlileri katliam etmeye devam ederken, Batılı ülkeler de İsrail rejimini desteklemeyi sürdürerek, tüm insani iddialarının aksine korsan rejimi, bu savaş ve katliamda donatıyor.

Bu kapsamda Almanya hükümeti, Siyonist rejime top mühimmatı gönderileceğine ilişkin ilk onayı bu ülkenin Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı'ndaki ilgili birimlerden aldığını duyurdu.
Der Spiegel gazetesi, bilgi sahibi kaynaklarından naklen şu sözlere yer verdi: Berlin, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki savaşı sürdürmek ve çevresindeki tüm bölgesel savaş alanlarında Tel Aviv'i desteklemek için ihtiyaç duyduğu tank mühimmatı ve top sistemi teçhizatını tedarik etmeyi düşünüyor.
Almanya yönetimi, askeri teçhizatını İsrail'e ihraç etme lisansı son aylarda işgal rejiminin Gazze'deki Filistinlilere saldırılarının tırmandığı bir sırada 10 kat artarken, Berlin bu lisansların verilmesine öncelik veriyor.
Almanya İsrail'e silah satışına öncelik verirken, korsan rejim İsrail'in bombardımanlarında her gün onlarca Filistinli yaralanıyor ve şehit oluyor. Gazze'de savaşın şiddetlendiği son 100 günde şehit sayısı 24 binin üzerine çıktı. Gazze'de durum oldukça kritik hale gelirken Dünya Sağlık Örgütü de şu açıklamayı yaptı: Gazze'de yaşayanların yüzde 15'i felaket durumda ve açlık çekiyor, ayrıca yerinden edilmiş 1 milyon insan var. Birçok kadın ve çocuk felaket içinde yaşıyor.
Bu durumda dünyanın birçok ülkesi Siyonist rejimin Gazze halkına karşı işlediği suçları kınayıp, Gazze halkına yardım yolu açmak için barışı tesis etmeye çalışırken, Almanya dahil Batılı ülkeler onlara sadece eşlik etmezken üstelik  Siyonist rejim ordusunu donatmak için de adeta yarışıyormuş gibi ellerinden geleni yapıyor.
Bu arada Batılı ülkeler Uluslararası Adalet Divanı'na baskı yapmaya başladı. İsrail'in Gazze halkına karşı işlediği suçlarla ilgili dava geçtiğimiz hafta Uluslararası Adalet Divanı'nda resmen başladı ve dünyanın birçok ülkesi Güney Afrika'nın İsrail'e karşı yaptığı şikâyete destek vererek bu rejimi Gazze'de soykırım yapmakla suçladı. Bu koşullarda Batılı ülkeler, ırkçı rejime olan siyasi desteklerini de artırdılar. Bu durumda Almanya hükümeti, Uluslararası Adalet Divanı'nın İsrail suçlarıyla ilgili ilk toplantısını yaptıktan sonra Tel Aviv'e desteğini ilan etti.
 Rusya'nın Birleşmiş Milletler'deki temsilci yardımcısı "Dmitry Polyansky" bu bağlamda yaptığı açıklamada şöyle diyor: "Gazze savaşı Batılı ülkelerin çifte davranışını gösterdi ve onlar İsrail'in eylemlerini olduğu gibi adlandırmaya bile cesaret edemiyorlar."
Alman hükümeti, Siyonist rejimin Gazze'de gerçekleştirdiği soykırıma ilişkin şikâyeti resmen reddederek, Uluslararası Adalet Divanı toplantılarına üçüncü taraf olarak katılarak 1948 Soykırım Sözleşmesi'nin kullanımına açıklık getirmeye hazır olduğunu duyurdu.
Aslında Siyonist rejimin işlediği suçların uluslararası toplum ve dünyanın birçok ülkesi tarafından kınanması ve Tel Aviv'in Filistinlilere karşı işlediği suçları Uluslararası Adalet Divanı'nda izah edememesi, Batılı ülkelerin Siyonist rejimi her zamankinden daha fazla desteklemesine neden oldu, öyle ki geçen günlerde İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Kerim Han ile görüşmüştü. İngiltere Dışişleri Bakan Yardımcısı Tarık Ahmed bu konuyla ilgili “David Cameron ve ben Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Kerim Han ile görüştük.” dedi.
  Aslında Batılı ülkeler, özellikle Almanya ve İngiltere, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne, istişare yolu ve baskı uygulamak suretiyle Mahkeme'nin kararını ve Siyonist rejimin suçlarını araştırmak için yapılan toplantıları etkilemeye çalışıyor. Guardian gazetesi bu hususta şöyle yazıyor: “İsrail'in Hamas'la savaşa yönelik açık yükümlülükleri var ve bu sadece ahlaki yükümlülükleri değil, aynı zamanda yasal yükümlülükleri de içeriyor. Bu kurallar Roma Tüzüğü'nde ve Cenevre Sözleşmesi'nde açıkça tanımlanmıştır.”
Batılı ülkeler, tüm insani sloganlarına rağmen çelişkili bir biçimde, bir yandan insanlığın savunulmasından söz ederken, diğer yandan İsrail'i güçlendirerek Tel Aviv'in duruşunu savunuyor. Görünüşe göre onlar Filistinlilere karşı işlenen cinayetlerde giderek İsrail’in daha fazla suç ortağı oluyorlar./