Brezilya ile İsrail arasındaki gerilim; da Silva'ya karşı gösteriler
Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva'nın tavır alıp Siyonist işgalci İsrail'i soykırımla suçlamasından birkaç hafta sonra, Brezilya'daki siyasi durum gerginleşti, öyle ki Brezilya'nın eski cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro, bir süre devam eden sessizliğinin ardından, taraftarlarını sokaklara davet ederek, kendine yönelik suçlamaları reddedip, bu ülkede ifade özgürlüğünün olmadığını söyledi.
"Bolsonaro", Ekim 2022 seçimlerinin sonuçlarını iptal etmeye çalışmak ve genelkurmay başkanlarına darbeye katılmaları için baskı yapmakla suçlanıyor. Bolsonaro'nun destekçileri, Brezilya seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından başkent Brasilia'da cumhurbaşkanlığı sarayı da dahil olmak üzere hükümet binalarına baskın düzenledi. Binalar yağmalandı ve yıkıldı. Bu kargaşanın ardından Bolsonaro'nun üç müttefiki ile beraber siyasi partisinin başkanı da tutuklandı.
O tarihten bu yana, "Bolsonaro" uzun bir süre yurt dışında kaldı, ancak şimdi Brezilya'nın eski cumhurbaşkanının geçen yılki huzursuzluktaki rolüne ve binlerce destekçisinin hükümet kurumlarına yönelik saldırılarındaki rolüne ilişkin soruşturmanın ciddiyet kazanması ardından gösteriler tekrar başladı.
Brezilya'ya dönen "Bolsonaro", önceki gün bu ülkede özgürlüklerin olmayışını eleştirirken destekçilerini sokağa davet ederek kendini temize çıkarmaya çalıştı ve "Artık geçmişi unutma zamanıdır ve Brezilya’nın ilerlemesine izin verelim” dedi.
Brezilya'nın mevcut devlet başkanı Luiz Inácio Lula da Silva’nın, son haftalarda korsan rejim İsrail'in Gazze'de işlediği suçlara karşı sert bir tavır sergileyerek Siyonist rejimin Filistinlileri katliam etmesini Hitler'in II. Dünya Savaşı'ndaki cinayetlerine benzettiği bir ortamda Bolsonaro, destekçilerini Brezilya sokaklarına çıkmaya davet ediyor. Bu arada Brezilya, Siyonist rejimin büyükelçisini ülkesinden kovmakla kalmadı, üstelik kendi büyükelçisini de işgal altındaki topraklardan geri çağırdı.
Aslında da Silva'nın tutumu İsrail yetkililerini ve müttefiklerini kızdırdı. Bu ülkedeki sol harekete mensup olan da Silva, sömürgecilik ve baskıya karşı mücadeleden yanadır; bu arada sol partiler iktidara geldiklerinde Brezilya dış politikası alanında milleti destekleyen farklı prosedür ve politikalar benimsemişlerdir.
Filistin direnişi ve onların işgale karşı meşru mücadelesi ve bebek katili rejiminin işgal altındaki Filistin topraklarındaki sömürge projesine karşı çıkması, bunun somut tezahürlerinden biridir.
Bu arada Brezilya Devlet Başkanı'nın siyasi düzeydeki konumu ve Latin Amerika bölgesinin kamuoyunun Filistin halkına destek vermesi, bu bölgede köklü bir olgu olan ve işgal rejimi ve onun uluslararası arenadaki destekçi lobileri için yıllardır ciddi bir sorun haline gelen etkili bir konu olmuştur. Bu bağlamda Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro da, Adolf Hitler'in Nazi Almanya'sının İkinci Dünya Savaşı öncesinde yaptığı gibi, "Modern İsrail de Batı'dan aynı teşvike, aynı finansmana ve aynı desteğe sahip" dedi.
Bu tutumlar Siyonist yetkilileri daha da kızdırmış, öyle ki işgal rejiminin Dışişleri Bakanı " Yisrael Katz", Brezilya Devlet Başkanı'nın Gazze ile ilgili açıklamalarını geri çekene kadar istenmeyen bir kişi olduğunu açıkladı.
Bölgede faaliyet gösteren İsrail lobilerinin, ABD'nin desteğiyle, Da Silva'nın sözlerini kınayıp karşı tavır almakla kalmayıp, aynı zamanda Brezilya'nın iç siyasetinde kriz yaratmaya ve mevcut siyasi düzeni bozmaya çalıştığı görülüyor. Bu bakımdan Bolsonaro taraftarlarının geçtiğimiz gün Brezilya sokaklarında bulunması bu ülkedeki siyasi huzuru bozmuş görünüyor./