Macron'un Rusya ile ilişkilerde yaklaşımı değiştirme talebi
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Rusya ile ilişkilerin gözden geçirilmesine ilişkin sözleri geniş yankı buldu.
Fransa cumhurbaşkanı yaptığı açıklamada, yeni bir dünya düzeni yaratılmasının gerekliliğine değinerek şunları vurguladı: Avrupa'nın, bu kıtada barış ve istikrarın tesisi ve sürdürülmesi adına Rusya ile mevcut ilişkilerini yeniden gözden geçirmesi gerekiyor.
Macron, Avrupa'nın coğrafi gerçekliğini unutmamak gerektiğini belirterek şunları kaydetti: "Avrupa'da barışı yeni bir şekilde düşünmeliyiz çünkü Avrupa kıtası kesinlikle Avrupa Birliği'ne üye ülkelerle ya da NATO’daki ülkelerle sınırlı değildir." Fransa Cumhurbaşkanı, mevcut dünya düzeninin, İkinci Dünya Savaşı'nın bitiminden sonraki yıllarda oluşturulduğu için, yeni zorluklara cevap verme yeteneğinden yoksun olduğuna dikkat çekerek, şunları vurguladı: Artık yeni bir dünya düzeni yaratmak gerekiyor. Yeni dünya düzeni; Çünkü mevcut dünya düzeni eksik ve adaletsiz.
Emmanuel Macron'un bu sözleri, Fransa Cumhurbaşkanı'nın birkaç ay önce Ukrayna'ya kara kuvvetleri gönderilmesi ve Avrupa Birliği'nin son 30 yılda Rusya'ya yönelik politikası konusunda söylediği sözlerden tamamen farklıdır. Geçtiğimiz Mart ayı ortasında Fransız "Loparizin" gazetesine verdiği röportajda Fransa Cumhurbaşkanı, Rusya’ya karşı kara operasyonu yapılması gerektiğini ifade etmişti.
Şubat ayının sonunda Macron, Paris'in "Rusya'nın Ukrayna'daki savaşta zafer kazanmasını" önlemek için her şeyi yapacağını iddia etti. Fransa Cumhurbaşkanının bu tutumları Almanya ve diğer bazı Avrupa hükümetlerinin açık muhalefetiyle karşılandı. Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Batı Bloku'nun Rusya'ya yönelik politikası, bu ülkeyi kendi sınırları içinde tutmak yönündeydi. Amerika bu politikayı NATO'nun Doğu Avrupa'ya ve bağımsız cumhuriyetlere yayılması yoluyla izledi.
Bu birliğin genişlemesiyle Avrupa Birliği, Rusya'yı kendi sınırları içinde tutmanın siyasi ve ekonomik döngüsünü tamamladı. Elbette Avrupalılar son 30 yıldır gaz ve petrol ihtiyaçlarını Rusya ile ilişkileri genişleterek karşılamaya çalışmış, Rusya'ya yatırımları artırarak ve ekonomik alışverişleri artırarak bu bölgedeki siyasi ve sosyal gelişmeler sürecine yumuşak bir etkide bulunmuşlardır. Adriyatik Denizi ve Karadeniz'den Avrupa'ya kadar uzanan boru hatları ve Sovyet döneminden kalma boru hatlarının kullanılması bu hedef doğrultusundaydı.
ABD ve Avrupa Birliği'nin 2014'te Ukrayna'ya ve 2008'de Gürcistan'a yönelik bu politikası, Rusya'nın eski Sovyetler Birliği'nden bu iki bağımsız cumhuriyete müdahale etmesine neden oldu. Avrupa Birliği, Rusya'yı kuşatma politikasının sürdürülmesinden geçici olarak çekilerek krizi kontrol altına almaya ve Rusya ile ilişkilerini sürdürmeye çalıştı. Ancak Ukrayna'nın NATO'ya üye olma girişimi ve ABD'nin desteği üzerine Rusya, Ukrayna'ya saldırdı. Rusya'nın bu hamlesi Avrupa'daki siyasi, güvenlik ve ekonomik denklemlerde köklü değişikliklerle karşı karşıya kaldı. Adriyatik Denizi'nde Kuzey Akım 1 ve 2 gaz boru hatlarının patlaması, Rusya'nın Avrupa'nın en büyük gaz tedarikçisi olarak Avrupa'ya gaz ihracatını kesti.
Ukrayna'da iki buçuk yıl süren savaşın ve Avrupa Birliği ile ABD'nin Ukrayna'ya tam desteğinin ardından artık Ukrayna savaşı hakkında hiçbir aydın ufuk görünmüyor. Ayrıca savaş alanının genişlemesi Avrupa ülkelerine yönelik tehditleri de artırmakta.
Başta Almanya ve Fransa olmak üzere birçok Avrupa ülkesinin uzun menzilli füzelerin Ukrayna'nın emrine verilmesine ve Rusya topraklarının derinliklerinde kullanılmasına karşı çıkmalarının nedenlerinden biri de bu kaygılardır. Bu nedenle Avrupa'da barış fısıltıları arttı. Önümüzdeki haftalarda bu alanda siyasi hareketlenmeler göreceğiz. Macron'un Ukrayna'da 2,5 yıl süren savaşın ardından Rusya Devlet Başkanı Putin ile her türlü konuyu görüşmeye hazır olması, son 2,5 yılda büyük bir Avrupa Birliği hükümetinden Rusya'ya gönderilen en güçlü sinyaldir./