ABD'nin Yemen'e Saldırısı; Başarısız Stratejinin Tekrarı
Barış ve ABD'nin çok sayıda savaşını sona erdirme vaadiyle başkanlığa gelen Donald Trump, başkanlığı devraldıktan iki ay sonra Yemen'e saldırı emri verdi.
Trump, daha önce de Ukrayna'ya askeri silah sevkiyatının yeniden başlatılması emrini vermişti ve seçimlerden önce bunu, o zamanki ABD hükümetinin Rusya ile Üçüncü Dünya Savaşı'nı başlatma girişimi olarak nitelendirmişti.
Şimdi de Amerikan savaş uçakları, Aden Körfezi, Kızıldeniz ve Babülmendep Boğazı'nda güvenliği sağlama bahanesiyle Yemen topraklarının bazı kısımlarını bombalıyor. Bu geniş çaplı bombardımanın ilk saatlerinde, Yemen'deki sağlık kaynakları onlarca sivilin öldürüldüğünü bildirdi.
Buna karşılık, Sana'da bulunan Yemen hükümeti yetkilileri, Yemen ülkesine yönelik bu açık saldırıya mümkün olan en şiddetli şekilde karşılık verecekleri konusunda uyarıda bulundu. ABD'nin Yemen'deki askeri operasyonları, şüphesiz bölgedeki güvensizliği artıracaktır. Amerikalılar, bu saldırıları bölgedeki denizcilik özgürlüğünü güvence altına almak amacıyla başlattıklarını iddia ediyorlar; ancak son yirmi yıldaki deneyimler, Amerikalıların kendi söylediklerine göre huzuru sağlamak için her savaşa başvurduklarında güvensizliğin arttığını göstermiştir.
Trump, başkanlık öncesinde Amerikan başkanlarının gergin ve maliyetli eylemlerini defalarca eleştirmişti. Örneğin, 11 Eylül 2001'den sonra Batı Asya bölgesindeki savaşları sonuçsuz olarak nitelendirmiş ve bu savaşların Amerikan vergi mükelleflerine yedi trilyon dolara mal olduğunu söylemişti. Trump ayrıca, o zamanki Amerikan hükümetinin Ukrayna'daki savaşa 350 milyar dolar harcamasını şiddetle eleştirmişti.
Ancak Trump, ABD başkanlığına geldiğinde ve ülkenin silahlı kuvvetlerinin başkomutanı pozisyonuna geçtiğinde, Amerika’yı deneyime göre Yemen'in yenilgisini getirmeyen başka bir savaşa ABD'yi soktu.
ABD'nin Yemen'e ilk askeri saldırılarının üzerinden yaklaşık 20 yıl geçti ve bu süre zarfında Yemenliler Suudi koalisyonunun geniş çaplı saldırılarını da geride bıraktı. Ancak Yemen sadece yenilmedi, aynı zamanda günden güne güçlendi, öyle ki şimdi gelişmiş kara, hava ve deniz füzeleriyle donatıldı ve ABD Donanması ve müttefiklerine meydan okudu.
Ayrıca, Yemenliler, Yemen topraklarından iki bin kilometreden fazla uzakta olan işgal altındaki Filistin'deki Siyonist mevzilerine karşı füzeler fırlatmayı başardılar. Bu koşullar altında, Amerikalılar Yemenlilerin askeri ve sivil tesislerini bombalayabilir ve sivilleri öldürebilir, ancak Yemen halkını teslim olmaya zorlayabilmeleri akla yatkın olmayacaktır.
Bu nedenle, Trump yönetiminin Yemen'e yönelik askeri stratejisinin, George W. Bush, Barack Obama, Joe Biden yönetimlerinin ve hatta Donald Trump'ın ilk yönetiminin Yemen'e karşı askeri stratejisinin başına gelen aynı kaderi paylaşacağı tahmin edilebilir.
Ayrıca, Yemen'deki bu saldırılar ve Ukrayna'ya askeri yardımın yeniden başlaması, Amerika Birleşik Devletleri'nin dış politikasının genlerinde savaş yanlısı ve savaş kışkırtıcılığının olduğunu ve Amerika'da başkanlık kontrolünün hangi kişi veya partide olduğunun pek de önemli olmadığını gösteriyor. Her halükarda, Amerika'nın başkanlık masasına kim oturursa otursun, ya savaş başlatır, ya devam eden savaşları sürdürür ya da başkalarının savaşına yardım eder ve bu arada, Amerikalı politikacıların savaş yanlısı ve savaş kışkırtıcılarının kurbanı olan sivillerdir./