İnsansız Hava Araçları (İHA’lar) Afrika’daki Silahlı Çatışmaları Nasıl Değiştirdi?
Parstoday – Afrika’daki kanlı çatışmalar ve jeopolitik rekabetlerin ortasında, insansız hava araçları- İHA’ları savaş alanının yeni aktörleri haline geldi: yalnızca güç dengelerini altüst etmekle kalmayıp, bölgesel ittifakların ve çatışma dinamiklerinin yönünü de değiştiren bir teknoloji.
Afrika’daki savaş sahalarına İHA’ların girişi, kıtanın çatışma tarihinde bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Devletler ve silahlı gruplar askeri üstünlük kazanmak için yarışırken, bu teknoloji yalnızca askeri oyunun kurallarını değil, aynı zamanda Afrika ile dış güçler arasındaki jeopolitik ilişkileri de yeniden tanımlamayı başardı.
Parstoday’in haberine göre, Etiyopya-Tigray savaşı, Sudan’daki kriz ve “Sahel” bölgesindeki gerilimler gibi örneklerde İHA’lar, Afrika’daki savaşlarda karar verici araçlara dönüştü; hem güç vaat eden hem de yeni istikrarsızlık riskleri barındıran bir araç.
El Cezire Araştırma Merkezi’nin “İHA’lar Afrika’daki Silahlı Çatışmaları Nasıl Dönüştürdü?” başlıklı makalesinde şu ifadeler yer aldı: İç savaşlar ve silahlı çatışmaların yoğun yaşandığı Afrika kıtasında, İHA’lar etkili bir unsur olarak savaş sahasını dönüştürmüş ve güç ile nüfuz haritasını yeniden şekillendirmiştir.
Modern savaşlarda İHA’lar en önemli güç araçlarından biri sayılıyor; çünkü istihbarat toplayabiliyor, hassas hava saldırıları gerçekleştirebiliyor, hedefleri yüksek doğrulukla tespit edebiliyor ve hatta elektronik harp yoluyla düşman savunma sistemlerini bozabiliyorlar.
Afrika Boynuzu’ndaki Etiyopya’dan Sahel bölgesindeki Mali’ye kadar, İHA’ların iç savaş sahalarına girişi, silahlı gruplar ile devlet orduları arasındaki çatışma görüntüsünü değiştirdi. Bu durum, çatışmaların şiddetini ve terörist olarak tanımlanan grupların tehdit düzeyini artırırken, devletlerin bu teknolojiyi edinme maliyetlerini de yükseltti.
Bu alanda yayımlanan raporlar, Afrika’daki İHA pazarının 2023 yılında 65.5 milyon dolara ulaştığını ve 2030 yılına kadar 107 milyon dolara çıkmasının beklendiğini gösteriyor. İHA sayısı da 2023’teki 293 adetten, bu 10 yılın sonunda yaklaşık 663’e ulaşacak.
İstihbarat toplamak için kullanılan hafif ve küçük modellerden, 900 kilogramdan fazla güdümlü mühimmat taşıyabilen gelişmiş İHA’lara kadar çeşitli türler satın alındı. Rapora göre Afrika ülkeleri arasında Mısır 267 İHA ile başı çekiyor; ardından Fas, Nijerya, Etiyopya ve Cezayir geliyor. Afrika’daki toplam İHA’ların yarısından fazlası Kuzey Afrika ülkelerinde yoğunlaşmış durumda. Bu eğilimin başlıca nedenleri arasında güvenlik kaygıları, İHA’ların hızlı ve kolay kullanım özellikleri ile dış güçlerin varlığı yer alıyor. Çin, %26’lık payla Afrika’ya en fazla İHA ihraç eden ülke konumunda.
İHA’ların artan kullanımı, savaş yöntemlerinde de ciddi değişimlere yol açtı. 2011 yılında Somali’de Amerikan İHA’sıyla gerçekleştirilen ilk kayıtlı saldırıdan bu yana, 15 Afrika ülkesinde yaklaşık 900 saldırı düzenlendi. Etiyopya ordusu, Tigray Cephesi’yle olan savaşta İHA’lar sayesinde güç dengesini değiştirdi ve 2022’de Addis Ababa’nın düşmesini engelledi. Sudan’daki savaşta (2023’ten itibaren), ordu İHA’lar yardımıyla “Hızlı Destek Güçleri”nin cephe hatlarını ciddi şekilde zayıflattı. Mali’de ise ordu, İHA’lar sayesinde göreli bir hava üstünlüğü elde etti.
Ancak İHA’ların yaygın kullanımı olumsuz sonuçlar da doğuruyor. Hassas saldırılar yan hasarları azaltmak için tasarlanmış olsa da, pratikte birçok kez sivil kayıplara yol açtı; veriler, 13 ülkede binden fazla sivilin hayatını kaybettiğini gösteriyor. Ayrıca, devlet dışı grupların İHA’lara erişimi, savaşların uzamasına ve barış müzakerelerinin karmaşıklaşmasına neden olabilecek yeni bir gerçeklik oluşturuyor.
Bir diğer açıdan İHA’lar yalnızca savaş araçları değil, Afrika’da yeni ittifakların şekillenmesinde jeopolitik bir kapı haline gelmiş durumda. Bu teknoloji, Afrika ülkelerine Batı’nın geleneksel çerçevesi dışında yeni güvenlik ortakları seçme imkânı tanıyor.
Sonuç olarak, Afrika’da İHA’ların geleceğini yalnızca sahiplik değil, kullanımın nasıl yönetileceği ve düzenleneceği belirleyecek. Çünkü güvenlik yalnızca teknolojiyle sağlanmaz; belirleyici olan, bu teknolojiyi yöneten politikalar ve kurumlardır. Afrika bugün, bu aracı güvenlik ve barış için sorumlu şekilde kullanma ile bitmek bilmeyen yeni savaş döngülerine sürüklenme arasında bir yol ayrımında bulunuyor./