Macron, G20’nin Çöküşün Eşiğinde Olduğunu Düşünüyor
ParsToday – Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde düzenlenen G20 zirvesinin açılışında yaptığı benzeri görülmemiş konuşmada, bu grubun küresel krizler üzerindeki etkinliğini kaybettiğini söyledi.
ParsToday’in haberine göre, Johannesburg, Güney Afrika, Cumartesi gününden itibaren 2 gün boyunca G20 ülkelerinin liderlerine ev sahipliği yapıyor. G20, Avrupa Birliği (AB) ve Afrika Birliği (AU) ile birlikte 19 ülkeden oluşan bir uluslararası kuruluştur. G20 ülkeleri, dünya ekonomik üretiminin %85’ini ve dünya ticaretinin %75’ini temsil etmekte ve dünya nüfusunun üçte ikisini kapsamaktadır. Bu grup, uluslararası finansal istikrar, iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınma gibi küresel ekonomi ile ilgili önemli konularla ilgilenmektedir.
Johannesburg zirvesi “Dayanışma, Eşitlik ve Sürdürülebilirlik” sloganıyla düzenleniyor ve öncelikli olarak sürdürülebilir ekonomik büyüme, kalkınma ve finansman konularında tartışmalar yapılacak. Ayrıca, G20’nin iş birliği ve gelecekteki yol haritası, liderlerin görüşmelerinin ana eksenini oluşturacak. Ancak yaptırımlar, çatışmalar, yoksulluk ve açlık, Johannesburg’daki zirveden beklenen etkinin azalmasına yol açtı. ABD bu zirveyi boykot ederken, Çin ve Rusya liderleri de katılmadı. Son yıllarda dünyanın en önemli ekonomik ve siyasi forumu olarak kabul edilen G20, bugün ciddi zorluklarla karşı karşıya. Bu nedenle zirve sonunda ortak bir bildiri yayınlanması beklenmiyor; sadece ev sahibi ülke tarafından bir açıklama yapılacak.
Macron, G20 liderler zirvesinin başında yaptığı konuşmada, grubun küresel krizler üzerindeki etkisini kaybetmekte olduğunu ve bunun varlığını tehdit ettiğini belirtti. Ona göre, güvenlik alanında ortak bir yaklaşım geliştirmek giderek zorlaşıyor çünkü üyeler arasında gerekli birlik sağlanamıyor. Macron konuşmasında, “G20 muhtemelen kendi döngüsünün sonuna yaklaşıyor. Küresel krizleri bu masada çözmek giderek zorlaşıyor; özellikle bugün burada olmayan üyeler göz önünde bulundurulduğunda. Jeopolitik alanda ortak bir standart oluşturmak bizim için zor,” dedi.
Macron’un uyarısının başlıca nedenlerinden biri, G20 üyesi büyük güçler arasındaki anlaşmazlıkların derinleşmesidir. Küresel krizler, iklim değişikliği, savaşlar, gıda güvensizliği ve finansal krizler gibi konular kolektif iş birliği gerektirirken, üyeler daha çok rekabet ve çatışma yönünde hareket ediyor. Bu durum, forumdaki ortak karar almayı yavaşlatıyor veya durma noktasına getiriyor. Macron, bazı üyelerin toplantılara katılmadığını belirterek, grubun iç uyumunun ciddi şekilde azaldığını vurguladı.
Öte yandan, Ukrayna savaşı ve Batı ile Rusya arasındaki gerilimler ile ABD ve Çin arasındaki artan rekabet, G20’de iş birliği ortamını ciddi şekilde zayıflattı. Bu koşullar altında, küresel güvenlik veya uluslararası ekonomi konularında kapsamlı anlaşmalara varmak neredeyse imkânsız hale geldi. Macron bu durumu G20’nin tarihsel döngüsünün sona yaklaştığının bir göstergesi olarak yorumladı ve mevcut durum devam ederse, bu kurumun küresel krizlerin yönetiminde etkili rol oynayamayacağını uyardı.
Aslında Macron’un sözleri, dünya liderleri arasında yaygın olan daha geniş bir kaygının yansımasıdır; geleneksel uluslararası iş birliği yapıların artık bugünün ihtiyaçlarını karşılamadığı görüşü. G20, 2008 mali krizinde önemli bir rol oynayabilmişti, ancak günümüzde daha karmaşık ve çok boyutlu krizler karşısında etkinliğini yitirmiştir. Bu uyarı, dünyada uluslararası iş birliği mekanizmalarının, yeni jeopolitik ve ekonomik gerçeklerle uyumlu olacak şekilde yeniden düşünülmesi gerektiğini gösteriyor.
Böylece Macron, G20’nin çöküşün eşiğinde olduğunu söyleyerek yalnızca mevcut zayıflıkları vurgulamakla kalmadı, aynı zamanda küresel krizlerin yönetimi için yeni çerçevelerin oluşturulmasının gerekliliğini de hatırlattı. Onun sözleri, dikkate alınmazsa, gelecekte dünyayı etkili ve koordineli bir forum olmadan krizlerle karşı karşıya bırakabilecek ciddi bir uyarıdır.
Öte yandan, G20 zirvesi, tartışmalı ABD Başkanı Donald Trump’ın benzersiz şekilde tansiyon yaratan tutumundan etkilenmiştir. ABD, zirvenin ardından G20’nin bir sonraki başkanlığını üstlenecek olmasına rağmen, bu zirvede yer almadı. Trump, Afrika’daki ilk G20 zirvesini açıkça boykot etti ve herhangi bir heyet göndermedi. Bu, grubun tarihinde benzeri görülmemiş bir durum olup, Trump’ın Afrika ve özellikle Güney Afrika ile olan gerilimlerini gösteriyor.
Bu uzak durma uzun süredir devam ediyor ve herkes için açık hale geldi; Trump, Mayıs ayında Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa’nın ABD ziyareti sırasında, “Beyaz çiftçilere karşı Siyah soykırımı” olarak nitelendirdiği açıklamada bulundu. Bu tavrın arkasında ayrıca Afrika ülkelerinin Rusya ve Çin ile yakınlaşma çabaları ve Gazze Savaşı bağlamında ABD’nin müttefiki İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırım suçlamaları yer alıyordu.
Trump, Eylül sonunda, Afrika ülkelerine ABD pazarına gümrüksüz erişim sağlayan 25 yıllık “AGOA” programını iptal etti. Sonuç olarak Lesotho, Kenya, Madagaskar ve yüksek işsizlikle karşı karşıya olan Güney Afrika gibi ülkeler çok sayıda iş kaybedecek.