Pakistan İran’ın Barışçıl Nükleer Faaliyetlerinin Arkasında Duruyor mu?
https://parstoday.ir/tr/news/world-i286830-pakistan_İran’ın_barışçıl_nükleer_faaliyetlerinin_arkasında_duruyor_mu
Parstoday – Pakistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ve bu ülkenin önemli bir düşünce kuruluşu, İran’ın barışçıl nükleer faaliyetlerini desteklediklerini açıkladı.
(last modified 2025-11-24T04:38:53+00:00 )
Kasım 24, 2025 06:37 Europe/Istanbul
  • Pakistan İran’ın Barışçıl Nükleer Faaliyetlerinin Arkasında Duruyor mu?

Parstoday – Pakistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ve bu ülkenin önemli bir düşünce kuruluşu, İran’ın barışçıl nükleer faaliyetlerini desteklediklerini açıkladı.

Pakistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Muhammed Tahir Andarabi, ülkesinin ilkesel tutumunun gerilimi artıran ve diplomasiyi zedeleyen girişimlere karşı olduğunu vurgulayarak şöyle dedi: “İslamabad, Tahran’ın uranyum zenginleştirme hakkını, BERCAM’ın (nükleer anlaşmanın) yeniden canlandırılmasını ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı kararını desteklemektedir.”

Andarabi, cuma günü İslamabad’da düzenlenen haftalık basın toplantısında, Pakistan’ın daha önce İran’ın nükleer tesislerine yönelik herhangi bir dış askeri müdahaleye karşı çıktığını hatırlatarak, bu tutumunu bir kez daha teyit etti ve İran’a karşı her türlü çatışma ve anti-diplomatik yaklaşımı reddettiklerini belirtti.

Sözcü, Pakistan’ın son aylarda BM Güvenlik Konseyi’nde 2231 sayılı karar ve Güney Kore tarafından sunulan İran’a yönelik yaptırımların kaldırılmasının sürdürülmesine ilişkin kararı desteklediğini hatırlattı. Ona göre, bu meselede çatışma ve yaptırım yaklaşımı benimsenmemeli, diplomatik yollar tercih edilmelidir.

Pakistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, ülkesinin İran İslam Cumhuriyeti’nin uranyum zenginleştirme hakkını ve uluslararası normlara uygun taahhütlerini desteklediğini vurguladı.

Ayrıca, Pakistan Hava Kuvvetleri’ne bağlı Güvenlik ve Havacılık Araştırmaları Merkezi (CASS) tarafından Lahor’da düzenlenen “Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Rejimi Altında İran’ın Hakları ve Yükümlülükleri” başlıklı oturumda, askeri şahsiyetler ve nükleer silahsızlanma uzmanları, İsrail rejimi ve ABD’nin İran’a yönelik saldırgan tutumlarının doğurabileceği sonuçlara dikkat çekti.

Katılımcılar, İran’ın hiçbir zaman NPT (Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması) kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal etmediğini, aksine bu antlaşmadaki boşlukları ve eksiklikleri ortaya koyduğunu vurguladılar.

Pakistan hükümetinin İran’ın barışçıl nükleer faaliyetlerine verdiği destek, iki ülke arasındaki dostane ilişkiler ve ortak çıkarlar çerçevesinde değerlendirilebilir. Müslüman bir ülke ve İran’ın doğu komşusu olan Pakistan, bölgesel ve uluslararası alanda her zaman İran’ın barışçıl nükleer enerji kullanımına yönelik tutumunu savunmaya çalışmıştır. Bu desteğin kökeninde dış politika, enerji ihtiyaçları ile güvenlik ve ekonomik kaygılar bulunmaktadır.

İlk neden, ülkelerin barışçıl amaçlarla nükleer teknolojiden yararlanma hakkı ilkesidir. İran, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na (NPT) taraf olup bu antlaşma uyarınca elektrik üretimi, bilimsel araştırmalar ve tıbbi kullanım için nükleer enerjiden faydalanma hakkına sahiptir. Kendi nükleer programını geliştirme tecrübesine sahip olan Pakistan ise bir ülkenin bu meşru haktan mahrum bırakılmasının ayrımcı ve uluslararası adalet ilkelerine aykırı olduğunu çok iyi bilmektedir.

İkinci neden, bölgenin enerji ihtiyaçlarıdır. İran ve Pakistan her ikisi de sürdürülebilir enerji temini konusunda ciddi zorluklarla karşı karşıyadır. İran’ın barışçıl nükleer programına verilen destek, enerji alanında ortak işbirliklerinin önünü açabilir. İran–Pakistan doğalgaz boru hattı gibi projeler, iki ülkenin enerji sağlamak için ortak altyapılar kurma arayışında olduğunu göstermektedir. İran’ın nükleer teknoloji geliştirmesi ise bu işbirliklerine tamamlayıcı bir unsur olabilir.

Üçüncü neden ise siyasi ve güvenlik kaygılarıdır. Pakistan, İran’ın nükleer alandaki haklarını destekleyerek küresel güçlere açık bir mesaj vermektedir: bölge ülkeleri kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahip olmalıdır. Bu destek ayrıca İran ve Pakistan’ın uluslararası örgütlerde ve İslami platformlarda konumunu güçlendirmekte, Müslüman ülkeler arasındaki dayanışmayı dış baskılara karşı artırmaktadır.

Dördüncü neden, iki halk arasındaki tarihî ve kültürel bağlardır. İran ve Pakistan, derin dinî, kültürel ve dilsel ilişkilerle birbirine bağlıdır. İran’ın barışçıl nükleer programına verilen destek, bu dayanışma ve karşılıklı güvenin bir sembolü olarak görülebilir ve ticaret, eğitim ile teknoloji gibi diğer alanlarda da ilişkilerin gelişmesine katkı sağlayabilir.

Sonuç olarak, Pakistan’ın İran’ın barışçıl nükleer faaliyetlerine desteği yalnızca uluslararası hukuk ilkeleri ve enerji ihtiyaçlarına dayanmakla kalmıyor; aynı zamanda iki Müslüman komşu ülke arasındaki siyasi ve kültürel yakınlaşmayı da yansıtıyor. Bu destek, bölgesel işbirlikleri için bir model oluşturabilir ve Güney Asya ile Batı Asya’da istikrar ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına yardımcı olabilir./