Amerika’nın Bağdat’ta Diplomatik Hamleleri; Yeni Irak Hükümeti Sürecine Etki Çabası
-
Michael Regas, Amerika Dışişleri Bakan Yardımcısı
Parstoday – Irak’ta siyasi grupların yeni hükümeti kurmak için yoğun müzakereler yürüttüğü bir dönemde, üst düzey Amerikan diplomatlarının peş peşe Bağdat’a yaptığı ziyaretler Washington’un başbakan seçimi ve gelecekteki kabine oluşumuna etki etmeye çalıştığı izlenimini güçlendirdi. Bu girişimler, direniş yanlısı akımların tepkisi ve karşı çıkışıyla karşılaştı.
Son günlerde Bağdat, birkaç üst düzey Amerikalı yetkiliyi ağırladı. Amerika Dışişleri Bakan Yardımcısı Michael Regas ve Washington’un Suriye özel temsilcisi Thomas Barak bu hafta Irak’a gitti. Yakında Amerika’nın Irak özel temsilcisi Mark Savia’nın da bu ülkeye gitmesi bekleniyor. Analistler bu ziyaretleri seçim sonrası gelişmeler ve özellikle yeni başbakanın belirlenmesi süreciyle bağlantılı görüyor.
Parstoday’in haberine göre, Michael Regas’ın sessiz ziyareti Amerika’nın Irak dosyasını yönetme biçiminde değişikliklerin başlangıcı ve Savia’nın resmi rol üstlenmesine hazırlık olarak değerlendiriliyor. Amerika Büyükelçiliği bu ziyaretin amacını “ortaklığı güçlendirmek ve istikrarı desteklemek” şeklinde açıklasa da, analizler bu hareketlerin direniş yanlısı gruplara siyasi baskı uygulama hedefiyle yapıldığını gösteriyor. Bu gruplar, 2021’e kıyasla son seçimlerde daha fazla sandalye kazanmış durumda.
Savia, Bağdat’a girmeden önce “X” sosyal ağında Irak’ın geleceğine dair bir siyasi program çizerek “siyasetten silahın çıkarılması” ve “bağımsız kurumların güçlendirilmesi” gereğini vurguladı. O, Irak’ın ya etkin kurumlara doğru ilerlemesi gerektiğini ya da geçmişin karmaşık döngüsüne geri döneceğini iddia etti.
Raporlara göre Amerika, Irak’ın yeni hükümeti için birkaç şart öne sürdü. Bunlar arasında Washington’un bazı kilit makamları onaylaması ve Haşd eş-Şaabi üyelerinin kabinede yer almaması bulunuyor. Analistlere göre bu şartlar hükümetin kurulma sürecini çıkmaza sokabilir.
Buna karşılık, direniş yanlısı akımların liderleri dış baskıların Irak’ın siyasi denkleminde değişiklik yaratmayacağını vurguluyor. Onlara göre, yeni hükümet seçim sonuçlarını ve halkın iradesini yansıtmalıdır. Ayrıca silahların devletin tekelinde olması ortak bir hedef olarak kabul edilse de, bu durum Irak’ı savunmada rol oynamış güçlerin dışlanması için bir araç haline getirilmemelidir.
Bu gelişmeler, Irak’ın siyasi sahnesinin dış baskılarla yönlendirilemeyecek kadar karmaşık olduğunu ortaya koyuyor. Hükümet kurma süreci ise hâlâ iç rekabetler ve dış müdahaleler arasında şekillenmeye devam edecek.