Çin’in Orta Asya Enerji Mimarisindeki Nüfuzunun Genişlemesi
Parstoday – Çin, milyarlarca dolarlık yatırımlar, uzun vadeli anlaşmalar ve enerji koridorlarının geliştirilmesiyle Orta Asya enerji yapısında kilit bir aktör olarak konumunu sağlamlaştırıyor. Bu süreç, bölgedeki geleneksel güç dengelerini değiştirebilecek bir nitelik taşıyor.
Son yıllarda Orta Asya, enerji alanında en önemli jeopolitik rekabet sahnelerinden biri hâline geldi. Çin, hedef odaklı bir yaklaşım ve geniş kapsamlı yatırımlarla hem enerji tedarik kaynaklarını çeşitlendirmeyi hem de bölgedeki siyasi ve ekonomik etkisini artırmayı amaçlıyor. Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan’daki son gelişmeler, Pekin’in bölgenin enerji mimarisinde belirleyici bir aktöre dönüştüğünü gösteriyor. Bu Parstoday raporunda Çin’in Orta Asya enerji sektöründeki güç oyunu ele alınıyor:
Çin’in Kalamkas–Hazar Projesine Olası Girişi
Kazakistan hükümeti, Rus “Lukoil” şirketine ait hisselerin Kalamkas–Hazar açık deniz petrol ve gaz projesinde yeni bir ortağa devredilmesini planlıyor. Bazı analistler, Çin’in bu projede Rusya’nın yerini doldurabileceğini belirtiyor; her ne kadar bu konu resmî olarak doğrulanmamış olsa da. 81 milyon ton petrol ve 22 milyar metreküp gaz rezervine sahip bu saha, Kazakistan’ın önemli enerji projeleri arasında yer alıyor. ABD’nin Lukoil’e yönelik yaptırımları, 6,5 milyar dolarlık projenin gelişimini durdurdu ve şimdi Çin için Hazar Denizi’nin kuzeyinde yıllarca Rus ve Batılı şirketlerin hâkim olduğu bir bölgede önemli bir varlık oluşturmak adına eşsiz bir fırsat doğdu.
Pekin’in Kazakistan ile Milyar Dolarlık Anlaşmaları
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, geçen eylül ayında Çin ziyaretinde 1,5 milyar dolar değerinde enerji anlaşmalarının imzalandığını duyurdu. Toplamda iki ülke arasında 15 milyar dolara ulaşan 70’ten fazla ticari anlaşma imzalandı ve bunların önemli bir bölümü petrol, gaz ve petrokimya sektörleriyle ilgili. Kazakistan, bu işbirlikleri sayesinde bölgesel bir işleme ve petrokimya merkezi olmayı hedefliyor. Çin Kalkınma Bankası da Atırav bölgesinde etan ve propan nakil hatlarının kurulması için 530 milyon dolarlık finansman sağlamaya hazır olduğunu açıkladı.
Ayrıca Kazakistan Ulusal Petrol Şirketi’nin, Çin Ulusal Petrol Şirketi ve Sinopec ile yürüttüğü üst düzey görüşmelerin, yıllık 350–400 bin ton kapasiteli üre üretim tesisi dahil olmak üzere 8 milyar doların üzerinde projelere zemin hazırladığı bildiriliyor.
Çin’in Özbekistan ve Türkmenistan ile İşbirliğini Derinleştirmesi
Çin, Özbekistan ile işbirliğini de genişletiyor. İki ülkenin enerji yetkililerinin son görüşmesinde Buhara kondensat gaz sahalarının geliştirilmesi, yeraltı depolama tesislerinin inşası ve Orta Asya–Çin doğalgaz boru hattının güçlendirilmesi gibi projeler değerlendirildi. Özbekistan, iç gaz açığını kapatmak amacıyla Çin’den 5 milyar dolardan fazla finansman aldı ve Pekin giderek bu ülkenin kilit ortağına dönüşüyor.
Türkmenistan’da ise Çin Ulusal Petrol Şirketi, yıllık 10 milyar metreküp kapasiteli dev Galkynyş sahasının dördüncü fazını yürütüyor. Çin hâlihazırda Türkmenistan’dan yılda yaklaşık 40 milyar metreküp gaz ithal ediyor ve D hattının tamamlanmasıyla bu rakam 65 milyar metreküpe yükselmiş olacak.
Çin Merkezli Yeni Bir Enerji Düzeninin Oluşması
Tüm bu gelişmeler, Çin’in Orta Asya’da kalıcı ve yapısal bir nüfuz oluşturduğunu gösteriyor. Bir zamanlar Rusya’nın egemenliğinde olan bu bölgede Batılı şirketlerin etkisi giderek azalıyor. Pekin, altyapı projeleri, yatırımlar ve enerji ihracatı alanlarındaki çok katmanlı varlığıyla, bölgenin enerji kaynaklarının gelişim yönünü belirleyebilen ve Orta Asya enerji mimarisinde yeni bir düzen şekillendiren bir aktör hâline geliyor.