Asya, ABD’nin Yeni Ulusal Güvenlik Stratejisinde Hangi Konuma Sahip?
Parstoday – Trump yönetimi, yeni ulusal güvenlik stratejisinde Asya’yı ABD’nin dış politikasının ana ekseni olarak belirledi ve “Önce Amerika” yaklaşımına vurgu yaparak Çin ile rekabeti odağa koydu.
Trump yönetiminin yeni belgesinde “Önce Amerika” yaklaşımı vurgulanarak Asya kıtası Washington’un dış politikasının temel eksenlerinden biri olarak tanımlanmış ve Çin ile rekabet bu stratejinin merkezine yerleştirilmiş. Parstoday’in aktardığına göre, analitik site Foreign Policy, bu belgenin ABD’nin uluslararası politikasını çok taraflı çerçevelerden çıkarıp iç menfaatlere odakladığını yazdı. Yeni strateji, Washington’un küresel görevlerini sınırlandırmayı ve ülkenin uluslararası güvenlik düzenlemelerindeki rolünü yeniden tanımlamayı da amaçlıyor. Uzmanlar, yeni belgenin ABD’nin dünya üzerindeki gelecekteki rolü konusunda kesinlik sağlamadığını ancak ülke içindeki dış politika tartışmalarında yeni bir durumu yansıttığını ve bunun Washington’un Asya’daki konumunu da etkileyebileceğini belirtiyor.
Asya’nın Öncelikli Önemi
Bu stratejide, Asya bölgesi veya “Hint-Pasifik” ABD’nin Batı Yarımküre dışındaki ana dış politika ekseni olarak tanımlanıyor. Bu yönelim, Barack Obama dönemi ve önceki yönetimlerin politikalarının bir devamı olarak görülüyor. Belgeye göre, Çin’in ekonomik ve askeri gücünün artışı ve bölgenin ekonomik dinamizmi Washington’un Asya’ya stratejik odaklanmasını artırıyor. Belge ayrıca ABD’nin “Asya’da tek bir gücün hakimiyetine” karşı olduğunu vurguluyor; uzmanlara göre bu, birçok bölge ülkesi için Çin’in rolünün genişlemesine karşı önemli bir mesaj.
Asya’ya Karşı Daha Yumuşak Yaklaşım
Yayınlanan metin Avrupa hakkında sert eleştiriler içerirken Avrupa Birliği’ni “bağımlı ve verimsiz” olarak suçluyor; buna karşılık Washington, Asya kısmında işbirliği ve sınırlı müdahaleye vurgu yapıyor. Analistler, bu farkı Batı’daki liberal düzenin geleceği konusundaki iç çekişmelere bağlıyor; gözlemcilere göre bunun Asya ülkeleriyle doğrudan bir bağlantısı yok.
Ulusal Yaklaşımı Tercih Eden Ülkelerle Uyum
Asya’daki yetkililer son yıllarda “kurallara dayalı düzen” yaklaşımına şüpheyle bakmış ve bazı hükümetler, özellikle Çin, bu politikayı adaletsiz bulmuşlardır. Yeni belge, devletlerin bağımsızlığı ve ikili işbirliğine vurgu yaparak, “ulusal egemenlik” yaklaşımına yakın bazı Asya ülkelerinin dikkatini çekmiştir.
Çin ile Rekabetin Sürdürülmesi
Yeni ulusal güvenlik stratejisi, Çin’i “neredeyse eşit düzeyde bir rakip” olarak tanımlıyor ve “karşılıklı ekonomik ilişkilerden” bahsediyor. Birçok Asya ülkesi Washington ile Pekin arasında seçim yapmak istemese de, belgenin bu bölümü bazı Asya başkentleri tarafından nispeten olumlu karşılanmıştır.
Eşzamanlı Endişeler
Buna rağmen uzmanlar, yeni belgenin bölgesel güvenlik için kaygı verici sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor. Öncelikle, “müdahaleden kaçınma” vurgusu ABD içindeki siyasi değişikliklerle çelişebilir. Diğer yandan, Washington’un ticari yaklaşımı bazı Asya ülkeleri üzerinde ekonomik müzakerelerde baskıya yol açabilir.
Tayvan Konusunda Belirsizlik
Tayvan ile ilgili bölümde, ABD’nin kriz durumunda nasıl davranacağı konusunda net bir öngörü sunulmamış. Analistler bu belirsizliği bölgesel müttefikler için endişe verici olarak değerlendiriyor ve Washington ile Tokyo arasındaki Tayvan güvenliği konusundaki görüş ayrılıklarının artabileceğini belirtiyor.
Bölgesel Güvenlik Açısından Sonuçlar
Analistler, Çin ve ABD arasındaki rekabetin yeni bir aşamaya girdiğini ve Washington’un Pekin karşısındaki “stratejik belirsizliğinin” Asya ülkeleri için güvenlik sonuçları doğurabileceğini vurguluyor. Belgede bölge devletlerinin “daha fazla sorumluluk üstlenmesine” odaklanılması, askeri harcamaları artırabilir ve Asya’daki güvenlik dengesini değiştirebilir.