BM Genel Kurulu’ndan Yeni Karar: İsrail Rejimine Karşı Küresel Tavır
https://parstoday.ir/tr/news/world-i288122-bm_genel_kurulu’ndan_yeni_karar_İsrail_rejimine_karşı_küresel_tavır
Parstoday – Birleşmiş Milletler, İsrail’i Uluslararası Adalet Divanı kararını uygulamakla yükümlü kıldı.
(last modified 2025-12-13T12:20:23+00:00 )
Aralık 13, 2025 09:07 Europe/Istanbul
  • BM Genel Kurulu’ndan Yeni Karar: İsrail Rejimine Karşı Küresel Tavır

Parstoday – Birleşmiş Milletler, İsrail’i Uluslararası Adalet Divanı kararını uygulamakla yükümlü kıldı.

Parstoday’in haberine göre, BM Genel Kurulu, İsrail’in Gazze’de ateşkesi ihlal etmesiyle eş zamanlı olarak yeni bir karar kabul etti ve Tel Aviv’i, bu bölgeyle ilgili Uluslararası Adalet Divanı (ICJ) kararını uygulamakla yükümlü kıldı.

BM Genel Kurulu, 12 Aralık Cuma günü kabul ettiği kararda İsrail’den Gazze Şeridi’ne tam insani erişim sağlamasını, bölge halkına gıda, su, ilaç ve barınak temin etmesini, BM tesislerinin dokunulmazlığına saygı göstermesini ve uluslararası hukuka uygun hareket etmesini istedi.

Bu karar, Uluslararası Adalet Divanı’nın yakın tarihli danışma görüşüne yanıt olarak kabul edildi ve İsrail’in hem “işgal gücü” hem de BM üyesi olarak sorumluluklarını ortaya koydu.

Norveç ve 12’den fazla ülke tarafından sunulan karar, 139 ülkenin desteğiyle kabul edilirken, 12 ülke karşı oy verdi ve 19 ülke çekimser kaldı. Norveç’in BM Daimi Temsilcisi Merete Fjelstad Bratsted, oylamadan önce Filistinlilerin durumu hakkında uyarıda bulunarak, 2024 yılının son otuz yılın en şiddetli yıllarından biri olduğunu söyledi. 2025’in de aynı yolu izlediğini belirten Bratsted, 2026’da bu sürecin azalacağına dair çok az işaret bulunduğunu vurguladı. Filistin’in işgal altındaki bölgeleri özellikle odak noktasıdır. Norveçli diplomat, sivillerin en büyük bedeli ödediğini, insani ilkelere saygının azaldığını ve temel insani hakların baskı altında olduğunu ekledi. Üye ülkelerin, Filistinli sivillere hayati insani yardımların sağlanması konusunda şeffaflık talep ettiklerini hatırlattı.

Ancak ABD’nin temsilcisi Jeff Bartos, oylamadan önce bu karara karşı çıktı ve İsrail’i destekleyerek BM Genel Kurulu ile kararlarını eleştirdi. Bartos, “Bu gösterişli karar yalnızca ayrılık yaratır ve barışı engeller” iddiasında bulunarak, Washington’un karara karşı oy kullanacağını ve diğer ülkeleri de aynı yönde oy vermeye çağırdı.

ABD temsilcisinin çabalarına rağmen karar kabul edildi. Bu durum, ABD’nin küresel nüfuzunun açık şekilde azaldığını ve ülkelerin Filistin halkıyla dayanışmasının arttığını göstermektedir.

BM Genel Kurulu, 5 Aralık’ta da çoğunluk oylarıyla Filistin lehine 5 karar kabul etmiş, bunlar arasında UNRWA görev süresinin uzatılması, İsrail’in yerleşim faaliyetlerinin kınanması ve Filistinli mültecilerin haklarının desteklenmesi yer almıştır.

Genel Kurul kararlarının bağlayıcı olmasa da, Filistinli mültecilere uluslararası desteği ve İsrail’in giderek artan izolasyonunu gösterdiği açıktır.

Son karar, dünya toplumunun İsrail rejiminin işgal altındaki topraklarda ve özellikle Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği eylemlere karşı ciddi ve eleştirel bir tutum sergilediğini bir kez daha göstermiştir. Karar, geniş üye desteğiyle kabul edilerek, İsrail’i ICJ kararını uygulamaya, Gazze halkının gıda, su, ilaç ve barınak ihtiyaçlarını sağlamaya zorlamaktadır. Kararda, Tel Aviv’in yardım operasyonlarını engellememesi ve Filistinli sivilleri açlık ve evsizliğe maruz bırakmaması gerektiği vurgulanmıştır.

Bu girişim, İsrail rejimine yönelik uluslararası baskının arttığını göstermektedir. Görünürdeki ateşkese rağmen, Gazze halkı ciddi sıkıntılar yaşamaya devam etmekte ve ciddi gıda ve ilaç eksiklikleri raporlanmaktadır. 139 ülkenin desteği, işgalci ve kısıtlayıcı İsrail politikalarına karşı geniş bir küresel uzlaşmayı işaret etmektedir.

Siyasi açıdan, bu karar BM Genel Kurulu’nun evrensel yapısı sayesinde dünya çoğunluğunun sesini yansıttığı için büyük önem taşımaktadır. Karar bağlayıcı olmasa da, hukuki ve etik yükümlülüğü, İsrail üzerinde daha fazla baskı oluşturabilir. Kararda BM’nin Filistin meselesinde kapsamlı bir çözüm sağlanana kadar sorumluluk taşıdığı vurgulanmıştır. Bu durum, Filistin meselesinin uluslararası gündemde öncelikli kaldığını ve dünya toplumunun insan hakları ihlallerine sessiz kalmayacağını göstermektedir.

Ayrıca, karar İsrail’i destekleyen ülkelere de net bir mesaj vermektedir. Kararın geniş çoğunlukla kabul edilmesi, Tel Aviv’in politikalarının uluslararası alanda giderek izole olduğunu ve bazı geleneksel müttefiklerinin bile küresel kamuoyu baskısı altında pozisyonlarını gözden geçirmek zorunda kalacağını ortaya koymaktadır.

Sonuç olarak, bu karar yalnızca hukuki bir belge değil, aynı zamanda İsrail rejiminin eylemlerine karşı siyasi ve etik bir duruştur. Dünya toplumu, bu karar ile İsrail’in Gazze halkına yönelik suç teşkil eden eylemlerinin son bulması, sivillere saygı gösterilmesi ve uluslararası kurumlarla iş birliği yapılması gerekliliğini bir kez daha vurgulamıştır. Uygulamanın gerçekleşmesi siyasi irade ve daha fazla baskı gerektirse de, böyle bir karar, Filistin halkına uluslararası desteğin güçlenmesi ve işgalci politikalara karşı mücadelenin önemli bir dönüm noktası olabilir.