ABD ile Endonezya Arasındaki Ticaret Anlaşmasının Devamına İlişkin Ciddi Şüpheler
Parstoday – ABD ile Endonezya arasındaki ticaret anlaşmasının sürdürülmesine ilişkin ciddi şüpheler ortaya çıkmıştır.
Parstoday’in haberine göre, ABD ile Endonezya arasındaki ticaret anlaşmasının devamına dair ciddi tereddütlerin belirmesi üzerine bir Amerikalı yetkili, bu anlaşmanın çökme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu açıklamış ve bunun nedenini Cakarta’nın taahhütlerinden geri adım atması olarak göstermiştir. Adının açıklanmasını istemeyen bu yetkili, Endonezya hükümetinin hangi özel taahhütlerden geri çekildiğine dair ayrıntı vermeden, “Taraflar temmuz ayında varılan mutabakat üzerinde yeniden müzakere yürütüyor” demiştir. Yetkili ayrıca, Endonezya hükümetinin ABD Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer’e, önceki bazı bağlayıcı taahhütleri kabul edemeyeceğini ve bunları değiştirmek istediğini söylediğini belirtmiştir.
Bu yetkili, ilk kez Financial Times gazetesi tarafından yayımlanan ayrıntıları doğrulayarak, Amerikalı tarafların bu durumun, ABD açısından Güneydoğu Asya’da Malezya ve Kamboçya ile yakın zamanda imzalanan anlaşmalara kıyasla daha kötü anlaşmalara yol açacağına inandıklarını ifade etmiştir.
Financial Times, Amerikalı yetkililerin Endonezya’nın, ABD’nin sanayi ve tarım ihracatına yönelik tarife dışı engellerin kaldırılması ve dijital ticaret konularında adım atılmasına ilişkin taahhütlerden geri çekildiğine inandıklarını bildirmişti. Ancak ABD Ticaret Temsilciliği, bu haberlerin yayımlanmasına henüz herhangi bir tepki vermemiştir. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ise yakın zamanda, Endonezya’nın ABD ile ticaret anlaşması konusunda “biraz daha sert bir tutum” sergilediğini söylemiş, fakat daha fazla açıklama yapmamıştır.
Bu gelişmeler yaşanırken, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto da ülkesinin ABD ile ticaret anlaşmasının çökme ihtimaline dair spekülasyonlarla eş zamanlı olarak Moskova’ya gitmiş ve 10 Aralık Çarşamba günü Kremlin Sarayı’nda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmüştür. Gözlemciler, Endonezya’nın bu adımını, özellikle ekonomik, ticari ve askeri alanlarda ABD’nin uluslararası rakiplerinden biri olan Rusya ile daha yakın ilişkiler kurma yönünde bir hamle olarak değerlendirmiştir.
ABD ve Endonezya, Temmuz 2025’te Cakarta’nın ABD mallarının yüzde 99’undan fazlasına uygulanan tarifeleri kaldırmayı ve Amerikan şirketlerinin karşılaştığı tüm tarife dışı engelleri ortadan kaldırmayı kabul ettiğini; buna karşılık Washington’un da Endonezya’ya karşı tehdit edilen tarifeleri yüzde 32’den yüzde 19’a düşüreceğini açıklamıştı. ABD Başkanı Donald Trump bu anlaşmayı ilk kez 15 Temmuz’da duyurmuş ve bunu Amerikan otomobil üreticileri, teknoloji şirketleri, işçiler, çiftçiler, hayvancılıkla uğraşanlar ve üreticiler için büyük bir zafer olarak nitelendirmişti.
Ancak şimdi bu ticaret anlaşması, Cakarta’nın —başlangıçta Washington’un yoğun baskıları ve tehditleri nedeniyle kabul etmiş olduğu— tarife indirimleri ve tarife dışı engellerin kaldırılmasına ilişkin taahhütlerinden geri adım atması nedeniyle çökme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu durum, bölgesel tedarik zinciri ve iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler açısından ciddi sonuçlar doğurabilir.
ABD–Endonezya ticaret anlaşmasının çökme riskinin temel nedenleri birkaç başlık altında açıklanabilir. İlk olarak, Endonezya’daki iç baskılar önemli bir rol oynamaktadır. Bu ülkedeki birçok yerli sanayi, tarifelerin geniş çapta kaldırılmasının Amerikan mallarının ülkeye akın etmesine yol açarak rekabet güçlerini zayıflatacağından endişe etmektedir. Bu kaygılar özellikle tarım sektörü ile küçük ve orta ölçekli işletmelerde daha yoğundur; zira bu kesimler devlet desteklerine bağımlıdır ve piyasanın ani şekilde serbestleştirilmesi onları kırılgan hale getirebilir.
İkinci olarak, dijital ticaret ve veri transferi düzenlemeleri konusunda iki ülke arasında görüş ayrılıkları bulunmaktadır. ABD, veri akışının serbestleştirilmesini ve Endonezya’nın bu alandaki kısıtlamalarını azaltmasını isterken; Cakarta, güvenlik ve egemenlik gerekçeleriyle yerel veriler üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmayı tercih etmektedir.
Üçüncü olarak, siyasi ve jeopolitik meseleler de etkilidir. Endonezya son yıllarda Çin ile geniş kapsamlı ekonomik ilişkiler kurmuş olup, ABD ile yapılacak bir anlaşmanın Pekin ile olan ilişkilerinin dengesini bozacak şekilde yorumlanmasını istememektedir.
Dördüncü olarak, Endonezya’daki idari ve bürokratik sorunlar, anlaşma taahhütlerinin uygulanmasını yavaşlatmış ve Amerikan tarafının güvenini azaltmıştır. Tüm bu etkenler, başlangıçta büyük bir başarı olarak sunulan anlaşmanın bugün çökme riskiyle karşı karşıya kalmasına neden olmuştur.
ABD ile Endonezya arasındaki ticaret anlaşmasının çökmesinin muhtemel sonuçları da oldukça geniş kapsamlı olacaktır. İlk olarak, Endonezya pazarına odaklanan Amerikan şirketleri yeni engellerle karşılaşacak ve ihracat fırsatları azalacaktır. İkinci olarak, Güneydoğu Asya’daki bölgesel tedarik zinciri sekteye uğrayacaktır; zira birçok şirket, sanayi ve tarım ürünlerinin tedarikinde Endonezya’yı önemli bir halka olarak görmektedir. Üçüncü olarak, Washington ile Cakarta arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkiler zarar görecek ve ABD, tarifelerin düşürülmesi konusunda daha fazla iş birliği gösteren Malezya ve Kamboçya gibi diğer bölge ülkeleriyle iş birliğini güçlendirmeye yönelebilecektir.
Jeopolitik açıdan bakıldığında, anlaşmanın çökmesi ABD’nin Güneydoğu Asya’da Çin ile yürüttüğü ekonomik rekabetteki konumunu zayıflatabilir. Çin son yıllarda Endonezya’da geniş çaplı yatırımlar yapmıştır ve Washington’un ticaret anlaşmalarından geri adım atması, Pekin’in nüfuzunu artırması için daha fazla alan yaratacaktır. Ayrıca ABD’nin diğer rakipleri, özellikle Rusya da bu fırsattan yararlanmaya çalışacak ve G20 üyesi olan ve BRICS’e katılmak isteyen Endonezya ile ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek için yoğun çaba gösterecektir. Sonuç olarak bu kriz, ticaret anlaşmalarının ancak her iki taraf için dengeli çıkarlar gözetildiğinde kalıcı olabileceğini göstermektedir. Oysa Trump’ın ticaret politikası esasen ABD için azami kazanım elde etmeye ve karşı tarafa asgari taviz vermeye dayanmaktadır. Aynı zamanda Trump yönetimi, diğer ülkelerle ticaret anlaşmaları imzalarken iç baskıları ve bu tür anlaşmaların ekonomik durum ile toplumlar üzerindeki etkilerini fiilen göz ardı etmiştir.