İşkenceye tabii tutulan Azerbaycan din aliminin durumu ciddiyetini koruyor
(last modified Tue, 08 Aug 2017 05:24:21 GMT )
Ağustos 08, 2017 08:24 Europe/Istanbul
  • İşkenceye tabii tutulan Azerbaycan din aliminin durumu ciddiyetini koruyor

Azerbaycan'da özellikle tutuklulara ve mahkumlara yönelik ağır giziki ve ruhsal işkenceler tüm şiddetiyle devam ediyor.

Azerbaycan Cumhuriyeti Müslüman Birliği Hareketinin lideri ve Şii din alimi Huccetul İslam Talee Bagirzade'nin avukatı, müvekkilinin tutuklu bulunduğu korkunç Gubustan kapalı cezaevinde durumunun kötüleştiğini ve halen ciddiyetini koruduğunu bildirdi.

Azerbaycanlı tanınmış din alimi Huccetul İslam Talee Bagirzade'nin avukatı Yalçın İmanev konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Talee Bagirzade'nin ağır işkence sonucu durumunun kötüleştiğini ve ciddiyetini koruduğunu, kendisinin müvekkili ile tüm görüşme taleplerinin geri çevrildiğini ve görüştürülmediğini bildirdi.

Ayrıca 26 kasım 2015 tarihinde Nardaran kentinde düzenlenen Erbain törenine polisin saldırısı sırasında göz altına alınarak tutuklanıp hapse atılan Azerbaycan Cumhuriyeti Müslüman Birliği Hareketinin diğer iki üyesi Abbas Hüseyin ve Cabbar Cabbarov'un yakınları da onların tutuklu bulundukları Gubustan cezaevinde ağır işkenceler sonucu ciddi sağlık sorunları yaşadıklarını ve hayatlarından endişe ettiklerini bildirdiler.

Azerbaycan yönetiminin son dönemde cezaevlerinde tutuklu bulunan müslüman aktivistlere yönelik ağır işkenceler uyguladıkları ve baskıları artırdıkları bildirilmekte.

Aslında Azerbaycanlı dindar ve aktif insanların tutuklanarak hapse atılmaları bu ülkede dine karşı ciddi bir baskının mevcut olduğunu ve dindar toplum ile yönetim arasında ciddi bir çatlağın var olduğunu gösteriyor, Halkın topluma desteğinin olmaması şeklinde yorumlanması gereken toplumdaki bu ayrışma ise hükümet yetkililerinin tüm iddialarına rağmen devam etmektedir. 2015 yılında, devlet imkanları ve mevkiilerinin kötü kullanılmasına sebep olduğu ve dindar kesime uyduruk suçlamalarla dosya hazırlattığı gerekçesiyle Azerbaycan cumhuriyeti milli güvenlik bakanlığının kaldırılması ardından bu ülkede dindar kesime baskıların azalacağı ve tutuklu tüm dindar insanların serbest bırakılacağı düşünülmekteydi. Fakat o tarih üzerinden yaklaşık iki yıl geçmesine rağmen bu yönde olumlu her hangi bir adım atılmadığı ve dindar tutuklular serbest bırakılmadığı gibi hatta bu ülkede dindarlara baskı ve işkencelerin daha da arttığı üzülerek müşahede olunmaktadır. Oysa 10 milyonluk  Azerbaycan Cumhuriyetinde halkın büyük çoğunluğu müslümandır.

Azerbaycan Cumhuriyeti din işleri devlet kurumları komitesi başkanı Mübariz Kurbanlı bu konuyla ilgili yaptığı açıklamada, 10 milyonluk Azerbaycan toplumunda halkın %96'sının müslüman olduğunu ve yüzde dördünün de muhtelif dinlere mensup kimseler olduğunu belirtmiştir.

Ancak tüm bunlara rağmen yönetim müslümanlara karşı tam bir düşmanlık politikası sürdürmekte, müslümanlar tarafından dini ayinlerin düzenlenmesi, halkın İslam'ın şartlarına uygun olarak yaşamasına izin verilmemekte, en ufak bir itirazı olan ise derhal tutuklanarak, muhtelif asılsız suçlamalarla içeri atılarak işkenceye tabii tutulmaktadırlar.

Nitekim Avrupa, Türkiye ve Yurt dışında yaşayan Azerbaycan gençleri yayınladıkları ortak bildiride, Azerbaycan rejiminin dindar müslümanlara yönelik sürdürdüğü zulümlerine karşı dünya müslümanlarından ve insan hakları örgütlerinden yardım çağrısında bulundu. Azerbaycanlı gençlerin bildirisinde şöyle deniliyor:

"Azerbaycan devleti doğrudan Mossad ve CIA’nın emriyle Azerbaycan ülkesinin tüm aydınlarını ve kanaat önderlerini tasfiye etme kararı almıştır. Tıpkı karanlık Beni Ümeyye döneminde olduğu gibi Azerbaycan’ın gözünün nuru olan mücadeleci alimlere musallat olmuştur. Bir milletin aydınlarını, alimlerini ve düşünürlerini tasfiye etmekten daha büyük bir hıyanet olamaz.

Bundan bir süre önce Azerbaycan hakkında açıklamalarda bulunan İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, Azerbaycan cumhuriyetinin konumuna temasla, "...Azerbaycan cumhuriyetinin dayanağı İslami kimlik ve geçmişidir, Bu dayanağı kaybetmesi durumunda ise halkın destek ve güveninin kalmayacağını ve bu durumda da batılılar, siyonistler  ve başkaları Azerbaycan yönetimini devirmeye çalışacaklar. Aynen Türkiye ve Katar'da yaptıkları gibi..." ifadesini kullanmıştı.

Genel olarak ve açıklanan bu sebeplerden dolayı İlham Aliyev yönetiminin izlediği iç ve dış siyasetler tamamen yanlış bir çizgide olup düşmanların çıkarları doğrultusundadır ve bir an evvel gözden geçirilerek, İslam halklarının düşmanlarının hoşnut olması için müslümanlara işkence ve zulüm durdurulmalıdır.