Arakanlı Müslümanların mazlumiyeti
Myanmar, Endonezya ve Malezya ile beraber güneydoğu Asya bölgesinde yer alan ve bu bölgede yer alan on ülkenin kurduğu birlik ASEAN üyesi olan bir ülkedir. Buna karşın bu ülkelerin siyasi, iktisadi ve güvenlik şartları birbirinden oldukça farklıdır.
Endonezya nüfus bakımından en büyük İslam ülkesidir. Endonezya, Malezya ile birlikte İslam dünyasının gelişmekte olan ülkelerinden ve ASEAN’ın da en önemli ve en etkili üyelerinden sayılır. Ancak Myanmar nüfusunun çoğunluğu budisttir, gerçi bu durum, Myanmar’da başka dini ve etnik azınlıkların yaşamadığı anlamına gelmiyor.
Myanmar’da yaşayan en büyük dini azınlık, Arakanlı Mülümanlardır. Arakanlı Müslümanların önemli bir bölümü Myanmar’ın batısında yer alan Rahin eyaletinde yaşıyor. gerçi Myanmar devleti Arakanlı Müslümanların Bangladeşli göçmenler olduğunu iddia ediyor, ama gerçekte Arakanlı Müslümanlar asırlardır şimdi Rahin adı ile anılan Arakan bölgesinde yaşıyor ve 300 yıl boyunca da saltanat düzeni ile bu bölgeye hükmettikleri anlaşılıyor.
Ancak buna karşın Myanmar devleti Arakanlı Müslümanlara vatandaşlık hakkı tanımadığı gibi, 1960’lı yıllardan itibaren Myanmar’ı yöneten askerler Arakanlı Müslümanları evinden yurdundan etmek amacı ile bu insanlara karşı şiddet uygulamaya başladılar ve kanlı onaylara sebebiyet verdiler.
Bu süreç 2012 yılında radikal askerlere bir de radikal budist rahiplerin eklenmesi ile daha da şiddet kazandı ve bu kez radikal budistler organize bir şekilde Rahin eyaletinde Arakanlı Müslümanlara karşı saldırılar düzenlemeye başladı. Bu saldırıların sonucunda binlerce Arakanlı Müslüman hayatını kaybetti, on binlercesi de yaralandı veya mülteci durumuna düştü.
Bu gelişmelerin ardından BM Arakanlı müslümanları dünyanın en mazlum azınlığı ilan etti ve Myanmar yönetiminden Arakanlı müslümanlara karşı cinayetlerini durdurmasını istedi.
Bağımsız gözlemciler Myanmar’da askerlerin ve hükümete bağlı kişilerin Arakanlı Müslümanların katliamında ele bulunduğunu onaylamasına karşın insan haklarını savunduklarını iddia eden Batılı devletler Myanmar’da akan kanı durdurmak için hiç bir ciddi girişimde bulunmuyor.
İngiltere’nin Manchester kentinde Müslümanların işleri ile ilgilenen merkez Başkanı Cihangir Muhammed şöyle diyor: Amerika ve Batılı devletler Myanmar’da Arakanlı Müslümanların katledilmelerinden kaygı duymadığı gibi hatta gözlerini bu cinayete kapatmış bulunuyor. zira Batılı devletler Myanmar’daki kaynaklara musallat olup iktisadi çıkarlarını temin etmeyi tercih ediyor.
Myanmar’da yaşanan insanlık dışı durum ise başta Malezya ve Endonezya halkı olmak üzere dünya Müslümanları şiddetle rahatsız eden bir durumdur. Bu yüzden Endonezya ve Malezya’nın Müslüman halkı düzenledikleri protesto eylemleri ve mitinglerle bir yandan uluslararası camianın dikkatini Arakanlı Müslümanların Myanmar’da çektikleri acılara ve içine düştükleri sıkıntılara çekmeye çalışırken, öbür yandan da Kualalampur ve Cakarta yönetimlerinden Myanmar yönetimine baskılarını arttırmasını istiyor.
Bu konuda bir kaç nokta dikkat çekiyor. İlkin Endonezya ve Malezya halkı kendi hükümetlerinden Myanmar yönetimini Arakanlı Müslümanlara yönelik katliamlarını durdurması için daha fazla baskı uygulamalarını istiyor. Gerçekte Endonezya ve Malezya’nın Müslüman halkı Arakanlı Müslümanları İslam ümmeti çerçevesinde görüyor ve bu insanlara karşı her türlü şiddet uygulamasına karşı çıkıyor.
İkinci nokta şu ki Endonezya ve Malezya halkına göre Arakanlı Müslümanlara yönelik uygulanan katliam, soykırımdır, ki bu da Amerika ve siyonist rejim İsrail’in dünya genelinde Müslümanların konumunu zayıflatmaya yönelik kumpaslarının bir parçası sayılır.
Malezya’ya sığınan Arakanlı Müslümanlardan Emir bin Harun şöyle diyor: Myanmar’da yaşananlar, etnik soykırımdır ve başta İslam işbirliği teşkilatı olmak üzere uluslararası kurum ve kuruluşların Arakanlı Müslümanların durumuna doğrudan müdahale etmeleri gerekiyor.
Üçüncü mesele şu ki Malezya ve Endonezya’da yaşayan Müslümanlar için radikal budistlerin Myanmar ordusunun destekler ile güneydoğu Asya bölgesinde büyük Müslüman topluluklardan biri olan Arakanlı Müslümanlara zulmetmeleri ve sözde insan haklarını savunduklarını iddia eden Batılı ülkelerin sessizliği asla kabul edilemez bir durumdur. Dolaysıyla dünya Müslümanları dini ve şer’i görev ve yükümlülükleri gereği, Myanmar’da din kardeşlerine yönelik her türlü şiddeti kınıyor ve onlara desteğini ilan ediyor. Endonezya ve Malezya halkının Arakanlı Müslümanlara kucak açmasını da bu çerçevede değerlendirmek gerekir.
Malezya’nın Pas partisi Başkanı Abdulhadi Avang şöyle diyor: Arakanlı Müslümanlara yönelik taciz ve cinayetlerle ilgilenmek için bölge ülkeleri ve uluslararası kurum ve kuruluşların müdahalede bulunmaları gerekir. Malezya yönetimi de Arakanlı Müslümanları savunmak için başka ülkelerle işbirliği yapmalıdır.
Öte yandan Malezya ve Endonezya’da kamuoyunun artan baskıları Kualalampur ve Cakarta’yı harekete geçirdi ve her iki yönetim Myanmar yönetimine karşı sert tepki vererek Arakanlı Müslümanların katliamına son vermesi için bir takım tedbirler almasını istemesine vesile oldu.
Gerçekte Malezya ve Endonezya yönetimleri için radikal budistlerin Myanmar’da Müslümanlara soykırım uygulamaları ve bu iki ülkenin bu cinayetin karşısında sessiz kalması asla kabul edilebilir bir durum değildir.
Bundan başka Myanmar da ASEAN üyesi olduğundan Malezya ve Endonezya yönetimleri bu birliğin önemli iki üyesi olarak Myanmar’a Arakanlı Müslümanların kanını akıtmasını durdurması yönünde daha fazla baskı uygulamaya başladı ve hatta bu tehdidi Myanmar’ı ASEAN’dan ihraç etme noktasına kadar ilerletti. Ancak Malezya ve Endonezya halkı bu baskıları yeterli bulmuyor, zira Myanmar yönetimi de siyasi baskılara misilleme olarak Myanmarlı işçilerin Malezya’ya gönderilmesini yasakladı.
Oysa her yıl binlerci Myanmarlı işçi çalışmak için Malezya’ya gidiyordu. Gerçekte Myanmar yönetimi bu kararı ile Malezya ile aralarındaki gerginliği toplumun içine çekmeye ve özellikle Myanmar’ın işçi kesimini Malezya yönetimi ile karşı karşıya getirmeye çalıştı.
Buna karşın Kualalampur yönetimi Arakanlı Müslümanları savunma yönünde Endonezya yönetiminden daha aktif hareket etti ve Malezya Başbakanı Necip Rezzak, Endonezya Cumhurbaşkanı Juko Vidodo’dan Arakanlı Müslümanların haklarını savunmasını istedi.
Myanmar’da Arakanlı Müslümanlara karşı katliam girişimleri bölgeye yeniden sevkedilen askeri birliklerin Rahin eyaletine gelmelerinden sonra yeniden başladı. Nitekim uluslararası çevreler de Arakanlı Müslümanlara karşı soykırım uygulandığını doğrulamaya başladı.
Asya bölgesinde insan hakları gözetleme örgütü Başkan yardımcısı Fill Robertson şöyle diyor:
Her halükarda Endonezya ve Malezya’nın Müslüman halkına göre, uluslararası çevreler ve sözde insan hakları hamisi olduklarını iddia eden ülkeler Myanmar’da radikal budistlerin ve askerlerin Arakanlı Müslümanlara karşı cinayetlere gözlerini yumduğu bir sırada, Cakarta ve Kualalampur yönetimi diğer İslam ülkelerinin işbirliği ile Myanmar yönetimine Arakanlı Müslümanların vatandaşlık hakkını tanıması ve bu topluluğun sorunlarına köklü çözüm bulması için daha fazla baskı yapması gerekiyor.