Barış ve umut mesajı içeren sanat
Dünya Barış Günü veya Uluslararası Barış Günü her yıl 21 Eylül tarihinde kutlanan uluslararası bir gündür. Birleşmiş Milletler BM Genel Kurulu, 1981'deki 57. zirvesinde, “Genel Kurul'un açılış günü olan her eylülün üçüncü salı gününü”nü “Uluslararası Barış Günü” ilan etmiştir.
Böylece bu gün ilk kez 1982 yılında kutlandı ve o günden sonra dünyanın bir çok ülkesi, siyasi çevresi ve şahsiyeti bu özel günde düzenlenen etkinliklere katıldı. Bazıları dünya barış gününü kutlamak için barışı simgeleyen beyaz renkli elbise giyiyor veya barışın simgesi olan beyaz güvercin rozetini takıyor. Peki ama, acaba bu barış simgelerini kullanmakla barışı getirmek mümkün mü?
Çağımız, çağdaş karmaşık durumdan kurtulmak için bir çözüm yolu bulma çabası ve beşeriyetin talepleri ve ülkülerinin ön plana çıktığı bir çağdır. Bugün barış ve adalet talebi, şimdi tarihi bir dönem noktası ve önemli bir aşamaya gelen bu çabaların anlamlı ve geniş kapsamlı bir cilvesidir. Bugün beşeri camianın karşı karşıya bulunduğu sorunlardan kurtulmak için küresel fırsatlardan yararlanma zamanıdır. Bugün küresel barış, özgürlük ülküsü tüm ülkelerin ve tüm milletlerin ortak ülküleri ve barış ve sevinç sebebidir.
Küresel barış, şiddetten arınmış bir dünya ile sonuçlanan yüce bir ülkü ve düşüncedir. Bu terim bazen tüm beşeriyet arasında tüm husumetlerin son bulması yönünde kullanılan bir terimdir. Örneğin küresel barış insan hakları, hayvan hakları, teknoloji, eğitim ve öğretim, mühendislik, tıp, diplomasi veya her türlü savaş veya çatışmaya son verme üzerinden elde edilebilir. Ancak esas nokta şu ki barış bir çok durumda hem teoride ve hem pratikte bir takım sorunlarla karşı karşıyadır. Barış barışseverler için küresel bir ülküdür ve esas amacı dünya genelinde barışı korumaktır. Ancak ne var ki pratikte savaşlar ve çatışmalar her zaman olmuştur ve olmaya da devam edecektir ve bu yüzden barışseverlerin peşinde olduğu barış daha az gerçekleşir. Yine bazıları insan doğası ve fıtratı öz itibarı ile bu durumun gerçekleşmesine engel oluşturduğunu belirtiyor.
Aslında bu inancın kaynağı, insanların doğal olarak şiddet yanlısı olduğu ya da özel şartlar altında şiddet uygulamak için mantıklı etkenleri seçecekleri düşüncesine dayanır. Ancak diğer bazıları savaşın insan doğasının fıtri ve zati bir özelliği olmadığını, savaş insani bir icat olduğunu ve gerçekte küresel güçlerin veya devletlerin küresel barışın sağlanmasına engel oluşturduğunu savunur. Buna karşın unutmamak gerekir ki barış bir zarurettir ve barışı bahane edere sosyal adaletin kurban edilmemesi gerekir. Bu yüzden bir çok düşünür toplamda adaletin sağlanması kalıcı barışın inşa edilmesine zemin oluşturacağına inanır.
Dünya genelinde çeşitli kültürel günlerin ve haftaların adlandırılması aslında önemli ve değerli konuların üzerinde odaklanma bahanesidir. UNESCO’nın küresel sloganına göre nasıl ki barış halkın kafasında şekilleniyorsa, barış da ayrı şekilde şekillenmesi gerekir. Bu arada barış bazı araç gereçleri gerektirir ki bu araç gereçlerin en güzeli sanattır ve barış alanında vatandaşları bilinçlendirmekte önemli rol ifa edebilir.
5. Uluslararası “barış için sanat” festivali, tiyatro, musiki ve sinema sanatları alanında çeşitli programları ile barışseverleri ve sanatseverleri ağırladı. Söz konusu uluslararası etkinlik “barışı hayal et” sloganı ile 12 eylülde İran sanatevi merkezinde düzenlendi ve dünyanın 20 ülkesinden sanatçılar bu festivale katıldı.
Festivalin düzenlendiği günlerde geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl yine görsel sanatlar, musiki, edebiyat ve tiyatro olmak üzere dört sanat dalında İranlı dört sanatçı barış nişanı ile takdir edildi.
İranlı çağdaş yazar Mahmut Devletabadi bu etkinlikte barış nişanını aldıktan sonra yaptığı kısa konuşmasında şöyle dedi: maalesef savaşın varlığı, barışın anlam kazanmasına sebebiyet veriyor. Beşeri barış büyük bir arzudur, ancak savaş emperyalist bir hadisedir ve günümüzde dünyayı yönetenler savaşmadıkları takdirde iktidarlarını kaybediyor. Dolaysıyla benim tavsiyem barıştır, fakat kendimizi savunma gücünü korumakla beraber olmalı. Biz caydırıcı bir güce ihtiyacımız vardır. Biz sanatçılar barışı koruyan askerler olacağız.
UNESCO’nun İran’daki bölgesel bürü Başkanı ve temsilcisi bayan Ester Kish Laroush festival sırasında bazı ülkelerin büyükelçileri ile birlikte 5. Uluslararası barış için savaş festivalinin görsel sanatlar sergisini ziyaret etti. Bayan Laroush bu yılki festivalde sunulan sanat eserleri ziyaret ettiği sırada yaptığı açıklamada, sanatı barışa kavuşmak için emsalsiz bir araç niteledi ve musiki ve sanatın güçlü ve özel bir şekilde sınırları aştığını ve insanları kuşaklar ve kültürler ekseninde birleştirdiğini belirtti.
UNESCO’nun İran’daki bölgesel bürü Başkanı ve temsilcisi bayan Laroush açıklamasının devamında UNESCO, etkisinden ve cazibesinden ve sanatından yararlanarak küresel barış ve kültürlerarası diyalogda UNESCO’ya yardım eden dünyanın bir çok sanatçısı ile işbirliği yaptığını kaydetti.
Sanat dünyasının özel sektörü ve sanatçıların ve sergicilerin ve galeri düzenleyenlerin katkıları ile düzenlenen bu sanat olayında 240 sanatçı resim, heykel, grafik, video art, performans, tiyatro, sinema ve musiki dallarında eserlerini sundu. Bu sanat olayının resim bölümünde ise İranlı bir çok ünlü sanatçının toplam 64 eseri sergilendi. Bu bölümde aynı zamanda Fransız ve İtalyan sanatçılar da eserlerini ziyaretçilerin ilgisine sundu.
5. Uluslararası barış için savaş festivalinin fotoğraf bölümünde de merhum Abbas Kia Rüstemi, Rıza Kiyanian, İbrahim Hakiki, Seyfullah Samedian, Muhammed Farnud, Macid Saidi ve diğer bazı sanatçıların da aralarında bulunduğu toplam 52 sanatçının eserleri ve yine Fransa, Afganistan, Irak ve Hindistan’dan bazı fotoğraf sanatçılarının eserleri sergilendi.
5. Uluslararası barış için savaş festivalinin heykel bölümünde de yine İranlı ve yabancı çok sayıda sanatçıdan 34 eser meraklıları ile buluştu.
5. Uluslararası barış için savaş festivalinin video art ve poster bölümü ise İran, Yunanistan, Meksika, ABD, Rusya, Dominikan cum., Çin, Ekvador, Türkiye, Polonya ve Endonezya’dan 28 sanatçının eseri ile meraklılarının karşısına çıktı.
5. Uluslararası barış için savaş festivalinin fuar bölümünde tüm eserler satışa sunuldu ve bu bölümden elde edilen gelirin okul ve diğer insani işler uğruna harcanacağı açıklandı.
5. Uluslararası barış için savaş festivalinin film bölümünde ise 27 İranlı ve yabancı yapımcıların eserleri gösterime girdi. Bu eserlerin çoğu kısa film kategorisindeydi ve işledikleri konu bir yandan barış teması ile uyumluyken sanat boyutu da gözetilmişti.
5. Uluslararası barış için savaş festivaline paralel olarak Tahran’ın ünlü Azadi kulesi de Barış Simurg’u projeye katılan sanatçıları ağırladı. Bu etkinlik 16 – 20 eylül tarihleri arasında her akşam Azadi kulesinde Emir Rıza Salari tarafından düzenlendi. Barış Simurg’u adlı senfoni beşerin yüce ruhu ve barış anlayışından insani bir muhteva içeriyor ve bu kavramları simgesel görüntülerin ve güncel sanatın cilvelerinin yardımı ile Azadi kulesinde beyan ediyordu. Bu sanat eserinin metnini ise İranlı sanatçı Muhammed Rıza Aslani yazdı ve Menuçehr Enver tarafından Farsça ve İngilizce olmak üzere iki dilde icra edildi.
İranlı yapımcı ve yönetmen Salari bundan önce de benzer muhtevayı yansıtan bir eseri Tahran üniversitesinde icra etmiş ve savaşı tenkit ederek barışı takdir etmiş ve bunun için dünyanın büyük şahsiyetlerinin sözlerinden faydalanmıştı. Salarıi yeni eserinde yaratılış öyküsünden insanın kudsi aleme miracına uzanıyor ve bu yolu gösterirken sonunda İran edebiyatı ve irfanında hak tealanın zatının bir simgesi ve bir sırrı olan Simurg’a ulaşıyor.
Barış Simurg’u adlı projenin yönetmeni Salari bu çalışmasında dünyanın tüm milletleri bu projenin gözetlediği kavramları idrak etmelerini sağlayacak şekilde görüntülerden yararlanmaya çalışıyor. Bu görüntüler daha çok sinema görüntülerini andırıyor. Her halükarda yeni sanatlarda muhataplara mesajı göndermenin anlamı ve kavramı çok önemlidir. Bu projede ise tarihin yanı sıra edebiyat ve ilahi dinlerden de doğru biçimde yararlanmak sureti ile dolaylı bir şekilde barış konusu işlenmeye çalışılıyor.
Gerçi Barış Simurg’u projesi yeni sanatlardan alıntıdır, fakat aynı zamanda İslamî İran medeniyeti ve eski tarihi ve milli ve dini öğretilerine dayanarak muhataplarına barış kavramı doğrultusunda güzel ve ilginç bir proje sunmaya çalışmıştır. Her halükarda İran ve İran milleti ta eskiden beri sürekli barıştalep olmuştur ve olmaya da devam etmektedir ve şimdi de Barış Simurg’u projesi gibi projeleri hayata geçirerek bütün dünyaya barış mesajı vermekte ve bu milletin her daim diyalog ve barış ehli olduğunu ve savaştan uzak durmak istediğini anlatmaktadır.
Gerçekte İran ve İran milletinin barıştalepliği dünyada savaştalep çevrelerin tüm dünyayı savaş ateşinde yakmaya çalıştığı bir sırada gündeme gelmektedir. İran milleti her zaman ve özellikle her yıl dünya barış günü ve haftasında bu dünya savaş yeri olmadığı ve barış beşeri camianın en temel ihtiyacı olduğu yönünde mesajını vermektedir.