General Süleymani’nin şehadet yıl dönümü- 5
(last modified Sun, 02 Jan 2022 20:30:00 GMT )
Ocak 02, 2022 22:30 Europe/Istanbul

İslam İnkılabı Muhafızlar Ordusu Kudüs Gücü’nün eski komutanı General Hac Kasım Süleymani’nin şehadetinin ikinci yıl dönümü dolayısıyla sizler için hazırladığımız sohbetimizin 5. bölümünde birlikteyiz.

 

Müminler içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir. (Ahzab suresi, ayet 23)

 

3 Ocak 2020 sabahında bir haber tüm alemi şoke etti. Bu haberin ardından İran kentleri güneş soyundan büyük bir insanı kaybetme acısı ile feryat etti. Aslında bu acıda İran milleti yalnız da değildi; zira bu fani dünyadan ayrılan kişi sadece İran milletinin gönlüne taht kurmamış, bölgede birçok milletin sevdiği bir kahramandı. Filistin’den Lübnan’a, Suriye’den Afganistan’a, Nijerya’dan Yemen ve Bahreyn’e kadar ve hatta Avrupa kıtasında birçok insan daha iyi bir gelecek için İranlı bu büyük insana umut bağlamıştı.

Bu büyük insan İmam Humeyni’nin -ks- gönüllü askerlerinden biriydi. O İmam Humeyni’nin -ks- bir parmak işareti ile yeri ve göğü birbirine katan ve tüm denklemleri bozan bir kafileden geriye kalan son kişilerden biriydi. Yıllar sonra bu büyük insan hâlâ büyük İmam’ının ülküsünü gerçekleştirme peşindeydi. Bu büyük ülke sadece siyasi bir jest değildi ve olmayacak da. Bu ülkü, dünyanın tüm mustazafları ve Müslümanlarının müstekbirlerin alemde fitnelerine karşı vahdet ve birlikteliğiydi. İmam Humeyni -ks- birçok kez dünya mustazaflarını velayet bayrağı altında vahdete davet etti. İmam -ks- Kur'an'ı Kerim’e istinat ederek velayeti fakihi izlemeyi ve vahdeti Müslümanların ve mustazafların zafer sırrı ilan etti.

 

İmam Humeyni’den -ks- sonra da İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei gibi bilge ve muktedir bir liderin ve yine General Kasım Süleymani gibi canını İslam ve Müslümanların uğruna feda etmeye hazır olan mücahitlerin varlığı sayesinde bu ülkünün bayrağı dalgalanmaya devam etti. Bu mücahitlerin hayatının her anı bu ülküye adanmışken, hatta şehadetleri bile bu büyük hedefin doğrultusunda olmuştur.

Evet, General Kasım Süleymani ve silah arkadaşlarını şehadeti alemde büyük bir hengame yarattı ve bir ömür boyu peşinde oldukları ülküyü gerçekleştirdi. İran halkı Ahvaz, Tahran, Meşhed, Kum ve Kirman ve diğer kentlerde sevgili komutanları ile İmam Humeyni -ks- ile veda töreninden sonra örneğine asla rastlanılmadığı büyük bir coşku ile vedalaştı.

İran milletinin bu acısı ve hüznü, İmam Humeyni -ks- onlara karşı kıyam ettiği aynı müstekbirler olan General Süleymani’nin namert katillerinden nefret duygusu ile birlikte oldu. İran milleti düzenledikleri büyük veda törenlerinde birçok kez inkılabın ülküsü ile aynı olan büyük komutanın ülküsünü gerçekleştirmek için canı pahasına direneceklerini ve düşman kumpaslarını boşa çıkaracaklarını haykırdı.

O gün birçok İranlı çocuk kahramanını tanıdı ve onu örnek almaya başladı. Kuşkusuz bu çocukların her biri gelecekte bir Kasım Süleymani olacaktır. Büyük komutan General Süleymani’nin şehadeti onu sevenlerin belini bükmediği gibi, hedefe ulaşma yolunda azim ve iradelerini daha da güçlendirdi.

Yine birçok İslam ülkesinde ve hatta İslami olmayan ülkelerde gönüllerin serdarının ülkülerine gönül veren mustazafların tümü ortak bir duyguyu paylaşıyordu. Bu duygu küresel istikbar ve namert müttefiklerinden nefret duygusundan başka bir şey değildi ve bu duygunun yanında özgürlük, adalet ve insaniyeti ihya etmeye karşı derin bir aşk duygusu vardı.

Uzun yıllar General Süleymani ve arkadaşlarını kendilerinin yanında gören ve onu kimsesizlerin hamisi bulan Filistin, Lübnan, Suriye, Irak, Gazze, Yemen, Bahreyn ve Afganistan gibi ülkelerin insanları da sevdikleri insanı kaybetme acısını İran halkıyla paylaştılar. Aslında sadece bu ülkelerin insanları bu büyük komutanı kaybetme acısını İran milleti ile paylaşmadı, hatta Pakistan, Hindistan, Mısır, Türkiye, Nijerya, Rusya, Çin, Belarus, Kanada, Amerika, İngiltere ve Almanya halkı da bu acıya ortak oldu.

 

Ve işte bu durum, General Süleymani’nin hayatını gerçekleşmesine adadığı vahdetti. Bu vahdet siyasi bir anlaşma değil, tekvini bir durumdur ve herhangi bir belgeye veya anlaşmaya dayanmaksızın gerçekleşmiş ve devam edecektir. Bu vahdet ülkelerin ve politikacılarının siyasi ilişkileriyle hiç bir ilgisi yoktur. Bu vahdet, hür gönüllerin birleşmesi, kanların, canların ve yüreklerin bir olmasıdır. Bu vahdet siyasi anlaşmalardan çok daha güçlüdür ve küresel istikbarı yok etme peşinde olduğu durumdur.

Gönüllerin uyanması her zaman istikbarın hedeflerine ulaşması yolunda en büyük engel olmuştur. Müstekbirler asırlardır bu engeli kırmak için nice planlar yapmıştır. Müstekbirler büyük ülkeleri parçalamış ve dini ve etnik ihtilafları körükleyerek dünya halkının huzurlu yaşamasını engellemiştir. Müstekbirler huzursuzluk çıkararak bulanık suda balık avlamayı amaçlamaktadır. Müstekbirler türlü bahanelerle iç savaşları, bölgesel ve küresel savaşları başlatıyor ve böylece silah fabrikalarına müşteri üretiyor. Müstekbirler Batı Asya bölgesini kaosa sürükleyerek bölgenin doğal ve mali kaynaklarını talan etmek istiyor

Eğer müstekbirlerin karşısında güçlü bir devlet olmazsa veya onlara bağımlı bir devlet olursa, tüm hedeflerine ulaşırlar. Bu hedeflerin arasında insaniyet ve adalete asla yer yoktur ve tamamen onların daha fazla çıkarlarına göre belirlenmiştir. Müstekbirler bu şom hedeflerine ulaşmak için yıllardır El-Kaide, IŞİD ve El-Nusra gibi terör örgütlerini kurup Batı Asya bölgesini kaosa sürüklüyor. Bu örgütlerin kurulmasında bir başka hedef de İslam ve Müslümanların imajını zedelemektir; zira İslam onların hedeflerinin en büyük düşmanıdır.

Şehit General Hac Kasım Süleymani küresel istikbarın tüm komplolarını bir bir ardı sıra etkisiz hale getirmişti. General Süleymani terör örgütleri ile mücadelede en ön safta yer aldı. Suriye’de küresel istikbar bu ülkeyi bölme ve kaos ve güvensizliğe sürükleme peşindeyken, teröristler acımasızca kadınları, çocukları, gençleri ve yaşlı insanları katlederken ve Suriye ordusu ve yönetimi bu canilere karşı koymakta başarısız olurken, tüm denklemleri alt üst eden ve kısa sürede savaş meydanlarında dengeleri değiştiren kişi, General Kasım Süleymani’ydi. General Süleymani ve silah arkadaşlarının emekleri Suriye milletine huzur ve güvenlik armağan etti.

Suriye’de çıkmaza giren küresel istikbar bu kez terör örgütlerini farklı adlarla Irak’a sevk etti ve kendisi de onlara destek vermek için Irak’ta kitle imha silahları yalanını ortaya atarak bu ülkeye çıkarma yaptı. Bu yöntem istikbarın bilinen yöntemidir. İstikbar terör ve savaşla mücadele adına savaş başlatır ve teröristleri destekler. Amerika Irak’a musallat olduğu dönemde Amerikalı askerler ve müttefikleri tankları ve zırhlı araçları ile Irak caddelerinde cirit atarken teröristler birçok cinayeti işlemeye başlamıştı. Amerikalılar Irak’ta Şii Sünni savaşı çıkarmak ve öte yandan Kuzey Irak bölgesinde bu ülkeden koparmak istiyordu.

Irak’ta iş halkın kendilerini teröristlerin barbarca saldırılarına karşı hiç bir silahı olmadığı noktasına kadar ilerledi. Iraklı halk güçlerinin komutanlarının birinin anlattığına göre, tekfirci IŞİD terör örgütü ile mücadelede her on kişiye bir tek kalaşnikof silahları vardı, ki bu silahın da mermisi yoktu. Bu şartlarda General Kasım Süleymani Irak halkının yardımına koştu. General Süleymani dost ve düşmanı ayırt etmekte sahip olduğu yeteneği ve zekası ve tabi ilahi inayetle bölge halkının kalbine taht kurdu, öyle ki Şiisi Sünnisi, Kürdü Arabı ve Hristiyanı, herkes onu aksakal olarak kabul etti ve aralarındaki ihtilafların çözümünde onu son sözü söyleyen kişi olarak benimsedi.

 

General Süleymani birçok kez Iraklı dini ve etnik grupların arasındaki ihtilafları çözmek üzere Irak’ı ziyaret etti ve her seferinde daha da sempati kazandı. Iraklılar hangi dini veya etnik gruptan olursa olsun, IŞİD ile mücadelede General Kasım Süleymani etrafında birleştiler ve bu vahdet, dünyanın en büyük terör örgütünü bozguna uğrattı.

General Süleymani ve arkadaşlarının IŞİD’e karşı zaferi İslam’ın mazlumun yanında ve zalimin karşısında olduğu gerçeğini ortaya koydu ve tüm dünyaya IŞİD’in sözleri İslam ve Müslümanlarla hiç bir ilgisi olmadığını ispat etti. General Süleymani aslında istikbarın elini ve gerçek yüzünü ifşa etmişti ve şimdi artık herkes beşeriyetin gerçek düşmanı kim olduğunu anlamıştı.

General Süleymani sadece askeri sahada değil, medya savaşında da düşmanı mağlup etti. Kuşkusuz bu hezimetlere katlanmak, beşeriyet düşmanlarına çok ağır geliyor ve artık General Süleymani’nin çeşitli meydanlarda varlığını tahammül edemeyecek noktaya geldikleri anlaşılıyordu. Bu yüzden Trump adında bir mecnunu devreye sokarak büyük komutan General Süleymani’yi yok etmeye karar verdiler. Ancak onlar General Süleymani’yi şehit etmek onu denklemlerden silemeyeceğini, bilakis yeni denklemleri onların karşısına koyacağını ve yok olmalarını hızlandıracağını bilmiyordu.

Bundan böyle birçok insan istikbardan ağır intikam almak için gece gündüz çalışacaktır. Bu ağır intikamın gerçekleşme ve küresel istikbarın yok olması ve alemden fitnelerin tamamen bertaraf edilmesi umuduyla hepimiz General Kasım Süleymani’nin ülküsüne bağlı kalmaya çalışmalı ve gerçekleşmesi için çaba harcamalıyız. Bu çabada hepimiz el ele vermeli, General Süleymani’nin daha da aydınlattığı gönüllerimizi yakınlaştırmalı ve ilahi rahmete umut bağlarken, bizi zafere götürecek durumun velayet bayrağı altında vahdet olduğunu unutmamalıyız.