Nisan 06, 2018 11:56 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde cam işlemeciliği ve cam süsleme sanatının piyasasını ele almak istiyoruz.

İran’ın dünya piyasalarına ihraç ettiği ihracat ürünlerinden biri de el sanatları ürünleridir. Bugünkü sohbetimizi İran diyarında derin bir mazisi olan bu sektör hakkında sizlerle bazı bilgileri paylaşmaya ayırdık.

El sanatları beşeriyet tarihinin en eski miraslarından biri sayılır. El sanatları insanoğlu yaratıldığı günde onunla birlikte doğmuş ve beşerin gelişme evresi boyunca kimliğini kazanmıştır.

Sanat ve geleneksel el sanatları insanoğlunun yüce ruhunun tecellisi ve düşüncesi, yaratıcılığı ve insani kültürünün yansımasıdır. Bu yüzden el sanatları insanoğlunun dünden bugüne en asil ve en kalıcı ürünü olduğu ve şimdiye kadar da yüce konumunu koruya bildiği ve beşeri kültürün sürekliliğine katkı sağladığı söylenebilir.

El sanatları her milletin ve her kavmin geleneklerini, inançlarını ahlakını ve kültürünü yansıttığı için önem arz ediyor. Her toplumun sanatçıları yaşadıkları çevrenin imkanları ve doğal kaynaklarına kendi maharet ve zevkini ve inancını katarak oldukça enfes eserler yaratır. Bir başka ifade ile her coğrafi bölgenin el sanatları ürünleri o yörenin zevklerini, tarihi mazisini, yaşama bakışını, tarih boyunca coğrafi, sosyal, iktisadi ve hatta siyasi özelliklerini yansıtır. Kuşkusuz günümüzde el sanatları olmadan geçmişte yaşamın bir çok kavim ve toplumun kültürünü, milli kimliğini ve inançlarını yeniden inşa etmek çok zor ve hatta imkansızdır.

El sanatları sektörü dünyada gündemde olan dört büyük sanayi sektöründen biridir ve evlerde ve kırsal alanlarda kurulan küçük atölyelerde bekasını sürdürür. Bu sanayi sektörünün ileri teknolojileri ihtiyacı yoktur ve bu yüzden yüksek düzeylerde yatırım gerektirmez. Yine bu sektörün uzman insan gücü de genellikle yerel halktır ve bu sanatı atalarından öğrenmiştir.

El sanatları tamamen yerli ham maddelerden üretilen ürünlerden ibarettir ve üretimin bir bölümü veya tümü elle ve basit aletlerle yapılır. El sanatları ürünlerinde en çok o ürünü üreten zanaatkarın sanat zevki ve yaratıcılığı göze çarpar. Bu özellikler el sanatları ürünlerini mekanize sistemlerle üretilen benzer ürünlerden farklı kılan özellikleridir.

El sanatları ürünleri hem sanatsal ve hem tüketme boyutlarına sahip olduğundan bir nevi sanat – sanayi ürünü sayılır. El sanatları ürünleri bir yandan tüketilme özelliği söz konusuyken, bir yandan da üreticisinin zevk, yaratıcılık ve kültür gibi özelliklerini içerdiğinden sanatsal boyutu vardır. Bu yüzden el sanatları ürünleri genellikle uygulamalı sanat kategorisinde değerlendirilir.

İran bir kaç bin yıllık medeniyet tarihi olan bir ülke olarak geleneksel el sanatlarının ana merkezlerinden biri sayılır. Kuşkusuz İran’da üretilen el sanatları, İran ve dünyada yaygın olan geleneksel sanatların arasında en seçkin sanatlardır.

Öte yandan el sanatları ürünlerinin İran’ın çeşitli yörelerinde yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında çıkarılması, bu sanatın İran’da derin maziye dayandığını yansıtır.

Silk tepeleri, Damgan’ın Hisar tepesi, Rey kentinde Ali Çeşme, Zabol’un yanık kenti, Azerbaycan’ın Hasanlu tepesi gibi bölgelerde üzerinde çok güzel motiflerin işlendiği seramik eserlerin bulunması, yine çok güzel ipekten kumaşlar, bakırdan yapılan güzel kaplar, cam süsleme ürünleri ve muhteşem fayansların dünyanın bir çok müzesinde sergilenmesi de İran platosunda yaşayın insanların zevkini, yaratıcılığını ve gelişmiş kültürünü yansıtır.

İran’ın çeşitli bölgelerinde farklı kavimler atalarının sanatlarını miras almış ve bu sanatları sürdürmüş ve el sanatlarının çeşitli branşlarında harika ürünler üretmeye devam etmiştir.

Bugün İran el sanatları ürünlerinin çeşitliliği bakımından dünya ülkeleri arasında üçüncü sırada yer alıyor. İran’da yaklaşık iki milyon sanatçı ve zanaatkar  el sanatları sektöründe faaliyet yürütüyor.

Öte yandan İran’da el sanatları dallarının genişliği ve giyimden seramike, fayanstan ahşap işlemeye ve yine ahşap, hasır, metal, deri, denizden çıkarılan maddeler, taş, cam ve diğer bir çok ham madde ile üretilen ürünlerin çeşitliliği yüzünden uzmanlar İran el sanatlarını 15 ana gruba ve 360 branşa ve alt gruba ayırmıştır.

İran’da el sanatları gruplarından biri cam süsleme veya cam işlemeciliği sanatıdır.

Cam işlemeciliği cama şekil verme sanatıdır. Elle yapılan cam ürünleri üfleme yöntemi gibi çeşitli yöntemlerle yapılır ve 4 bin yıllık bir mazisi söz konusudur. Sanatçı bu sanatta ilkin silis ve kırık cam veya ikisinin karışımı olan ham maddeyi alır ve yumuşak ve sıvı hale gelene kadar ısıtır ve ardından erimiş camdan bir parça alarak özel bir boru ile içine üfler ve bunun yanında makas gibi çeşitli aletleri kullanarak istediği ürünü ya tüketmek ya da süs amacıyla üretir.

Cam işlemeciliği yüksek uzmanlık gerektiren bir grup çalışmasıdır. Şekli tasarlayan ve rengi seçen, üfleyen, döküm işini yapan, hacim veren, kalıp tutan gibi işçiler bir cam eserinin üretimine katkısı olan kişilerdir.

Cam işlemeciliği, insanoğlunun çok eski zamanlardan beri uğraştığı el sanatlarından biridir. Bu sanatın ilk olarak nerede ortaya çıktığı konusunda farklı görüşler ileri sürülmektedir. Kimileri bu sanatın mazisi Hz. Süleyman -s- dönemine dayandığını beyan eder. O dönemde Hz. Süleyman’ın emri üzerine devlerin inşa etmekte olduğu sarayında kullanılmak üzere cam işlemeciliğinin fırınları yapıldı ve böylece burada üretilen ürünlerle sarayın bazı bölümleri süslendi.

Cam işlemeciliği sanatının tarihi süreci hakkında bu sanatın ilk eski Mısır, Suriye ve İran medeniyetlerinde ortaya çıktığı ifade edilir. İran İslam Cumhuriyeti sanat akademisi öğretim üyesi Dr. Mehdi Mekkinejad şöyle diyor:

Cam işlemeciliği el sanatı, İran’ın geleneksel sanatlarının simgesi ve vitrini sayılır ve İran’da bir kaç bin yıllık mazisi vardır. İran’ın kuzeybatısı, Lorestan eyaleti ve Şuş ilçesi ve yine tarihi Tahti Cemşid kalıntılarında bulunan camdan eserler bu diyarda ta o devirlerden günümüze dek camdan yapılan kap kacak kullanıldığını ortaya koyuyor.

İran’da elle yapılan en eski camdan eşyaların mazisi milattan önceki yıllara dayanır. Bu sanatın en güzel örneği ise milattan önce İlamiler dönemine aittir. İran’ın Huzistan eyaletinde İlamilerin en büyük tapınağı olan Çoğzenbil mabedinde bulunan cam şişeler bu sanatın İran topraklarında ne kadar derin mazisi olduğunu gösteriyor. Yine İran’ın kuzeybatısında camdan yapılmış bir kolye milattan 200 yıl öncesine aittir ve bu da cam işlemeciliği sanatının eski İran’da yaygın bir sanat olduğunu ortaya koymaktadır.

Cam işlemeciliği sanatı Sasaniler döneminde de yaygın olan ve özellikle kap kacak ve süs eşyaları şeklinde gündemde olan bir sanattır. Bu eserlerden bazıları bugün İran’ın Cam süsleme ve Eski İran müzelerinde sergilenmektedir. İslamî medeniyetin altın çağını yaşadığı ve maden, tıp ve kimya gibi bilimlerde büyük ilerleme kaydedildiği yıllarda İranlı Müslümanlar başta olmak üzere Müslüman cam işleme ustaları elde ettikleri bilimsel deneyimlerle bu sanatta büyük bir değişim yaratma fırsatını yakaladı. Bu dönemde cam işleme sanatı temelden değişime uğramasının yanı sıra cam üzerinde resim ve hattatlık sanatları ve renkli cam üretimi yaygınlaştı.

Cam üzerinde özel taşlarla oyma yapma ve camın üzerinde derin çizgiler çizme sanatı cam eşyayı süsleme yolunda kullanıldı. Sanatçı ustalar camı fırında bir kaç aşamada ısıtarak istedileri uygun nakışları ve renkleri işlemeye başladı. Camda çeşitli renkleri yaratmak isteyen sanatçılar çeşitli metallerin oksitlerini kullandı. Mina cam ürünleri ise cam işlemeciliği sanatının bu evresinin ürünleri sayılır.

Tarihi açıdan bakıldığında İran’da Selçuki ve Safevi dönemleri cam işlemeciliği sanatı bakımından doruk noktaları olduğu anlaşılır. Selçuklular döneminde camdan kaplar çok güzel bir şekilde süslenmeye başladı ve İran’ın çeşitli kentlerinde zanaatkarlar cam üzerinde oyma işlemeleri ile eşsiz eserlere imza attı. Bu dönemin camdan ürünleri daha çok küçük kaplar, çok Zarif ıtır kapları, sürahiler ve vazolar ve çeşitli ölçülerde süs eşyalarından oluşuyordu.

Safevi döneminde de bu sanata özel ilgi duyulmaya başlandı ve İsfahan, Kaşan ve Şiraz gibi kentlerde cam işlemeciliği atölyeleri açıldı ve bu dalda sanatçılar yetiştirildi.

Günümüzde el sanatları ürünleri İran’ın petrol dışı ihracat ürünlerinin en önemli bölümünü oluşturuyor. Son yıllarda el sanatları ürünlerinden bir milyar dolar değerinde olan ürünler bir çok Afrika, Asya, Avrupa ve Amerika ülkelerine ihraç edildi. Japonya, Çin, Endonezya, Güney Kore, Singapur, Hong Kong, Lübnan, Irak, Mısır, Fas, Tunus, Güney Afrika, Cezayir, Nijerya, İtalya, İsveç, Fransa, Avusturya, Almanya, Hollanda, Amerika, Brezilya, Meksika ve Avustralya el sanatları ürünlerinde İran’ın hedef piyasalarıdır. Son yıllarda ayrıca bu alanda faaliyet yürüten sanatçılar deneyimli üstatların yol göstermesi ile eski tarzlardan ilham alarak ve bu tarzları yeni tarzlarla birleştirmek sureti ile ve özellikle renklerin psikolojisi biliminden faydalanarak çok güzel eserler üretmeye başladı. Bu eserler ise sanatseverlerden büyük ilgi görüyor.