Türkiye gündemi
Bültenimizi geçen hafta Türkiye'de yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.
** Türkiye'de OHAL'in uzatılmasına tepkilerin artması
**Ankara'nın Suriye'yi yönelik saldırıya destek vermesine eleştirilerin devam etmesi
** Bahçeli'den erken seçim çağrısı
Bugünkü sohbetimizin ana başlıklarını oluşturuyor.
Geçen hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nda, hükümete OHAL’in uzatılması tavsiyesinde bulunulmasına karar verildi.Ancak başta Avrupa Birliği olmak üzere Türkiye içinde bazı çevrelerin OHAL'in kaldırılması için Türkiye'ye yönelik çağrıları da sürüyor.
Türkiye muhalefet partileri 2016 darbe kalkışması ardından alınan OHAL kararına tepkileri devam ederken, Ana muhalefet CHP, 16 Nisan referandumun yıldönümünde 81 ilde OHAL'e karşı oturma eylem yaptı.
“OHAL değil Demokrasi İstiyoruz” sloganıyla gerçekleşen eylemler için tüm siyasi partilere de katılım çağrısı yapıldı. Erdoğan hükümeti yetkililerinden kimse hükümetin ülkede güvenliğin ihya edilmesi bağlamındaki çalışmaların, ülkede OHAL’in uzatılmasına karşı muhalefete sebep oluşturacağını tahmin etmezdi. Fakat yine de Ankara yönetimi ülkede OHAL durumu ve uzatılmasının güvenlik tehditlerine karşı gerekli bir girişim olduğunu savunuyor.Bundan önce hükümetin öne sürdüğü tüm sebeplerden dolayı OHAL durumu halk tarafından kabul görmesine rağmen hâlihazırdaki OHAL'e karşı muhalefet, artık toplumun böyle bir durumu kabullenmek kapasitesine sahip olmadığını gösteriyor.
Fakat şimdi "ülke liderleri açısından güvensizliğe karşı mücadele bağlamında OHAL'in zaruretini düşünmelerine rağmen, neden halk tarafından olumlu karşılanmadığı" sorusu akla geliyor.15 Temmuz 2016 başarısız darbenin ardından böyle bir kararın alınması ve gerekçesi %100 mantıklı görünüyordu zira o dönemde ülke ve hükümet özel bir durumdaydı; fakat zaman aşımı ile bu zaruret toplum açısından gitgide azaldı. darbenin başarısızlığı, kalkışanların geniş çapta tutuklanması ve yargılanması, zaman aşımı ve nispeten topluma psikolojik güvenin geri gelmesi, halk arasında olağanüstü durumun devam etmesine artık gerek duyulmadığı hissini oluşturuyor; fakat gözlemcilere göre Türkiye halkı ve hükümeti, güvensizlik ve OHAL zarureti konusunda aynı görüşü paylaşmıyorlar. Türkiye'de 7. Kez OHAL durumunun uzatılmasına karşı muhalefetin artması Türkiye halkı ve hükümeti açısından bu konuda büyük bir görüş ayrılığının var olduğunu gösteriyor. CHP çağrısı üzerine OHAL durumuna karşı Partinin İstanbul’daki eylem adresi Taksim Meydanı olacaktı ancak polisten izin çıkmadı. CHP’liler daha sonra İstiklal Caddesi’nde toplandı. CHP Ankara’da da Güvenpark’ta oturma eylemi yaptı. Eyleme CHP genel başkan yardımcıları Tekin Bingöl, Haluk Koç, Fethi Açıkel ve milletvekilleri katıldı.
******
Geçtiğimiz hafta İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ, Amerika ve müttefiklerinin Suriye'ye saldırısını uluslararası hukuk ve kanunlara aykırı olduğunu ve meşru olmadığını bildirdi.
Halk TV'ye konuşan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ, saldırıdan 18 saat önce Suriye'de durumların iyileşme yönünde olduğunu belirten cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 18 saat sonra bir anda tavır değiştirerek askeri bir saldırıya onay vermesi ve hatta batılı devletleri bu saldırıda geç kalmakla itham etmesini sert bir dille eleştirerek hükümetin gerçekleri okuyamadığını bildirdi.
Özdağ, şimdiye kadar Suriye'de kimyasal saldırının düzenlendiğine dair hiç bir kanıtın ele geçirilmediğini ve hatta bu meselenin bizzat Amerika medyasında kuşkuyla karşılandığını söyledi.
Hükümetin bu tutumu ülke içinde muhalefetin ve basın çevrelerinin sert eleştirilerine sebep olmuştur.
SP Genel başkanı Temel Karamollaoğlu, batının Suriye'ye saldırısını siyonist İsrail rejimine büyük bir hizmet nitelerken Vatan partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ise Amerika ve müttefiklerinin Suriye saldırısını bir deli davranışına benzetti.
Bilindiği gibi Amerika, Britanya ve Fransa'nın Suriye'ye askeri saldırısı ile ilgili son haberlerinden birkaç saat sonra Türkiye Cumhurbaşkanı Rus ve Fransız mevkidaşları ile yaptığı telefon görüşmede saldırı ile ilgili gelişmeler konusunda fikir teatisinde bulundu.
Suriye'ye üçlü saldırıya tepki olarak daha önce yaptığı açıklamada saldırıyı yerinde bir girişim olarak değerlendiren Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesinde diplomatik bir açıklamada bulunarak bölgede gerginliğin tırmandırmaması gerektiğini söyledi. Erdoğan Ayrıca Fransız cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile de yaptığı telefon görüşmesinde Suriye'ye yapılan üçlü saldırıya değinerek, Suriye halkının huzuru ve barışın sağlanması için siyasi çözümün zaruri olduğunu söyledi.Bilindiği üzere Amerika Suriye'de Doğu Guta bölgesinde Duma kentine Kimyasal saldırı bahanesi ile Fransa ve Britanya’nın eşliğinde Cumartesi sabah erken saatlerde Suriye'ye askeri saldırı düzenledi. Saldırının bahanesi Şam yönetiminin Duma Kentine kimyasal saldırı düzenlemesi idi.
Fakat bu iddia şimdiye kadar ispat edilememiştir; tıpkı Amerika ve koalisyon ülkelerinin 2003 yılında Irak'ta kimyasal silahları bahanesiyle bu ülkeye saldırdıkları ve bu ülkeyi bir iddiaya kurban ettikleri gibi.Bu olayda dikkat edilmesi gereken konu ise, uluslararası alandaki oyuncuların Amerika, Britanya ve Fransa'nın Suriye'ye askeri saldırısı ardından sergiledikleri tutumdur. Bu arada Türkiye liderleri şartlar ne olursa olsun kendilerini üstün olan akım ile beraber olduklarını göstermeye çalışıyorlar, bu yönde uluslararası prestijlerini Kaybetseler bile.Suriye krizinin başında Türkiye ,Amerika ve batılı ülkelerin cephesinde yer aldı ve sergilediği sıkı tutumda Beşar Esad'ın görevden alınmasına vurgu yaptı; fakat krizin devam etmesi ve yaşanan gelişmeler ardından Amerika'dan uzaklaşarak Rusya ve bölgede diğer bazı ülkelerin tutumuna eşlik etti.Fakat Türkiye'nin bu siyasi tutumu ve cambazlığı Suriye konusunda Moskova ve Washington arasındaki ihtilafın yoğunlaşması ile yeni bir aşamaya girdi ve Türkiye burada karar almak zorunda kaldı. Türkiye liderleri bu durumda bulunmamak için yoğun çaba harcasalar bile, bölgedeki gelişme süreci ve Amerika, Britanya ve Fransa'nın Suriye'ye askeri saldırısı, Ankara'yı batıya eşlik etmek veya Rusya ile oyuna katılmak gibi bir yol ayrımına getirdi.
*******
Geçen hafta MHP lideri Devlet Bahçeli'den erken seçim çağrısı geldi. Bahçeli, hem Cumhurbaşkanlığı hem de milletvekili seçimlerinin 26 Ağustos 2018 Pazar günü yapılmasını önerdi.Bu haberle birlikte sohbetimizi noktalıyoruz.
MHP lideri Devlet Bahçeli geçen haftaki meclis grup toplantısında 'Türkiye seçim için 2019'u beklemeyez. Erken seçim şarttır. Tarihi de 26 Ağustos 2018 olmalıdır' dedi.
Bu açıklama ardından Ankara karıştı... Siyasilerden üst üste cevaplar geldi. Ne söyleyeceği en çok merak edilen Türkiye Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan ise parti grubundaki konuşmasında 3 kez 2019 vurgusu yaparak Bahçeli'ye cevap niteliğinde açıklamada bulundu.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin erken seçim çağrısı sonrası gözler Erdoğan-Bahçeli görüşmesine çevrildi.
AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal ise, Beştepe'deki görüşmenin daha önce planlandığını dile getirdi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin erken seçim çağrısına ilişkin, "Bahçeli'nin açıklaması partinin yetkili organlarında değerlendirilecektir, ona göre değerlendirme sonunda açıklama yapılacaktır. Şu anda buna bir değerlendirme yapmadan cevap verme imkanımız yok. Partinin yetkili organları, Sayın Genel Başkanımız, Başbakanımız tarafından konuşulacaktır" dedi.