Kasım 25, 2020 07:38 Europe/Istanbul
  • Türkiye Gündemi

Bugün yine her hafta olduğu gibi Türkiye'nin geçen haftaki en önemli gelişmelerini gözden geçireceğiz.

Sohbetimizie geçen hafta Türkiye'de meydana gelen bazı önemli gelişmelerin ana başlıkları ile başlıyoruz.

** Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki gerginliklerin devam etmesi

**  Türkiye Meclisi'nin, Cumhurbaşkanlığı tezkeresini kabul etmesi

**  Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Afganistan Barış müzakerelerine desteği

** Bülent Arınç'ın istifası

Bugünkü sohbetimizin ana başlıklarını oluşturuyor.

Geçen hafta  Türkiye'de yayınlanan Yenişafak gazetesinin "Katil ve Cellat Bin Selman" şeklindeki manşeti, Suudi Arabistan siyaset ve medya çevresinde geniş yankı buldu ve iki ülke arasındaki gerginliği tırmandırdı. Riyad hükümetinin Ankara hükümetinin hamlelerine olumsuz tepkisi göz önüne alındığında, bu tür eylemlerin iki ülke arasındaki ilişkileri krizin eşiğine getireceği de söylenmelidir.Suudi rejimine bağlı medya, iktidardaki AKP'nin resmi organının suçlamalarına sert tepki vermemiş olsa da, geçtiğimiz yılların deneyimi Riyad hükümet yetkililerinin bu suçlamalara temelde temkinli yaklaştığını gösteriyor.

Özellikle mevcut bağlamda, Siyonist rejimle ilişkilerin normalleşmesi meselesi ve Riyad'daki G20 zirvesi, bu alandaki hassasiyetleri her zamankinden daha arttırmıştır.  Suudi Kralı Selman'ın  Türkiye Cumhurbaşkanı ile telefonda görüşmesi  ve bu konuşmada ilişkilerin güçlendirilmesi ile ilgili konuşmalar yönündeki tahminler  Riyad'ın Ankara karşısında geri adım attığını gösteriyor.  Aslında Ankara-Riyad ilişkileirnin daha da krize sürüklenmesi ile, Türk medyası Suudi Arabistan Krallığı'na saldırmaya devam ediyor. Buna rağmen , Suudi Ticaret Odası başkanı Aclan El Aclan  Türk mallarının boykot edilmesini talep ederek büyük bir gündem maddesi yaratmıştır. El Aclan  şöyle bir Tweet attı:" "İthalat, yatırım veya turizm dahil, Türkiye ile ilgili her alanın boykot edilmesi, Türk hükümetinin liderlerimize karşı devam eden düşmanlığına cevaben her Suudi işadamının ve tüketicinin sorumluluğu sayılır."

Geçtiğimiz hafta Türkiye yönetimi yıllarca süren çaba ve ısrarının ardından, Güney Kafkasya'ya askeri güç göndermeyi ve Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarında askeri üs kurma yönünde başarı elde edebildi. Ankara yönetiminin Azerbaycan Cumhuriyeti ile daha önce askeri üs kurmaya çalışma konusu gizli tutuluyordu. Ancak artık Türkiye meclisinden Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarına asker gönderilmesine izin veren Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin onaylanması ve Azerbaycan Cum. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Türk askerlerinin ülke topraklarına gireceğini duyurmasının ardından konunun gizli bir yanı kalmadı.  

Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasında askeri çatışmaların başlamasının ardından Ankara açık şekilde Bakü’yü destekledi. Bunun üzerine Bakü yetkililerinin Türkiye'nin kendi topraklarına askeri güç gönderme isteğini kabul edeceği düşünülüyordu. Bu bağlamda Türkiye meclisi 17 kasım tarihinde Türk askerlerinin bir seneliğine Azerbaycan Cum. topraklarına konuşlandırılmasına izin veren Cumhurbaşkanlığı tezkeresini onayladı.Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakü ile Erivan arasında imzalanan ateşkes anlaşmasının uygulanmasını güvence altına alma bahanesiyle, Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarına askeri güç gönderilmesini öngören tasarıyı meclise sunmuştu.

Azerbaycan Cumhuriyeti, işgal edilen topraklarının üçte ikisini kurtardığı ve gerisinin durumunun belli olmadığı bir sırada Türkiye tarafından bu adım atılmış oldu. Rusya, Azerbaycan Cum. ve Ermenistan arasında imzalanan üçlü anlaşmada, Dağlık Karabağ bölgesinin ismine bile yer verilmemiştir. Oysa yaklaşık 30 senedir, Erivan ile Bakü arasındaki anlaşmazlık sırf Dağlık Karabağ mülkiyet iddiası üzerinden yaşanıyordu. 

Geçen hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Afganistan hükümetinin Taliban grubu ile barış müzakere sürecini desteklediğini duyurdu.

Mustafa Şentop Ankara'da Afganistan Milli Uzlaşı Yüksek Konseyi Başkanı Abdullah Abdullah  ile görüşmesinde Afgan grupların Taliban ile barış müzakere sürecinin yüksek önem taşıdığını, Türkiye Meclisi'nin bu süreci izleyerek destek verdiğini söyledi. Şentop ayrıca Afganistan'da savaşın bitmesi ve ülke halkının huzur ve istikrar içinde yaşaması gerektiğini ifade etti.Yapılan görüşmede Abdullah Abdullah da Türkiye Meclisi'nden ülkesinde barış sürecine desteğe devam etmesini istedi.12 Eylül tarihinde Katar'da Afgan gruplar arasında müzakere sürecinin tıkanması ardından Afganistan Milli Uzlaşı Yüksek Konseyi Başkanı  bu süreçte rol oynayan diğer aktörlerin desteğini almak için bazı bölge ülkelerine ziyareti gündemine aldı.  

Katar’da Afgan gruplar arasında müzakereler soluksuz ve zor süreçte devam ederken  Kabil yetkililerine bölgesel destekler büyük önem taşıyor. Bu yüzden Abdullah, Afganistan için ekonomik ve siyasi bir ortak olarak Türkiye'nin, barış görüşmelerini etkin şekilde desteklemesini umut ediyor.  Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı barış sürecine destek açıklamaları ise Abdullah'ın bu isteğine Ankara'nın olumlu yanıtı sayılıyor. Türkiye  komşularla sıfır gerginlik siyaseti ve bölge gelişmelerinde olumlu rol üstlenmeye çalışmasına rağmen son yıllarda bölgede bazı ülkeler ve komşularla gerginlik oluşturma ve yoğunlaştırma bağlamında attığı adımlarla Türkiye'nin milli güvenlik ve çıkarlarını tehlikeye atmış bulunuyor. Bu şartlarda Afganistan halkı ve Kabil yönetimi Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Afgan gruplar arasındaki müzakerelerde Kabil için Kader belirleyici adımlar atmasını ve bu görüşmelerin desteklenmesinde şeffaf ve etkin siyasetler izlemesini umut ediyor.

Geçtiğimiz hafta Bülent Arınç, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğinden ayrıldığını açıkladı. Bu haberle birlikte sohbetimizi noktalıyoruz.

Arınç yaptığı açıklamada, "Benim konuşmamın, şahıslar üzerinden farklı zeminlere kaydırılması sebebiyle, reform çalışmalarını engelleyeceğine dair kaygılandığımdan, Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği görevinden ayrılmamın daha uygun olacağına karar verdim" dedi. Arınç'ın açıklamasının ardından İletişim Başkanlığı da istifanın kabul edildiğini duyurdu. Arınç Habertürk TV'de katıldığı programda eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın tahliye olabileceğini ve iş insanı Osman Kavala'nın tutuklu kalmasına hayret ettiğini söylemişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise isim vermeden ""Reform gündemimize yaptığımız vurgular bahane edilerek yeni fitne ateşi yakılmaya çalışıldığını görüyoruz" tepkisini göstermişti... MHP Lideri Bahçeli de, Arınç'a sert tepki göstermiş, Demirtaş'ın kitabından bahsetmesiyle ilgili olarak da "Devran isimli kitap bir terör alıntısıdır" demişti.