Ağustos 05, 2020 19:49 Europe/Istanbul

Sohbetimize geçen hafta Türkiye'de meydana gelen bazı önemli gelişmelerin ana başlıkları ile başlıyoruz.

** Türkiye’de gerçek bir anketin sonuçları

** Türkiye F16'larının Azerbaycan Cumhuriyeti'ne Konuşlandırılması

** Türkiye ve AB'nin Doğu Akdeniz'de İhtilaflarının Şiddetlenmesi

** Beyrut patlamasında 6 Türk vatandaşın yararlanması

Geçtiğimiz hafta Türkiye'de yaşanan önemli gelişmeler arasındaydı.

Avrasya Araştırma Kurumu tarafından 25-29 Temmuz arasında 2 bin 460 kişi arasında yapılan ankete göre katılımcıların %365’i AKP’ye destekle, “bugün seçim yapılırsa AKP’ye oy vereceklerini” belirttiler.Yapılan anket, Türkiye halkının hala İslam dininin değerlerine bağlı oldukları ve daha güçlü dini eğilimleri olan partilerin Müslüman kesimin büyük oranda oylarını alabileceğini gözler önüne seriyor. Aynı zamanda Erdoğan hükümetinin özellikle Ayasofya statüsünün değiştirilmesi konusunda karar almadaki bağımsız görünümü, halkın oylarını toplamada etkili olduğu anlaşılıyor.

Aslında kültürel bağımsızlık ve dindarlığı, batılılaşma ve Avrupalılaşmaya tercih eden Türkiye halkı, kutsal bir mekanın işlevinin değişmesi ile son ankette AKP’ye desteğindeki kalbi bağlılığını gözler önüne sermiş oldu. AKP’nin manevi babası sayılan, kapatılan refah Partisinin merhum başkanı Necmettin Erbakan batının gayrı meşru talebine karşı kesin bir girişimle D8 grubunu 1999 yılında kurma önerisi, Türkiye Müslüman halkının desteği ile karşılaştı.Her halükarda yapılan son anket sonuçları, genelde AKP’ye yakın olmakla bilinen SONAR Araştırma şirketinin sahibi Hakan Bayrakçı’nın geçen yıl aynı dönemde yaptığı bir açıklamada, “ülkenin gelecek seçimlerde AKP oylarının şiddetle gerilemesine şahit olacağını” söylediği bir ortamda yayınlandı. Son yıllarda AKP, yüksek enflasyon ve TL değerini düşürmeye ilaveten izlediği yanlış ekonomik siyasetlerle Türkiye halkına ekonomik baskıların yoğunlaşma ortamını oluşturdu. Aynı zamanda ilkesiz siyasetler izlemek ve özellikle komşuları Irak ve Suriye başta olmak üzere diğer ülkelerin içişlerine müdahale ile bir çok taraftarını kaybetti öyle ki yapılan tüm anketler AKP’nin 2022 gelecek meclis ve yerel seçimlerde yenilgiye uğrayacağını gösterdi.

Güney Kafkasya bölgesinde hala acı ve kaygılandırıcı olaylar yaşanmaktadır.Hasım taraflarda can ve mal kayıplarının artması, bölgedeki bağımsız ülkelerin  kaygılarının yoğunlaşmasına sebep oluyor. Geçen hafta  Azeri ve Ermeni güçlerinin temas hatlarında  savaş ve çatışma  koşulları devam ettiği sırada   Türkiye ordusundan F-16'ların  Azerbaycan Cumhuriyeti'ne gitmesi ile  Kafkasya bölgesindeki kaygı verici durum  mevcut çatışma sürecini etkilemiştir. Bu çerçevede Türkiye ordusu F-16'ları "TürkAz Kartal" tatbikatına katılmak üzere  Bakü'ye girdi. 10 Ağustos'a kadar devam edecek olan ortak tatbikatta  iki ülkenin savaş uçakları, kara ve hava kuvvetlerinin   hazırlık oranını sergilenecektir. Hava kuvvetleriyle başlayan tatbikatta iki ülkeden askeri uçak ve helikopterler yer alıyor.

Bakü, Nahçıvan, Gence, Kürdemir ve Yevlah'ta sürdürülecek olan tatbikat 10 Ağustos'ta sona erecek. Kara kuvvetlerinin tatbikatı ise Bakü ve Nahçıvan'da 1-5 Ağustos'ta yapılacak. Tatbikatta çeşitli emirler icra edilecek, zırhlı araçlar, top ve havanlardan, temsili düşman hedeflerine atışlar yapılacak.Gerçi Türkiye ordusu savaş uçakları, tatbikata katılmak hedefi ile Azerbaycan Cumhuriyeti'ne konuşlansa da Azeri-Ermeni çatışmasını pozitif etkilemesi pek muhtemel değildir. Ancak kuşkusuz bu girişim İlham Aliyev hükümeti için olumsuz sonuçlar doğurabilir.  Türkiye'nin Azerbaycan Cumhuriyeti'ndeki askeri performansına baktığımızda  iki tarafın işbirliklerinin sırf Türkiye tarafının çıkarları lehinde olduğu söylenebilir. Buna rağmen Türkiye'nin  Azerbaycan Cumhuriyeti'ndeki etkinliğini arttırması ve  Türkçülük hareketine bağlı  siyasetçilerin ve temsilcilerin Bakü hükümetinde yer alması, sürecin hep Türkiye lehine çalışmasına neden olmuştur.  

Geçen hafta Türkiye dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu AB'nin Akdeniz'e yönelik yaklaşımı ile ilgili açıklamada bulunarak Avrupa Birliğinin Akdeniz'deki askeri operasyonunun ve bu birliğin Halife Hafter'e verdiği desteğin Libya'ya istikrarın sağlanmasına engel teşkil ettiğini belirtti. Çavuşoğlu   İspanyol mevkidaşı  Arancah Gonzales ile ortak basın toplantısında   Avrupa Birliğinin Akdeniz'deki askeri operasyonunu ve Halife Hafter'e destek çıkmasını eleştirerek bu hareketlenmelerin  ateşkesin sağlanması ve krizin çözülmesi için gereken siyasi sürecin başlamasını baltaladığını belirtti. 

Türkiye'nin  Akdeniz'in Doğu bölgelerinde Kıbrıs Adasından Libya'ya kadar bölgede uyguladığı siyasetler  Avrupalı devletlerin de rahatsızlığına neden olmuştur.  Türkiye hükümeti ise  bir yandan  Doğu Akdeniz bölgesinde sondaj ve doğalgaz ve petrol çıkarmalarına başlayarak  bu bölgedeki varlığını güçlendirmiş bir diğer yandan da Faez El Serac'ın başında bulunduğu Libya Ulusal Mutabakat  Hükümeti ile iki anlaşma imzalayarak   Libya'daki askeri varlığını iyice arttırmıştır.  Türkiye'nin  bu alanlardaki bir yıl önceden beri başlattığı faaliyetler  Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti gibi Akdeniz kıyısında yer alan kimi ülkelerin  ve toplamda  da  kimi Avrupalı makamların ve AB'nin  tepkilerine yol açmıştır.  Öyle ki  Avrupa Birliği  temel kurum ve kuruluşları bile  Türkiye'nin  Akdeniz'deki girişimlerinin provokatif olduğunu ileri sürmüş ve bu kışkırtma çalışmalarının gün be gün hız kazandığını söylemiştir.  Örneğin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise  şöyle bir uyarıda bulunmuştu:" Avrupa Birliği bu hareketlenmelere ve gelişmelere tepki göstermezse büyük bir hata yapmış olacaktır. "

Geçtiğimiz hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lübnan Cumhurbaşkanı Avn ile telefonda görüştü. İki liderin görüşmesinde Beyrut'ta yaşanan patlama ele alındı.

Türkiye İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Lübnan’ın başkenti "Beyrut’ta meydana gelen patlamada yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifa dileyerek, kardeş Lübnan halkına geçmiş olsun" temennisinde bulundu.Türkiye’nin Lübnan’ın yanında olduğunu ifade eden Erdoğan, Lübnan için sağlık başta olmak üzere ihtiyaç duyulan her alanda insani desteğe hazır olduklarını belirtti.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan taziye dileğinde bulunarak şöyle dedi:“Beyrut Limanı’nda yaralananlara acil şifalar diliyor yaşanan patlamada hayatını kaybedenlerin aile ve yakınlarına da sabır, metanet ve taziyelerimi sunuyorum. Biz Türkiye olarak Lübnan’ın ve kardeş Lübnan halkının yanındayız.

Öte yandan  Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Lübnan'da meydana gelen patlamada yaralanan Türk vatandaşı sayısının 6'ya yükseldiğini bildirdi. Yaralı Türk vatandaşlarından 5'i hafif yaralı olduğunu kaydeden Bakan Çavuşoğlu, ameliyat olan bir Türk vatandaşının da durumunun iyiye gittiğini vurguladı. Bakan Çavuşoğlu, yaralı Türk vatandaşların aileleriyle de iletişim halinde olduklarını belirtti.

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, patlamaya altı yıldır liman bölgesinde yeterli güvenlik önlemi alınmadan tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitratın yol açtığını ve bunun kabul edilemez olduğunu söyledi.