Ağustos 28, 2018 09:22 Europe/Istanbul

Bültenimize geçen hafta Türkiye'de meydana gelen önemli gelişmelerin ana başlıkları ile başlıyoruz.

**Türkiye’den ABD’nin tehditlerine tepki

**Binalı Yıldırım'ın TBMM'nin yeni başkanı olarak seçilmesi

** Türkiye’de devlet erkanlarında meydana gelen geniş çaplı değişiklikler

Geçtiğimiz hafta Türkiye'nin belli başlı önemli gelişmeleri arasındaydı.

 

Geçen hafta Türkiye’nin iktidar partisi AKP Başkan yardımcısı Mehdi Eker Amerika yönetiminin Türkiye’ye yönelik savurduğu tehditlere gösterdiği tepkide, Amerika yönetimi Türkiye’nin savunma seçeneklerine saygı göstermesi gerektiğini vurguladı.

AKP Başkan yardımcısı Mehdi Eker, Amerika yönetiminin Ankara yönetimini S-400 füze savunma sistemini Rusya’dan satın aldığı takdirde Türkiye’ye F-35 savaş uçaklarının teslim edilmeyeceği yönünde açıklamalarına gösterdiği tepkide, Amerika yönetiminin Türkiye’ye F-35 savaş uçaklarının satışını durdurma tehditleri, iki ülke arasında hakim olan stratejik ilişkilere aykırı olduğunu ifade etti.

 

Görünen o ki şimdi Türkiye yönetimi ve Türkiye’nin yeni siyasi yapısının mimarı sayılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem Doğu ve hem Batı’nın askeri teknolojileri ve teçhizatından eş zamanlı ve birbirine paralel olarak yararlanma yönünde yararlanmak için büyük uğraş veriyor.

Her halükarda görünen o ki Amerika yönetimi ile Türkiye yönetimi arasındaki karşılıklı tehditler, bundan önce ABD savunma bakanlığı Pentagon’un F-35 savaş uçaklarını zamanından önce Türkiye’ye teslim edilmesini onayladığını açıkladığı halde gündeme geliyor.

 

Haberlere göre Amerika senato meclisi geçtiğimiz ayda F-35 savaş uçaklarının Türkiye’ye teslim edilmesinin askıya alınmasını içeren bir yasa tasarısını onayladı. Ancak Amerika senato meclisinin bu kararına rağmen Amerika savunma bakanlığı Pentagon geçen Haziran ayında Türkiye silahlı kuvvetlerine iki adet F-35 savaş uçağının teslimatını gerçekleştirdi.

Ankara yönetimi ile Washington arasında imzalanan konu ile ilgili askeri anlaşmaya göre Türkiye bu anlaşmanın çerçevesinde Amerika’dan yüz adet F-35 savaş uçağı teslim alması gerekiyor. Yine aynı anlaşmaya göre Amerika’nın Türkiye’ye F-35 savaş uçaklarını teslim etmesinin ilk süresi 2020 yılı olarak belirlendiği anlaşılıyor. Ancak bu anlaşmaya karşın ve Ankara ile Washington’un karşılıklı tehditleşmelerinin ardından Türkiye yönetimi Amerika’dan iki adet F-35 savaş uçağını anlaşmada belirlenen süreden önce ve geçen Haziran ayında teslim aldı. Gözlemciler söz konusu F-35 savaş uçakları Amerika’nın Büyük okyanus bölgesinde kullandığı en pahalı savaş uçakları olduğunu belirtiyor.

 

****

Geçtiğimiz hafta Türkiye'nin eski başbakanı ve Recep Tayyip Erdoğan'ın en yakın müttefiklerinden olan Binali Yıldırım, TBBM'nin yeni başkanı olarak seçildi.Bültenimize konuyla ilgili raporumuzla devam ediyoruz.

 

Türkiye meclisinde geçen perşembe günü başkanlık seçimi yapıldı. 1. ve 2. turda başkan seçilemediği için Genel Kuruldaki üçüncü tur oylama 584 milletvekilinin katılımıyla yapıldı.

AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım 335 oy, CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak 135 oy, HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş 63 oy, İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu 40 oy, Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslam 5 oy aldı. 6 oy da geçersiz sayıldı.

Buna göre, Binali Yıldırım, üçüncü tur oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu olan 301'in üzerinde oy alarak, 28. TBMM Başkanı seçildi.AK Parti İzmir Milletvekili ve parlamenter sistemin son Başbakanı Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk Meclis Başkanı olarak seçildi.Erdoğan'a en yakın isimlerden sayılan Yıldırım'ın Türkiye meclisi için başkan olarak seçilmesi, tahmin edildiği kadar, Türkiye toplumu için açık ya da gizli birçok etki ve sonuçları olacak. 

 

Türkiye yasama erkinin kaderi en az gelecek 4 yılda AK Parti'nin nüfuz ve etkisi altına girecek bu olay hakkındaki ilk yorum ve izlenim, Erdoğan'ın yürütme ve yasama olmak üzere iki önemli erki fethetmekte başarısıdır.

Böylece Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık koltuğuna oturması ve kendisine en yakın isimlerden sayılan Yıldırım'ın başkanlığındaki mecliste çoğunluğa sahip olmasıyla birlikte, her zamankinden ziyade Erdoğan'da tecelli eden AK Parti, Türkiye politikası üzerindeki kontrolünü tamamlamış olmayı başardı.

Böylece, Erdoğan'ın Türkiye'de siyasi ortam üzerindeki hakimiyetiyle karar alma ve yürütme yolunun daha kolaylaşmasıyla, kısa sürede istikrar için zemin sağlayabilecek.  AK Parti iktidarı bilindiği üzere Türkiye halkının ilk ihtiyacı olarak güvenliği sağlamak ve sınırlarını PKK gibi muhalif unsurlara karşı korumak için adımlar atmış ve girişimlerde bulunmuştu. 

Diğer yandan, Türkiye'da yasama erki üzerindeki kontrol, Erdoğan'ın iktidarın başında yasal yoldan kalma şansını da yakalamış olur.

Ancak, Yıldırım'ın rolü ve muhtemelen giderek siyasi arenada popülaritesinin artması, Erdoğan'ı uzun vadede kendisi için ciddi bir rakip ve belki de muhalife dönüşebileceği için endişelendirebilir.

******

 

Geçen hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni kararnamelere imza atarak Türkiye’nin bakanlıklarında ve askeri teşkilatlarında geniş çaplı değişiklikleri başlattı.Bu haberle birlikte sohbetimizi noktalıyoruz.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aldığı karara göre Türkiye genel kurmay başkanlığı savunma bakanlığına bağlandı. Yine yeni kanun hükmünde kararnamelere göre Cumhurbaşkanı yardımcıları, hazine ve maliye Bakanı ve milli eğitim Bakanı da bundan böyle yüksek askeri şura üyeleri oluyor.

Türkiye devlet erkanlarından yeni değişiklikler ve bazı kurumların ve bakanlıkların birleştirilmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devletin mali giderlerinde tasarrufa gitmeye çalıştığını gösteriyor. Görünen o ki Cumhurbaşkanı Erdoğan resmen devletin giderlerini azaltmayı gündemine almış bulunuyor.

 

Gerçek şu ki Türkiye’de cumhurbaşkanlığı ve parlamento erken seçimleri, TSK’nın Irak ve Suriye topraklarına müdahaleleri ve PKK ile çatışmalarının ağır bedeli ve Erdoğan’ın faiz oranlarının arttırılmasına karşı direnmesi, Türkiye ekonomisini şimdiye kadar görülmemiş kritik bir aşamayla karşı karşıya getirmiş bulunuyor. Bu bağlamda gazeteci yazar ve siyasal bilimler hocası Cengiz Oktar yazdığı makalesinde şu değerlendirmede bulunuyor: Ekonomi konusunda hükümetin tek seçeneği borçlanmayı arttırmaktır. Hükümetin borçları milli gelire oranla sadece %40 kadardır. Bu oran özel sektörün borçları da hesaba katıldığında milli gelirin %70 kadarı olur. Yani halâ borç alarak harcamaya yer verdi. Ancak borçların ödenmesi Türkiye yönetimi için bir soruna dönüştüğü anlaşılıyor.

Bu şartlarda Türk lirasının uluslararası muteber dövizlere karşı rekor düzeyde değer kaybı ve özellikle Türk lirasının dolar karşısında büyük oranda değerini kaybetmesi ve yine Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı görevine başlaması ile eşzamanlı olarak enflasyonun da rekor düzeye ulaşması ve tüm bunlar yaşanırken Türkiye’nin hazine bakanlığını damadı Berat Albayrak’a vermesi, Türkiye’nin otoriter Cumhurbaşkanı Erdoğan için zor bir başlangıç şeklinde değerlendirilmesine sebebiyet verdiği anlaşılıyor.