Eylül 14, 2018 18:18 Europe/Istanbul

İran’ın eczacılık sektörü, çeşitli ilaçları üretme kapasitesi ve gücü sayesinde uluslararası piyasalara açılabilecek güçlü potansiyele sahip olan bir sektördür.

Eczacılık sektörü dünyanın en önemli ve anahtar sektörlerinden ve yüksek kazanç sağlayan sanayilerinden biridir. Fortune dergisi 2010 yılında yayımladığı raporunda ilaç sektörünü kazanç ve yatırıma uygunluk bakımından dünyanın üçüncü üstün sanayii ilan etti. Bu sektörde yatırım genellikle gelişme ile beraber olmuştur.

Gerçekte nüfus artışı ve insanların ilaca yönelik hayati ihtiyacı bu sektörde yatırımın gelişmesine vesile olan etkendir.

 

İlaç sektörünün gelişmesinde etkili olan diğer etkenlerden nüfusun yaşlanması, kronik hastalıkların varlığı, bazı ülkelerde sağlık sigortası ve iktisadi refahın bulunması, yeni piyasaların açılması ve tedavi yöntemleri ve bu sektörde teknolojilerin gelişmesine işaret etmek mümkün.

İlaç sektöründe yatırım yapmanın diğer meziyetler ise dünyada ilaç sektörünün büyüme oranının dengeli ve az çalkantılı olmasıdır.

 

Gerçekte ilaç piyasası dünyada diğer piyasalara nazaran iktisadi dalgalanmalardan daha az ve daha geç etkilenir ve bu yüzden diğer sanayilere kıyasla  ticari etkenlerden yani ekonomik revaç veya ekonomik durgunluk gibi etkenlerde daha az etkilenir. Nitekim 2008 ve 2009 yıllarında dünya çapında yaşanan ekonomik krizlere rağmen bu sektör %7’lik büyümü oranı ile faaliyetlerine devam etti.

Günümüzde ise eczacılık sektörünün dünya genelinde toplam mali bilançosu bir trilyon dolar sınırını aşmıştır.

 

Bu arada şunu da belirtmeliyiz ki bu sanayi sektöründe giderler diğer bir çok sanayiye nazaran çok daha yüksektir. İlaç sanayiinde önemli giderlerden biri, araştırma geliştirme giderleridir. Bu sektörde araştırma geliştirme giderleri satış gelirlerine oranla ileri teknolojilerden yararlanan diğer sanayi sektörlerine kıyasla çok yüksektir.

İlaç sektörü dünya genelinde insan sağlığı ile ilgili olduğundan sürekli gelişme kaydeden ve yeniliklere şahit olan bir sektördür. Öte yandan dünyanın büyük ilaç firmalarının yüksek geliri onlara bu gelirin önemli bir bölümünü araştırma geliştirmeye sarf etmelerine imkan sağlıyor. Dünyanın büyük ilaç firmaları ortalama olarak satışlarından elde ettikleri  gelirin %40 kadarını araştırma geliştirme, pazarlama ve satış için harcıyor veya daha doğrusu yatırım yapıyor.

 

İlaç sektörünün harcama gerektiren bir başka özelliği geleceğe dönük olmasıdır. Aslında bugün hastalara şifa dağıtan bir çok ilaç yıllar önce üzerinde araştırma yapılmış, geliştirilmiş ve daha sonra üretilmiştir. Buna göre de gelecek yıllarda hastaların ihtiyaç duydukları ilaçların üzerinde şimdi ve önümüzdeki yıllarda araştırma yapılması ve ardından üretilmesi gerekir. Dolaysıyla bu sektörde geleceğe bakış ve geleceğe dönük politikalar üretmek gelecekte karşılaşılacak sorunlara cevap bulma bağlamında önemlidir. Bu mesele ise önemli oranda araştırma geliştirmeye yatırım yapmayı gerektirir. Bazen bir ilacı üretmek için 15 yıl zaman harcanmış ve on binlerce formül denenmiş ve bu süreçte bir milyar dolar harcanmıştır.

 

İlaç sektörü şiddetle tekelci bir sektördür. Dünyanın ilaç sektörünün ürünlerinin önemli bir bölümü ABD ve Avrupa’da üretilir. 2013 yılında hazırlanan bir rapora göre Kuzey Amerika %37 ve Afrika ve Ortadoğu bölgeleri de %4 oranları ile dünya ilaç piyasalarında en yüksek ve en düşük paya sahip olan bölgelerdi.

İlaç piyasası ilaç sektöründe dönen paraya göre değerlendirilir. Dünya ilaç sanayiinde dönen para ham madde alımından tüketicilere ilaç satışı, ilaç ithalatı ve ihracatı, yatırımların hacmi ve ilaç firmalarının piyasa değerlerine kadar geniş bir yelpazeden ibarettir.

Dünya ilaç piyasasında gelişmiş ülkeler ilaç üretiminde ve tüketiminde öncüdür, öyle ki bu piyasanın %79 kadarı onların elindedir. Bir başka ifade ile dünya nüfusunun yaklaşık %85 kadarını oluşturan gelişmekte olan ülkeler dünyada üretilen ilaçların sadece %21 kadarını tüketiyor.

 

Görünen o ki bu süreç Batı’nın iktisadi durumu ve yeni yeni ortaya çıkan ekonomilerde teknolojilerin büyümesinde değişmesi yüzünden değişmektedir ve ilaç üreten ülkeler bu yeni iktisadi güç haline gelen ülkeleri ihracatta hedef ülkeleri olarak belirlemiştir. Bir başka ifade ile ilaç sektörü üretim ve tüketim bakımından neredeyse doyma noktasına gelen Amerika ve Avrupa piyasalarından Asya ve Afrika kıtalarında yeni yeni oluşan yeni piyasalara yönelmeye başladığı anlaşılıyor.

 

Bundan başka yine belirtildiği üzere dünya ilaç pazarlarında gelişmenin önemli bir bölümü gelecek yıllarda Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Ukrayna, Polonya, Arjantin, Mısır, Endonezya, Cezayir, Güney Afrika, Romanya ve Vietnam gibi ülkelerde yaşanacağı ifade ediliyor. Dünyanın yeni ilaç piyasalarında yaşanan gelişme genellikle nüfus artışı, halkın ilaç ve sağlık hizmetlerine daha fazla ulaşması ve ayrıca hükümetlerin iktisadi programlarından etkilendiği gözleniyor.

 

Dünyanın yeni ilaç pazarlarının gelişmesi genellikle generik ilaçlar alanında yaşanıyor. Bilindiği üzere ilaç sektöründe üretim iki genel grup olan ticari ilaçlar ve generik ilaçlara ayrılıyor. Bu iki grubun arasındaki farklılık ise icat, deney ve pazarlama hakları ile ilgili yasalara olan bağlılıklarına göredir. Büyük ilaç firmaları genellikle ticari ilaçların üretim alanında faaliyet yürütüyor. Generik ilaçlar ise ticari ilaçlara nazaran daha ucuzdur. Bu durum generik ilaçların orta ve az gelirli ülkelerde ve hatta bazı Avrupa ülkelerinde ve Amerika’da sağlık giderlerinin yüksek olması ve iktisadi krizlerin yüzünden iyi piyasaları olmasına sebebiyet veriyor.

 

Dünya sağlık örgütünün tanımlarına göre İran ilaç sektöründe 80 yıllık mazisi ile üretici ülkelerin arasında yer alıyor. İslam inkılabı zafere kavuşmadan önce İran’da ülkenin hemen hemen tüm ilaç ihtiyacı doğrudan veya dolaylı bir şekilde bir kaç çok uluslu firma tarafından karşılanıyordu. O dönemde en büyük sorun bu sektörde aşırı bağımlılık ve seyrek sayıda İranlı ilaç firmasının rekabet gücünden yoksun olmalarıydı.

 

İslam inkılabı zafere kavuşarak ülkenin ilaç sektörünün önemli bir bölümü milli ilan edilmesinin ardından İran’ın eczacılık sektörü bir kaç yeni ilaç fabrikası ile gelişmeye başladı ve şimdi inkılabın üzerinden kırk yıl geçtiği bir sırada ilaç sektörü ülkenin ilaç ihtiyacının %95 kadarını içeride üretiyor. Şimdi ise onlarca küçük büyük ilaç fabrikasının açılması, aczacılık branşında öğrenci sayısının artması ve ilaç firmalarının sayısının hızla gelişmesi ile birlikte bilim temelli firmaların yüksek teknoloji ile ilaç üretmelerine ve özel hastaların özel ilaçlarını temin etmelerine şahit olmaktayız.

 

Bugün İran ilaç sektörünün kazanımları, 1979 ila 2015 yılları arasında ülkede ilaç üretim hacmi %30’dan %96’lara yükseldiğini gösteriyor. İranlı uzmanlar kalp ve damar hastalıkları, yüksek tansiyon, yüksek şeker ve yağ gibi çeşitli hastalıkların tedavisinde ihtiyaç olan ilaçları üreterek bu hastalıkları kontrol altına almayı başarmıştır.

Bu arada yerli ilaçların tüketimi ve bu ilaçların çeşitli hastalıkların iyileştirilmesinde etkili olması ülke genelinde yaşam umudu endeksini geliştiren etken olduğu belirtilmelidir.

 

Hali hazırda İran yapımı ilaçlar yüksek kalitede üretiliyor ve yabancı örnekleri ile rekabet ediyor. Bu arada son dönemde İranlı uzmanlar MS hastalığı, şiddetli yakınların tedavisi, AIDS hastalığı, kanser hastalıkları, B ve C aşıları, kolera hastalığı, tehlikeli iltihapların tedavisi, kalp kemik, salgı bezi, tiroid, para tiroid, akciğer, karaciğer, böbrek ve diğer bir çok organın hastalıklarının tedavisinde kullanılan ileri teknoloji ilaçları üretmeyi başarmıştır.

 

Son yıllarda İran bilim ve teknoloji alanlarında kaydettiği ilerleme ile birlikte dünyada ilaç üreten ülkelerin arasında ilk on üstün ülke arasında yer almayı başarmıştır. Bugün İran yapımı ilaçlar bölge ülkelerine ve özellikle Afganistan, Irak ve bazı orta Asya cumhuriyetlerine ihraç ediliyor.