Eylül 24, 2018 20:02 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde, Suudi Rejimi'nin Yemen'deki savaş suçlarına dair kanıtları ele almak istiyoruz.

Savaş suçlarından kastedilen, silahlı çatışmalarda yapıldığı takdirde insan haklarını açıkça ihlal eden cinayetlerdir. Uluslararası Kızılhaç Örgütü'nün tanımına göre, dünyanın bütün ülkeleri, sivillere, savunmasız ve savaşzede insanlara yardım edilmesi gerektiğini kabul etmişlerdir. Uluslararası kurallara esasen, siviller, savunmasız insanlar ve çatışmalarla doğrudan ilgisi olmayanlar, can güvenliği hakkı ve beden sağlığı ve ahlak bütünlüğü hakkına sahip olmalıdırlar.

İnsan hakları gözlemcilerinin raporlarına göre Suudi bombardıman uçakları, Yemenlilerin sivil olup olmadıklarını gözetmeksizin hava saldırılarını yapıyorlar.

 

Ayrıca uluslararası insan haklarına esasen, teslim olmuş veya savaşmaya gücü kalmamış düşmanın öldürülmesi veya yaralanması yasaktır. Savaşın tarafları kendi taraflarına ait yaralıları ve rahatsızları organize etmek ve sağlık tesisatlarına ulaştırmak hakkına sahip olmalıdırlar. Düşman elinde esir düşen silahlı güçler veya düşman kontrolüne geçen sivil insanların, yaşama hakkı, insani değer hakkı ve kişisel hukukları çiğnenmemelidir. Bu insanlar için yargı ve eylem güvenceleri verilmelidir. Çatışmanın tarafları gereksiz ölüme ve fazla çileye sebep olan savaş yöntemlerinden uzak durmalıdırlar.

 

Nitekim uluslararası hukukta da ayırma ilkesine esasen, çatışma tarafları her zaman sivil ve silahlı grupları bir birinden ayırarak sivil insanların ölümüne ve zarar görmesine sebebiyet vermemelidirler. Sivil insanlar saldırıya maruz kalmamalıdırlar. Anılan ilkelerin ihlal edilmesi savaş suçunun yapılması anlamına gelmektedir. Uluslararası hukuk arenasında, bu suçların savaş suçu sayılması 1907 Lahey anlaşmasından sonra kararlaştırılmıştır.

 

Savaş suçlularının uluslararası takibe tabi tutulmalarının gerekliliği, 1998 Roma konferansında konuşulup görüşüldükten sonra Uluslararası Ceza Mahkemesi Tüzüğünün 8'inci maddesinin kararlaştırılmasıyla yürürlüğe girdi. Bu maddede savaş suçlarının neler olabileceği kesin şekilde belirlenmiş ve Uluslararası Ceza Mahkemesine bu gibi suçluların yargısı için yetki verilmiştir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu da, bu meseleyle ilgili "silahlı çatışmalarda insan haklarına saygı" adı ile 2444 numaralı kararını onayladı. 2444 numaralı Birleşmiş Milletler kararında, sivillerin korunması, esirler ve mahpusların korunması ve özel ve yıkıcı silahlar ve yöntemlerin yasak olmasına vurgu yapılmıştır.

 

Hâlbuki Yemen'de, Suudi Rejimi ve ortaklarının yaptığı savaş suçları o kadar şiddetli ki, Riyad'ın petrol dolarlarının etkisinde kalan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Suudi Rejiminin arkasında durması bile kimi Birleşmiş Milletler yetkilisinin Suudi Koalisyonunun Yemen'de yapılanları savaş suçu olduğunu itiraf etmesini engelleyememiştir.

İnsan hakları aktivisti ve aynı zamanda uluslararası avukatlardan olan Edward Carriganbu konuyla ilgili şöyle bir açıklama yapmıştır: " Suudi Arabistan Birleşmiş Milletler tarafından sorgulanmaktan hiç korkusu olmadan ve Batılı devletlerin onayıyla, kaygısızca Yemen'de insanlığa karşı cinayet ve savaş suçu işlemektedir. Özellikle suçsuz Yemen halkını ve daha da acı vericisi, çocukları katletmektedir. "

 

El Yevm gazetesinde yer alan bir raporda İnsan Hakları İzleme Örgütü'nce Suudi Rejimi ve koalisyonun Yemen'de savaş suçu yaptıklarının vurgulandığı yazıldı. Bu raporda şöyle yazılıyordu: " İnsan hakları gözlemcileri Yemen'de askeri hedef niteliğinde olan bir şey görmemiştir. Hâlbuki koalisyon uçakları sivil veya militan gözetmeksizin herkesi bombalamaktadır. "   Buna ilaveten Guardian gazetesinin 16 Eylül 2016 baskısında, araştırma grubu tarafından hazırlanan ve yayınlanan raporda, Suudi koalisyonun üç saldırısından birinin okul, hastane, pazar yeri, cami ve ekonomik altyapı gibi sivil bölgelere yapıldığını yazdı. Suudi Rejimi Yemen halkını kıtlık bataklığına sürüklemek için, insani yardım konvoylarının Yemen'e ulaşmasını engelliyor. Uluslararası Af Örgütü yayınladığı raporda Suudilerin bu yaptıklarını savaş suçu olarak nitelendirmiştir.

 

 Birleşmiş Milletler (BM) Yemen İnsani İşler Koordinatörü Jimmy McGoldrick, 4 Ocak 2018'de yayınladığı bildirgede şunları kaydetti: " Suudi Arabistan koalisyonunun hava saldırıları binlerce sivilin ölmesine neden olmuştur. Bu saçma savaşın sonucu, Yemen'in yıkımı ve halkın çile çekmesiyle sonuçlanmaktadır."

 

Suudi Arabistan'ın Yemen saldırısının dördüncü yılındayız. Şimdiye kadar ölülerin sayısı 10 bini aşmış durumda ve 22 milyona yakın insan da kıtlık, hastalık ve ilaç ve yemek eksikliği ile mücadele etmek zorunda kalmıştır. Yemen sağlık yetkilileri de şimdiye kadar 600 bin sivilin öldüğünü bildirdiler. Suudi Arabistan'ın başını çektiği Arap koalisyonunun Yemen'e saldırması, bu ülkenin altyapısının yok olmasına ve milyonlarca insanın avare olup kıtlık ve bulaşıcı hastalıklar içinde perişan olmalarına sebep olmuştur.

 

Yemen'in hastaneleri ve sağlık kliniklerinin yarısı kapanmıştır. Faaliyetlerine hala devam edenler ise gerekli ilaçlar ve teçhizatın eksikliğinden dolayı büyük zorluklar yaşamaktadırlar. Kolera hastalığına yakalanan insanların sayısı o kadar fazladır ki kalan hastaneler bu insanlarla tıklım tıklım doludur. Yemenli yetkililer, Suudilerin hastanelere ve sağlık alt yapılarına yönelik saldırılarını, savaş suçunun örneği olarak biliyorlar. Yemen genel sağlık bakanlığının sözcüsü Abdülhekim el-Kehlâni kolera hastalığının yayılmasının nedenini, hava, kara ve deniz saldırılarından dolayı yerle bir olan ve kuşanmış Yemen'in sağlık sisteminin çökmesi olarak tanımladı ve bu saldırıları yapanların savaş suçlusu olarak yargılanmalarını istedi. Yemen sağlık bakanlığının sözcüsü 414 sağlık hizmeti veren binanın Suudi saldırıları sonucunda harabeye çevrildiğini bildirdi.

 

Suudi Arabistan'ın sivilleri hedef alan geniş çaplı saldırıları ve sivil mekânları hedef alması Yemen'de işlediği savaş suçlarının birkaç örneğidir. Tarihi mekânlar, müzeler ve başka kültürel yerlere saldırmak da Suudi Koalisyonunun Yemen'de yaptığı savaş suçlarının örnekleridir. Yemen arkeolojik eserler ve müzeler müdürlüğü de Suudi Arabistan saldırıları sonucunda iki binden fazla tarihi eser ve onlarca müzenin yıkıldığını bildirdi.

 

Üç bin yıllık tarihe sahip olan Ma'rib barajı ve Hicri Kameri 211 yılında restore edilmiş İmam Abdurrazzak bin Hamam Camii'nin büyük bölümü Suudi uçaklarının bombardımanları sonucu yıkıldı. Ayrıca Hicri Kameri 3'üncü yüzyıla ait Sa'de kentinin çarşısı da bu saldırılarda tamamen yıkılmıştır. Yemen tarihi mekânlar ve müzeler müdürlüğünün yöneticisi bu konuyla ilgili şu açıklamaları yapmıştır: "Bu idare, Yemen'in tarihi ve kültürel mekânlar ve eserlerin listesini Suudi Arabistan yetkililerine teslim etmiş ama Riyad bu mekânlara hala hava saldırısı yapmaktadır."

 

Silahların kullanılması konusuyla ilgili insan hakları uluslararası hukuka göre kimyasal, biyolojik silahlar, patlayıcı kurşunlar ve insan bedenini parçacıklara dönüştüren silahların kullanılması yasaktır. Bu tür silahlar kullananlar savaş suçlarından doğan uluslararası sorumluluklar kapsamında tepkiye maruz kalacaklar. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Suudi Arabistan'ın Yemen'de misket bomba kullandıklarını saptamıştır.