Nisan 10, 2016 07:30 Europe/Istanbul

Kur'an'ı Kerim insanlara insan olmayı öğreten ve onları hidayete erdirmek, dünya ahiret saadetlerini güvence altına almak ve Allah’a kulluk ve ibadet etmeye davet etmek için nazil olan ilahi kitaptır.

Kuşkusuz bu semavi ve ilahi kitabın azametini anlamak, beşerin kısıtlı idrak gücünün çok çok üstündedir. Bu yüzden kuran’in azametinin ve faziletinin çeşitli boyutlarını tanımak ve anlamak için kaçınılmaz olarak bu muazzam kitabın tüm sırlarını bilen ve ilahi ilimleri taşıyanlara, yani İslam peygamberi (sav) ve pak ehli beytine (sa) başvurmak gerekir. Bu büyük insanlara başvurmak bizlere Kur'an'ı Kerim’in azametini idrak etmekte yardımcı olacaktır. İslam peygamberi (sav) bir rivayette şöyle buyurmakta: Kur'an'ı Kerim Allah’ın sofrasıdır. O zaman elinizden geldiğince bu ziyafetten yararlanır. Kur'an'ı Kerim aydın nur ve yararlı ilaçtır. Kur'an'ı Kerim’i öğrenin, çünkü yüce Allah onu öğrenmekle sizi onurlandırır. İmam Ali (sa) da bu konuda şöyle buyuruyor: Kur'an'ı Kerim tilaveti imanı geliştirir. Kur'an'ı Kerim ilahi hidayet kitabı ve İslam peygamberinin (sav) ebedi mucizesidir. Kur'an sözcüğünün anlamı kıraat etmek ve okumaktır, dolaysıyla bu ilahi kitabın muhtevasına ulaşabilmek için atılması gereken ilk adım, bu kitabı okumaktır, böyle insan içindeki kavramları öğrenir ve tealimlerini uygulamak sureti ile ilahi hidayete erebilir. Bu yüzden Allah’ın kitabını okumak ve böylece dünyevi ve uhrevi saadete ermek hem bu semavi kitabın ayetlerinde ve hem ehli beyt (sa) hadislerinde sık sık vurgulanmıştır. Yüce Allah Müzemmil suresinin son ayetinde mümkün mertebe Kur'an'ı Kerim okunmasını buyurmuştur. İslam peygamberinden (sav) bir rivayetten ise en mümin insan, en çok Kur'an'ı Kerim tilavet eden kişi olduğunu öğreniyoruz. Yine İmam Sadık’tan (sa) bir hadiste şöyle okumaktayız: Mümin insanın Kur'an'ı Kerim’i öğrendikten sonra veya öğrenme esnasında vefat etmesi uygundur. İnsan büyük bir şahsiyetin huzuruna çıktığında gayet nezaketli ve tertemiz bir görünümle bu şahsiyetin huzuruna çıkmaya özen gösterir. Kur'an'ı Kerim kıraati de bir nevi bu semavi kitabın ve esas sahibi yani yüce Allah’ın huzuruna çıkmaktır. Çünkü Kur'an'ı Kerim gerçekte yüce Allah ile konuşmaktır. İslam peygamberinden (sav) bir rivayette şöyle okumaktayız: Kim Allah ile konuşmak istiyorsa, Kur'an'ı Kerim okusun. Öte yandan Kur'an'ı Kerim’i okuyan insan kendini yüce Allah’ın kelamının muhatabı olarak görür ve yüce Allah bizimle konuşurken hak teala huzuruna çıkmanın tüm şartlarını ve adabını yeri getirerek daha fazla yararlanmalı ve yüce Allah’ın sevgi ve merhametinden faydalanmalıyız. Kur'an'ı Kerim yüce Allah’ın kelamı olduğundan bu semavi kitabı okumanın başka kitapları okumaktan çok daha farklı olduğunu unutmamalıyız. Bu yüzden karinin bazı adaba uyması şarttır. Bunlardan biri, Kur'an'ı Kerim okurken temiz ve pak olmaktır. Yüce Allah Vakia suresinin 79. Ayetinde ona ancak temizlenen insanların dokunabileceğini buyurmaktadır. İşte bu yüzden insan Kur'an'ı Kerim’i eline almadan önce abdest alması vaciptir ve genelde insanın kıraat sırasında abdestli olması müntahaptır. Ağzın sağlık kurallarına uymak, Kur'an'ı Kerim tilavetinden önce tavsiye edilen bir başka konudur. Rivayetlere göre İslam peygamberi (sav) ibadet sırasında ve özellikle Kur'an'ı Kerim tilaveti ve gece namazından önce misvak kullanıyor ve bu ameli Müslümanlara tavsiye ediyordu. Allah resulü (sav) şöyle buyurmuştur: Kur'an'ı Kerim’in yolunu temiz tutun. O hazretten Kur'an'ı Kerim yolunun ne olduğu sorulur. Allah resulü (sav): ağzınız, diye buyurur. Yine sahabe sorar: nasıl temiz tutalım? O hazret: misvak kullanın, diye buyurur. Her işi yerine getirmek için bir takım hazırlıklar yapılması gerekir. Kur'an'ı Kerim havasına girmek için insanların hazırlanması gerekir ve bu hazırlık dua etmekle olur. Kur'an'ı Kerim’e başlarken masum imamlardan bir çok dua nakledilir. Burada İmam Sadık’ın (sa) okuduğu duayı aktarmak istiyoruz. O hazret şöyle duada bulunur: Ey yüce Rabbim, bu Kur'an senden elçin Muhammed Bin Abdullah’a nazil olan kitap olduğuna ve peygamberinin dilinden cari olan senin kelamın olduğuna şahadet getiriyorum. Ey yüce Rabbim, senden Kur'an'a bakışımı ibadet ve kıraatimin seni anma ve zikretme ve ayetlerini düşünmemi ibret yapmanı niyaz ediyorum ve beni senin Kur'an'ı Kerim’deki vaazlerini beyan ederek günahlardan sakınan kimselerden yap. Ey yüce Rabbim, beni senin dininin tealimlerini öğrenerek ayetlerini ve ahkamını düşünenlerden yap. Yüce Allah Nehl suresinin 98. Ayetinde şöyle buyurmakta: Kur'an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah'a sığın! Allah’a sığınmak yüce Allah’ın Kur'an'ı Kerim karilerini emrettiği hükümlerdendir ve İslam peygamberi (sav) tilavete başlamadan önce mutlaka kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım anlamına gelen اعوذبالله من الشّیطان الرّجیم cümlesini tekrarlardı. Kuşkusuz bu sığınma hakiki anlamda olmalı ki etkili olsun ve yüce Allah da bize kucak açsın ve bizleri Kur'an'ı Kerim ile ıslah etsin. Kur'an'ı Kerim İslam peygamberine (sav) şöyle emrediyor: Yaratan Rabbinin adıyla oku! Kur'an'ı Kerim’in tüm sureleri Tevbe suresinin dışında besleme ile başlar. Gerçekte bismillah sözcüğü müslümanların kutsal şiardır ve her amelin veya her sözün başında beyan ediliyor ve böylece o amel veya söz yüce Allah’ın adı ile mühürlenmiş olur. Kur'an'ı Kerim tilavetinde dikkat edilmesi gereken bir başka konu, bu semavi kibatı yazılarının üzerinden okumaktır. İmam Sadık’ın (sa) sahabilerinden İshak Bin Ammar o hazretten sorar: canım sana feda, ben Kur'an'ı Kerim’i ezbere biliyorum. Acaba onu ezberden okusam mı daha iyi, yoksa yazılanın üzerinden? İmam Sadık (sa) şöyle buyurur: onu oku ve mushafına bak, çünkü daha iyidir. Acaba mushafa bakmanın ibadet olduğunu bilmez misin? 015