Şubat 01, 2019 20:07 Europe/Istanbul

Gelin birlikte İran'a gelen turistlerin sözlerine kulak asalım:

Güzel, mükemmel,…. Kadim bir ülke….  Tarihi çok eskilere dayanan bir ülke……. Güzel insanları da olan güzel bir ülke….. ilginç ve gizemli bir ülke……farklı bir tatil deneyimi yaşamak için İran'a gelmeniz gerekir….

Turizm sektörünün en önemli hedeflerinden biri de dünyadaki insanları bir birine yakınlaştırarak onların bir birini daha çok tanımalarını, daha adil bir yargıda bulunmalarını, hatalı düşünceleri düzeltmelerini, ortak tecrübeleri paylaşmalarını ve böylece kendi kültürlerini tanıtmak için birer elçiye dönüşmelerini sağlamaktır. Turistlerin internet üzerinden tecrübelerini paylaşmaları bu doğrultuda değerlendirilebilir.

İtalyan bir turist olan ve 2015 yılının sonlarında İran'a yolculuk yapan Ogre Pennar, kendi ülkesi İtalya'ya döndükten sonra Facebook sayfasında şöyle bir yazı paylaştı: " İran'a muhakkak gidin. Gidin ve oradaki cömert, zeki ve sevimli insanları yakından görün. Oraya gittiğiniz zaman, İran'la ilgili bizim kafamızda yerleştirilen saçma klişelerin kırılacağını göreceksiniz. İran'la ilgili Gerçekler çok daha farklı."

Bunun yanı sıra, batı medyasının İran'a karşı yürüttüğü karalama kampanyasına ve İran'a yolculuk yapmanın maceracılık ve tehlikeli olduğunu gösterme çalışmalarına rağmen İran vizesini almanın da kolay bir iş olduğunu söyleyemeyiz. Konuya adilce yaklaşmak istiyorsak, İran büyükelçileri de İran siyasi tarihi geçmişindeki acı olayların etkisiyle ve yabancı uyruklu insanların bu geçmişteki olumsuz rollerine dayanarak birkaç yıl öncesine kadar vize verme konusunda çok da cömert ve açık yüzlü davranmıyordu.

Güvenlik ve turizm arasındaki sıkı bağ herkesçe bilinmektedir. Güvenlik, yolculuğun göstergelerinden biri olarak, turistlerin dünyanın farklı noktalarına gitmesinde veya gitmemesinde önemli rol oynamaktadır. Kimi turizm uzmanlarına göre, ikamet, ulaştırma ve gıda gibi önemli kriterlerin yanı sıra güvenlik kriteri de turistleri bir noktaya  celp etmek için olmazsa olmazlar arasındadır.

Bir turizm rehberi kitabı olan Lonely Planet İran'a gelmek ile ilgili şöyle yazmıştır:" İran çok güvenli bir ülke. O kadar güvenli ki kimi turistler oranın güvenliğini şöyle açıklıyorlar: Şimdiye kadar gittiğim en güvenli ülkedir İran. İran'daki güvenlik Avrupa'dakiyle boy ölçüşebilir. "

İsveçli koşucu, Kristina Palten, son yıllarda İran'a gelen en ilgi çekici turistlerden biridir. Bu koşucunun İran'a geldiği zamana kadar hiçbir turist İran'ı koşarak gezmeye gelmemişti. Yani Kristina Palten İran'ı koşarak gezen ilk turisttir. Bu koşucu koşu bandı üzerinde 48 saat aralıksız koşarak adını Guinness rekorlar kitabına yazdıran bir isimdir.

Üç aylık vize alarak İran'a gelen Kristina bu yolculukla ilgili şöyle düşünüyor:" Dünyaya daha fazla güvenmek için neler yapabilirim diye düşündüm. Ben bir kadınım. Acaba koşu ayakkabılarımı giyip Şeriat kanunlarının hakim olduğu İslami bir ülkede koşu yaparsam neler yaşayacağım diye düşündüm. "

Kristina'nın ailesi ve akrabaları onu vaz geçirmeye çalışsalar da o kararlı bir şekilde yolculuğunu başladı. Yolculuğunu başlarken El-Alem televizyon kanalına konuşan Kristina, neden İran'da koşu yapmaya karar verdiğini şöyle açıkladı: " Bence İran çok güzel bir ülke ve duyduklarıma dayanarak halkının da cömert ve açık yüzlü olduğunu söyleyebilirim. Bu arada İran mutfağını da unutmayalım. Bence genel olarak İran koşu yapmak için çok uygun bir ülke. Bu koşu yapmaktan asıl hedefim ise kendimin ve başkalarının İran'la ilgili önyargılarını sorgulamaktır. "

İran'ı gezen İsveçli Kristina Palten İran'da çektiği resimleri ve kaydettiği görüntüleri, PALTEN.SE internet adresinden halkın ilgisine sunmuştur. İran'ı gezdiği sırada, yemek ısmarlamak, hediye vermek, eve davet etmek gibi İran halkının dostane ve samimi davranışlarına şahit olan Kristina şunları söylüyor:" Bence çoğu insanlar bağnazdırlar. Ben de kendime özel hassasiyetlerim vardır. Ama başka insanlarla karşılaştığımız zaman bu bağnazlıkların bir anlamı kalmıyor. Benim kastettiğim hepimizin insan olmasıdır. Her millet veya topluluk kendine özgü bir hayat tarzı ve felsefesi vardır. "

İran'da tekrar bulunmak, İran'ı gezen birçok turistin arzusudur.  

Kendini Kame diye da tanıtan Japon bir turist olan Yasunori Kamewari ismi ile ilgili şöyle diyor:" Japonya'da kendimi Kame diye tanıttığım zaman herkes şaşırıyor. Çünkü Kame, Japoncada kaplumbağa anlamına gelir." Bu Japon turist bir süre önce İran'a gelmiş ve dediklerine göre planlarında olmayan bir ülkeye gelmesine rağmen üç ay bu ülkede kalmıştır.

Kame İran ile ilgili şunları söylüyor: " Yolculuğuma başlamadan önce planımda İran'a gelmenin hiçbir yeri yoktu. İran'ı güvenli olmayan bir ülke diye düşünüyordum.  Bu benim önyargımdı. Üç yıllık yolculuk serüvenimde karşılaştığım turistlerin çoğu İran'la ilgili güzel şeyler söylüyorlardı. İran halkının sevimli ve iyi olduklarını söylüyorlardı. Buna dayanarak İran'a mutlaka gitmeliyim dedim. İran'a geldiğimde ise eski olumsuz düşüncelerin hepsi yok oldu. İran düşündüğümden daha büyüktü ve kültürel çeşitliliği de insanı hayran bırakıyordu. Hatta bazı eşsiz kültürlere de rastladım İran'da. Ayrıca İran'ın bu kadar geliştiğini de düşünmüyordum. "

Japon bir turist olan Yasunori Kamewari İran'ı özel bir turizm destinasyonu olarak tanımlıyor ve İran'ı tekrar tekrar görmeye değer olduğunu söylüyor.