Mart 15, 2019 17:05 Europe/Istanbul
  • Hş. 1397 yılında Irak

Geçen sene dördüncü parlamento seçimleri, Irak’ta yaşanan en önemli gelişmelerden biriydi. Irak’ta ilk parlamento seçimleri 2005, ikincisi 2010 ve üçüncüsü da 2014 yılında düzenlenmişti.

Irak’ta dördüncü parlamento seçimleri büyük önem arzediyordu. Bu seçimler, Irak’ta IŞİD sonrası dönemde ilk parlamento seçimleriydi.

IŞİD teröristleri 2014 yılında parlamento seçimlerinden sonra siyasi ihtilafların tırmanmasını fırsat bilerek Irak topraklarına girmişti.

2018 parlamento seçimleri Irak’ta Kuzey Irak yerel yönetimi ayrılık referandumu düzenledikten sonra da bu ülke genelinde düzenlenen ilk genel seçimlerdi. Dolaysıyla bu seçimler Kuzey Irak yerel yönetimi ile Bağdat merkezi yönetimi arasındaki ilişkilerde yeni bir atmosferde düzenlendi. Kuzey Irak yerel yönetimi 25 Eylül 2017’de bir referandum düzenleyerek kendince Irak topraklarından ayrılmayı ve sözde bağımsız bir Kürt devleti kurduklarını ilan etmek istedi. Ancak bu referandum Bağdat yönetiminin sergilediği tutumla başarısızlıkla sonuçlandı. Bu yüzden Iraklı Kürtlerin dördüncü parlamento seçimlerine nasıl katılacakları önemli bir meseleydi.

Irak’ta düzenlenen dördüncü dönem parlamento seçimlerinin bir başka önemli özelliği, Irak’ın siyaset arenasında yer alan Şii, Sünni ve Kürt aktörlerin hiç biri arasında bir dayanışma söz konusu olmaması ve bilakis bu seçimlerde grupların arasında ayrışmaların ağır basmasıydı.

Seçim sonuçların açıklandıktan sonra Sadr hareketi, Fetih ittifakı ve Nasr ittifakı adları ile anılan üç Şii grup parlamentoda sırasıyla en çok sandalye kazanan gruplar olduğu anlaşıldı.

Irak’ta dördüncü dönem parlamento seçimlerinde 329 sandalyeden Muktada Sadr liderliğindeki Saerun ittifakı 54, Hadi Ameri liderliğindeki Fetih ittifakı 47 ve Haydar İbadi liderliğindeki Nasr ittifakı da 42 sandalye kazanarak parlamentoda birinci, ikinci ve üçüncü sıraya yerleştiler.

Bu seçimlerin bir başka önemli özelliği halkın katılım oranının düşük olmasıydı. Seçim komiserliği yetkililerinin açıklamasına göre bu seçimlere katılım oranı yüzde 44.52 düzeyinde olurken, sayısal olarak da 10 milyon 848 bin seçmen oy kullandı. Oysa seçmen sayısı 24 milyon olarak açıklanmıştı.

Geçen sene Irak’ta yaşanan bir başka önemli gelişme, parlamento seçimlerinden sonra yeni kabinenin kurulmasında siyasi çıkmaza girilmesi oldu. İttifakların içinde yaşanan anlaşmazlıklar, siyasi grupların bakanlıklardan pay talep etmeleri ve özellikle ABD ve S. Arabistan gibi yabancı aktörlerin sabotajları, Irak’ta yeni kabinenin kurulmasında sorun yaşanmasına yol açan belli başlı sebeplerdi.

Irak’ta meclis Başkanı, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’dan oluşan iktidar üçgenini belirleme süreci yaklaşık beş ay sürdü. Sonunda Eylül 2018’de Muhammed Halbusi yeni parlamento Başkanı seçildi ve Ekim 2018’de de Berhem Salih yeni Cumhurbaşkanı olarak göreve başladı ve en son Adil Abdulmehdi Irak’ın yeni Başbakanı olarak seçildi. bundan sonra Irak’ın yeni kabinesi de Başbakan seçildikten sonra bir aylık bir süre içerisinde kuruldu. Ancak milletvekilleri Başbakan Abdulmehdi’nin önerdiği 22 bakandan sadece 14 bakana güvenoyu verdi, geriye kalan 8 bakanlığın durumu ise halâ muğlaklığını sürdürüyor.

Yeni kabinede Başbakan Adil Abdulmehdi, Başbakan yardımcılığı mevkilerini kaldırdı. Aslında kabinenin yapısı, Başbakan Abdulmehdi kabine üyelerini seçerken siyasi liderlerin pay talep etmelerinden kaynaklanan kısıtlamaları ve ayrıca yapısal kısıtlamaları göz önünde bulundurduğu anlaşılıyor. Bu doğrultuda Fuat Hüseyin’i maliye Bakanı olarak atamasına değinmek mümkün. Fuat Hüseyin bundan önce Kuzey Irak’ta Mesut Barzani yerel hükümetin Başkanı olarak bulunduğu dönemde onun özel kalem müdürüydü ve yeni Cumhurbaşkanı seçiminde de Berhem Salih’le rekabet etti, ancak Salih bu rekabeti kazanarak Cumhurbaşkanı oldu.

Iraklı uzman Haşim Haşimi bu ülkenin yeni kabinesi hakkında yaptığı değerlendirmede, Başbakan Adil Abdulmehdi kabine bakanlarını seçerken dış tavsiyeleri ve siyasi liderlerin görüşlerini göz önünde bulundurduğunu ve bu da kabinesi için önemli bir zafiyet sayıldığını belirtiyor.

Gerçi Irak’ta yeni kabinenin kurulması siyasi grupların liderlerinin görüşleri gözetildi, fakat Abdulmehdi kabinesinde etnikçiliğin gerilediği gözleniyor.

Londra üniversiteleri sosyoloji hocası Kerem Hazraci ise 2018 yılında Irak’ın görüntüsünü şöyle açıklıyor: Irak 2018 yılında siyasi alanda, içinden eski modellerden tamamen farklı bir koalisyon hükümetinin çıktığı parlamento seçimlerine şahit oldu, zira yeni hükümette etnikçi eğilimler çok azaldı ve Şia ve Sünni ve hatta Kürt partiler etnikçilikten uzak ittifaklara katıldılar.

Irak geçen sene tekfirci IŞİD terör örgütünü yok ettikten sonra teröre karşı ağır operasyonlarını durdurdu ve askeri giderleri azaldığı için yavaş yavaş iktisadi büyümeye odaklanmaya başladı. Bu doğrultuda Irak resmi haber ajansı Irak petrolü ticaret firmasından naklen, 2018 yılında 1 milyar 277 milyon varil ham petrol ihraç ettiklerini ve bu da ülkeye 83.7 milyar dolar gelir getirdiğini açıkladı. Oysa 2017 yılında Irak’ın toplam ham petrol ihracatı 1 milyar 207 milyon varil düzeyinde kalmıştı. Buna göre Irak geçen sene günde ortalama 3.5 milyon varil ham petrol ihraç etti.

Buna karşın geçen sene Irak’ta sosyal huzursuzluklar ve protesto eylemleri de yaşandı. Huzursuzlukların önemli bir bölümü Basra’da sosyal hizmetlerin yetersizliğine yapılan itirazların çerçevesinde yaşandı. Bu hareketler 4 Eylül 2018’de şiddetlendi. Basra halkı su ve elektrik hizmetlerinin yetersizliği ve ayrıca işsizlik oranının yüksek olmasına itiraz ediyordu. İnsan hakları komiserliği Basra’da sağlıksız içme suyu yüzünden 20 bin kişi zehirlenerek hastanelik olduğunu duyurdu. Basra halkı bu durum, Irak’ın en zengin eyaleti sayılan bu eyalete yakışmadığını belirtiyor.

Bu arada Basra’da yaşanan itirazların sırasında İran’ın başkonsolosluğu ve ayrıca Haşed-ul Şaabi karargahları ateşe verildi. Bu iki hadise Basra olaylarının dışarıdan kışkırtıldığını ortaya koydu. Zira bir yandan Basra nüfusunun büyük çoğunluğunu Şia Müslümanlar oluşturuyor ve öbür yandan Haşed-ul Şaabi hareketi de Irak’ın güneyinde şekillenen bir hareketti ve Basra eyaletinde en çok şehit veren bir hareket sayılırdı. Bu yüzden sıradan insanlar asla İran başkonsolosluğuna veya Haşed-ul Şaabi karargahlarına saldırmaları ve bu mekanları yakmaları söz konusu bile olamazdı. Nitekim Basra’da protestocuların liderleri bu olayların onlarla hiç bir bağlantısı olmadığını ilan etti.

Londra üniversiteleri sosyoloji hocası Kerem Hazreci de Basra kentinde yaşanan gerginliklere ve protesto eylemlerine işaret ederek, bu kent Irak’ın siyasi statüsü üzerinde büyük etkisi olduğunu, zira ülkenin iktisadi şahdamarı sayıldığını belirtti.

Hazreci, buna karşın Basra eyaletinde dini fitnelerin çıkarılması ve siyasi gerginliklerin tırmandırılması muhtemel olaylar olduğunu vurguladı.

Irak’ta geçen sene yaşanan en önemli olaylardan biri de Kuzey Irak’ta yerel parlamento seçimlerinin düzenlenmesiydi. Bu seçimler de ayrılık referandumundan bir yıl sonra yapılıyordu. Kuzey Irak yerel parlamentosu için seçimler geçen 30 Eylül tarihinde düzenlendi.

Kuzey Irak parlamentosunun 111 sandalyesi bulunuyor. Bu sandalyelerden 11’i yörede yaşayan azınlıklara aittir. Ancak seçim sonuçları seçimlere hile karıştırıldığı yönünde seçim komisyonuna ulaşan bin kadar şikayet yüzünden üç hafta gecikme ile açıkladı.

Bu seçimlere katılım oranı ise yüzde 57 olarak açıklandı.

Kuzey Irak yerel parlamentosu seçim sonuçları açıklanınca bir kez daha demokrat parti ve yurtseverler birliği en çok sandalye kazanan siyasi partiler oldukları anlaşıldı.

 Bu seçimlerde demokrat parti 45, yurtseverler birliği 21, değişim hareketi 12, yeni kuşak hareketi 8, İslami cemaat 7, reform listesi 5, çağdaş ittifak 1 ve özgürlük listesi de 1 sandalye kazandı, 11 sandalye de etnik azınlıklara verildi.