Yemen’in bir yıl direnişi ve Riyad’ın hezimeti - 3
Mısırlı uzman Muhammed Hicazi, Arabistan rejiminin Yemen’le yıpratıcı bir savaşa girdiğine işaretle, tarih Yemen’e tecavüz eden tüm devletlerin sonu hüsran ve hezimet olduğunu belirtti.
Tesnim haber ajansına konuşan Hicazi, Suud rejiminin Yemen milletine dayattığı savaşın bir yıl sonra sonuçlarını değerlendirerek şu ifadelere yer verdi:
Yemen aşiret yapılı bir ülke olmuştur. Yemen aşiretleri sürekli kendi ilkel gelenekleri ve örf ve adetlerine göre yaşamıştır. Bu ülkede aşiretler Kuzey ve Güney olmak üzere iki gruba ayrılır ve merkezi hükümetlerle ilişkileri çok zayıf olmuştur. Merkezi devletler bu aşiretleri kendi saflarına çekebilmek için her zaman para ve bazı vaatlerle bunu yapmaya çalışmıştır.
Mısırlı uzman Hicazi sözlerini şöyle sürdürdü:
Yemen’in içişlerine her türlü müdahale, tüm aşiretlerce, hatta aralarındaki tüm anlaşmazlıklara rağmen her zaman reddedilen bir konudur. Bu yüzden Arabistan da bu savaşta hezimete uğrayacaktır.
Hicazi Yemen ordusu ve halk güçlerinin Suud rejiminin tecavüzlerine karşı direnişte ifa ettikleri rolleri hakkında da şu değerlendirmede bulundu:
Yemen milleti ve halk güçleri bugün ister Arabistan olsun ister başkası olsun, mütecaviz güçlere karşı her zamankinden daha çok organize olmuştur ve tarihi kanıtlar Yemen’e tecavüz eden sonu hüsran ve yenilgi olduğunu göstermektedir.
Mısırlı uzman Hicazi Yemen’in siyasi geleceğini de şöyle değerlendirdi:
Görünen o ki hali hazırda Yemen için hiç bir siyasi gelecek düşünülemez ve kanımca Arabistan bir süre daha Yemen’e yönelik saldırılarını sürdürecek ve sonunda bu savaştan ötürü iyice yıpranarak savaşı durdurmak zorunda kalacaktır. Bundan sonra ise Yemenli aşiretlerin liderleri merkezi hükümeti kurmak için bir çerçeveye kavuşabilir.
Yemen’in El Hak partisi genel sekreteri Hasan Zeyd ise şu değerlendirmede bulundu:
Yemen milletinin elde ettiği gerçek zafer, direniştir ve bu direniş tüm iktisadi kuşatmalara ve saldırılara rağmen elde edilmiştir. Yemen milleti ayrıca son bir yılda tüm değerlerine bağlı kalmayı da sürdürdü ki bunu da Yemen ordusu ve halk güçleri arasındaki teamülde ve Arabistanlı ve hatta ecnebi esirlere karşı sergilenen tutumda görmek mümkün. Son bir yılda ayrıca Yemen milletinin sabır ve sosyal bütünlük ve dayanışmasına şahit olduk, ve tüm bu kazanımlar Yemen milletinin azametini, salabet ve şecaatini sergilemiştir.
Hasan Zeyd Arabistan’ın son bir yılda uğradığı hezimetleri de şöyle anlattı: Arabistan son bir yılda ahlaki değerler açısından hezimete uğradı ve askeri alanda da büyük yenilgi yaşadı.
Yemen El Hak partisi genel sekreteri Hasan Zeyd sözlerini şöyle sürdürdü:
Arabistan hatta kendi sınırlarını korumaktan bile acizdir. Oysa Arabistan’ın askeri gücü ile Yemen ordusunun gücü arasında büyük bir fark söz konusudur. Awax casusluk uçakları ve casusluk uydularının tüm destekleri bile Arabistan’ın kendi sınırlarını korumasına faydası olmadı. Yemen ordusu ve halk güçlerindeki Yemenli inkılapçı gençler bir çok sınır bölgesinin kontrolünü ele geçirmeyi başardı ve eğer Arabistan halkının duygularını incitmeme meselesi yüzünden ilerlemeleri durdurmaya yönelik baskılar olmasaydı, Yemenli gençler Nacran ve Ceyzan gibi Arabistan’ın bazı önemli kentleri ele geçirebilirdi.
Yemen El Hak partisi genel sekreteri Hasan Zeyd, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
Arabistan askeri gücünü göstermek istedi, fakat bunu başaramadı ve onurunu korumak için bu kez Sudan ve Somali’ye asker göndermeleri için yalvardı. Bu siyasi ve askeri bir hezimet sayılır. Gerçi Arabistan son bir yılda Yemen’de masum kadınları ve çocukları katletme bağlamında bir çok cinayet işledi. Arabistan Yemen’de çarşılara saldırmak ve masum ve savunmasız insanları katletmekle Yemen milletinin canını asla umursamadığını ortaya koydu, nitekim bu saldırılar Arabistan’ın sözde Yemen milletini savunmak için bu saldırıları yaptığı iddialarını temelden çürüttü. Arabistan savaşın ta başından itibaren savaş suçu ve cinayet işledi.
Yemen El Hak partisi genel sekreteri Hasan Zeyd Yemen’de siyasi sürecin geleceği hakkında da şu değerlendirmede bulundu:
Eğer Arabistan saldırılarını başlatmasaydı, Yemen’de siyasi süreç sonuca ulaşırdı. Bence Arabistan’ın ahlaki, askeri ve güvenlik hezimetleri ve ayrıca Suud – siyonist eksenin hiç bir hedefine ulaşamamasına bakıldığında, Suud rejimi Yemen’de tekfirci terör örgütlerini takviye etmeye başlayacaktır. Gerçekte Arabistan IŞİD ve El-kaide gibi kalıplarda şekillenen teröristlerin müttefikidir.
Arabistan’ın Yemen saldırılarının durdurulmasını isteyen Yemen El Hak partisi genel sekreteri Hasan Zeyd sözlerini şöyle sürdürdü:
Suud savaş uçaklarının saldırılarının devam etmesi sayesinde Yemen’de tekfirci terör örgütlerinin güçlenmesi başta Amerika olmak üzere bir çok ülkeyi ve uluslararası kurum ve kuruluşu kaygılandırmaya başladı. Bu yüzden Arabistan için saldırılarını durdurmak ve uşaklarını Yemen milletinin temsilcileri ile müzakere etmeye yollamaktan başka çare kalmıyor. Belki bu şekilde Yemen’in siyasi geleceğinde rol ifa edebilir ve bu rol kesinlikle kısıtlı olacaktır.
Hasan Zeyd Yemen milletinin saldırılara karşı direnişi konusunda da yaptığı değerlendirmede, Yemen milleti bir bütün olarak ülkeyi savunduklarını ve bu iddianın ispatı şehitler olduğunu, öyle ki hemen hemen tüm Yemenli aileler ülkeyi savunma yolunda şehit verdiklerini vurguladı.
Yemen’in Ensarullah hareketinden Muhammed Sani ise dünyanın en zengin ülkelerinden biri yine dünyanın en büyük silah depolarına sahip olduğu halde Yemen milletine karşı hiç bir şey yapamadığını ve Yemen milleti direnişini sürdürdüğünü belirtti.
Arabistan’ın Yemen’e dayattığı bir yıllık savaşı değerlendiren Sani şu ifadelere yer verdi:
Arabistan’ın başını çektiği ve Amerika da onlara lojistik ve istihbarat destek verdiğini ilan ettiği ittifak güçleri Yemen’e saldırdı ve her şeyi hedef aldı. Haremeyn-i şerifeyn hademeleri olduklarını iddia eden Suud hanedanı ne komşuluk hakkına uydu ne de dini haklara bağlı kaldı. Suud rejimi gelişmiş savaş uçakları, İHA’ları, toplar, füzeleri, savaş gemileri ve hatta misket bombası gibi yasak silahlarıyla Yemen milletini hedef aldı.
Ensarullah hareketi üyesi Muhammed Sani Yemen milletinin son bir yılda yaşadığı acıları ve uğradığı hasarları da şöyle anlattı:
Altyapılar şiddetle tahrip edildi, kamu binaları, hastaneler, hekimlerin özel muayenehaneleri, yerel ve uluslararası kurum ve kuruluşların binaları, okullar, karayolları, fabrikalar bir çok eyalette yerle bir edildi, çok sayıda sivil çeşitli kentlerde ve köylerde hayatını kaybetti. Saldırgan güçler halkın araçlarını, yardım araçlarını, yakıt araçlarını, gıda maddesi taşıyan kamyonları ve hatta dağlarda beslenen hayvanları, besicilik yapan çiftlikleri, her şeyi hedef aldı.
Ensarullah hareketi üyesi Muhammed Sani Suud savaş uçaklarının hava akınlarında yaşanan cinayetleri de şöyle anlattı: Suud rejimi ve ittifaka bağlı savaş uçakları Yemen halkının evlerini en ölümcül ve güçlü silahlarla hedef alıyor, öyle ki bir ev hedef alındığında, çevresindeki diğer evlerle yerle bir oluyor. Örneğin Suud rejimi Savan bölgesinde yer alan Amal kentinde bir evi bombardıman etmek istiyordu, fakat bu saldırıda bir mahalle tamamen yok oldu ve 40 kişi şehit düştü.
Ensarullah hareketi üyesi Muhammed Sani açıklamasının devamında son bir yılda Yemen’de yaşanan yıkımla ilgili verileri açıklayarak, gerçek veriler savaş şartları yüzünden elde edilemediğini ve açıklanan rakamların çok çok üstünde olduğunu, üstelik bu verilerin her geçen gün daha da arttığını unutmamak gerektiğini belirtti. Sani verileri şöyle açıkladı:
Ölü ve yaralı sayısı 24 bin. Bu rakam cinsiyet ayrımına göre ise şöyle: 2 bin 236 şehit çocuk, bin 752 şehit kadın, 4 bin 290 şehit erkek, bin 461 şehit cenin. Suud rejimine bağlı güçler ayrıca Yemen’in altyapılarını da geniş çapta yıktı ki bunun verileri de şöyle: 530 karayolu ve güzergah ve köprü, 163 su deposu ve su tesisleri, 140 elektrik santrali ve santral tesisleri, 167 komünikasyon direği, 14 havaalanı, 10 liman, 345 bin 722 ev, 615 cami, 810 okul ve eğitim merkezi, 3 bin 809 okulun kapanması, 39 üniversite, 242 hastane ve sağlık merkezi, 16 enformasyon ve medya kurumu, bin 113 kamu binaları ve tesisleri, 547 gıda maddeleri deposu, 421 gıda maddesi taşıyan kamyon, 276 benzin istasyonu, 271 yakıt tankeri, 191 fabrika, 124 küçükbaş hayvan besicilik birimi, 59 tarihi eser, 41 spor sahası ve 8 kilise.
Ensarullah hareketi üyesi Muhammed Sani, Suud rejiminin cinayetleri siyonistlerin cinayetlerinden farksız olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
Veriler, son bir yılda Suud rejiminin Yemen’e yönelik kinci ve hasmane saldırılarında yaşanan yıkımların ve hasarın benzer örnekleri sadece siyonistlerin Gazze saldırılarında ve Lübnan’a dayattıkları savaşta görünüyor, nitekim bu denli husumet ve kinci duygu, Suud rejiminin başını çektiği ittifakla siyonist rejim İsrail arasında ortak bir duygu olduğu anlaşılıyor.
Suud işgalcilerinin Yemen’e yönelik saldırılarında başarısız olduğunu belirten Ensarullah hareketi üyesi Muhammed Sani sözlerini şöyle sürdürdü:
Arabistan ve işbirlikçilerinin Yemen’e dayattıkları savaşın üzerinden bir yıl geçtiği halde bu zümre hedeflerine ulaşamadı ve savaş sahasında hiç bir ilerleme kaydedemedi. Onlar Yemen toprakları işgalcilere mezar olduğunu unutmuşa benziyor. Suud rejimi, Yemen milleti hikmetli insanlar olduğunu ve çocukluk yaşlarından itibaren ellerine silah aldığını ve bu da Yemen milletinin kültürünün bir parçası olduğunu unutmuşa benziyor. Yemen milleti Suud rejimi onlarca yıldır onlarla siyasi ve iktisadi arenalarda mücadele ettiğini ve Yemen’in tüm musibetlerinin baş sebebi olduğunu çok iyi biliyor. Bu bir yıllık savaş sadece Suud rejiminin Yemen milletine karşı bir kaç onyıllık soğuk savaşının gün ışığına çıkmasıdır. 015