Yemen’in bir yıl direnişi ve Riyad’ın hezimeti - 4
Ensarullah hareketi üyelerinden Muhammed Sani Tesnim haber ajansına Arabistan’ın Yemen saldırısını değerlendirdiği açıklamasında, Fars körfezi ülkelerinin de bu saldırıya katılmalarıyla izledikleri hedeflerini şöyle anlattı:
Fars körfezi ülkeleri Yemen’e yönelik sömürücü politikalarının doğrultusunda Yemen ekonomisine musallat olmak istedikleri doğrudur, fakat onlar aynı zamanda Yemen milletinin özgürlüğünü çok iyi bilir ve Yemen milleti ve devletinin asaletinden haberdardır ve bu yüzden de bu ülkeyi yıkmak istiyor. Onlar Arap milliyetçiliğinin ana kaynağını yok etmek istiyor. Onlar Yemen’in stratejik konumuna musallat olup bu ülkeyi kendi patronlarının çıkarları doğrultusunda paylaşmak istiyor. Özetle Suud hanedanı sahip olduğu kirli paralarla Arapları kendi patronlarının çıkarları doğrultusunda köle yapmak istiyor.
Ensarullah hareketi üyesi Muhammed Sani açıklamasını şöyle sürdürdü:
Bizim bölgemiz bugün tarihinin en tehlikeli komploları ile karşı karşıya gelmiştir. Düşmanlar IŞİD ve El-kaide gibi terör örgütleri ve doğrudan müdahaleleri ile Irak ve Suriye’yi bir kaç parçaya bölmek istiyor. Buna göre Yemen’in geleceği de bölgenin geleceğinden bağımsız değildir. Yemen milleti düşmanlarını, Arabistan’dan Amerika’ya kadar onları dize getirmek isteyen herkesi ve hatta tüm işbirlikçilerini tespit etmiştir. Yemen’in geleceğini bize gösteren en önemli mesele ise son bir yılda Amerika ve Arabistan’ın Yemen’e dayattıkları savaşta hezimete uğramış olmalarıdır. Yemen milleti dünyanın en zengin ülkeleridir ve silah bakımından en güçlü orduları ile savaştığı halde düşmanlar bu savaştan hiç bir şey elde edemedi.
Hasan Zeyd Yemen’in geleceği konusunda da şu açıklamayı yaptı: Tüm bu işaretler Yemen milleti için aydın bir geleceği müjdeliyor ve gelecek, Arabistan’ın tüm müdahalelerine ve acılara rağmen daha iyi olacaktır. Bu durum ister savaş ister barış eninde sonunda gerçekleşecektir.
Öte yandan Londra üniversitesi öğretim üyesi ve Güney etüt merkezi Başkanı Ali Ramazan El Avsi de yaptığı değerlendirmede, Yemen’de direniş bölge direnişi ve caydırıcı gücünün uzantısı olduğunu belirtti.
Londra üniversitesi öğretim üyesi ve Güney etüt merkezi Başkanı Ali Ramazan El Avsi, Tesnim haber ajansına Arabistan’ın Yemen’e dayattığı bir yıllık savaşı şöyle değerlendirdi:
Arabistan ve müttefiklerinin Yemen’e saldırılarının üzerinden bir yıl geçtiği bir sırada Yemen milleti sabırlı, direnişli ve cesur bir millet olduğunu ispat etti ve bugün savaş bazen Arabistan sınırında ve bazen Arabistan topraklarında devam ediyor. Suud rejimi şimdi sadece Yemen kentlerine hava akını düzenlemeye cesaret ediyor. Hatta Arabistan’ın başını çektiği ittifaka bağlı savaş uçaklarında İsrailli pilotlar bulunduğu ve özel olarak da başkent Sana’yı hedef aldıkları belirtiliyor. Bence pek yakında ve savaş başka bölgelerde sonuçlandıktan sonra Yemen ordusu ve halk güçleri Aden’e gidecek ve orayı kurtaracaktır. Bence Arabistan’ın seferber ettiğ ister Yemen’in Islah partisi, ister El-kaide ve hatta IŞİD dahil olmak üzere tüm işbirlikçileri ve uşakları hezimete uğrayacak ve kaçacaktır.
Londra üniversitesi öğretim üyesi ve Güney etüt merkezi Başkanı El Avsi açıklamasını şöyle sürdürdü:
Bence Arabistan ile Yemen arasında yaşanan yedinci savaşta, bundan önceki altı savaşta olduğu gibi, yine Arabistan kaybeden taraf olacak ve bu son savaş da eski savaşlar gibi sonuçlanacak, nitekim savaş arenasındaki gerçekler de bunu açıkça göstermektedir. Maalesef Yemen’in tüm altyapıları ve masum kadınları ve çocukları ve sivilleri Arabistan tarafından yok edildi, ama uluslararası camia sessiz kalmayı tercih etti. Oysa başta BM güvenlik konseyi olmak üzere tüm ilgili uluslararası kurum ve kuruluşların bu cinayetlere karşı tepki göstermesi gerekiyor. Gerçekte bu savaşın tüm kazanımları Yemen milletinin çıkarları yönünde ve Arabistan’ın zararına olmuştur.
Londra üniversitesi öğretim üyesi ve Güney etüt merkezi Başkanı El Avsi açıklamasının bir başka bölümünde de Yemen’in siyasi geleceğini şöyle değerlendirdi:
Bence siyasi sürecin kaderi savaş arenasında belli olacaktır. Tüm işaretler Yemen milletinin sınırlarını ve istiklalini korumaya başardığını ve Suud rejiminin uşaklarını temizlemeyi başardığını gösteriyor. Bence Yemen’de çatışmalar sonunda askeri yollardan değil de siyasi yollardan sonuçlanacak, çünkü Arabistan sahada savaşı yönetme gücünden yoksundur ve sadece hava akınları ve bombardımanlarla yetiniyor, ki bu şekilde savaşı kazanmak mümkün değildir.
Londra üniversitesi öğretim üyesi ve Güney etüt merkezi Başkanı El Avsi Yemen milletinin iradesini de şöyle açıkladı:
Yemen milleti bu savaşı kazanmakta kararlı ve bu da Suud rejimine her türlü ilerlemeyi ve zafer kazanmayı imkansız hale getiriyor ve Arabistan eninde sonunda siyasi çözüm sürecine evet diyecektir ki bu de Yemen milletinin lehine sayılır ve Yemen milleti kendi yöneticilerini seçecektir. Yemen milleti inkılapçı, köklü ve uyanık bir millettir. Bu millet Riyad’a sığınan uşaklarla mütecaviz güçlerin karşısında direnişi seçenlerin arasında seçim yapabilecek bilince sahiptir. Bence bu savaş sonunda siyasi yollardan çözümlenir ve seçim sandıkları Yemen’in siyasi geleceğini belirler. Bu seçimler BM gibi uluslararası kurumların gözetiminde yapılabilir ve bu durumda Arabistan’ın baskıları etkisiz hale gelir ve Suud rejiminin paraları Yemen milletini satın alamaz.
Londra üniversitesi öğretim üyesi ve Güney etüt merkezi Başkanı El Avsi Yemen milletinin Arabistan’ın tecavüzüne karşı direnişini de şöyle değerlendirdi:
Yemen milleti, bölgede güçlü bir millet olduğunu ve vatanını sevdiğini ve tüm varlığı vatanı olduğunu ispat etti ve bu savaşı da bu millet yönetti ve sonunda da bu milletin lehine sonuçlandı. Bu arada Yemenli güçler Arabistan topraklarına da girdi ve Suud rejiminin Arabistan topraklarındaki üslerinin kontrolünü ele geçirdi. Arabistan bir çok kez Yemenli aşiretleri para ile satın almaya çalıştı, ama başarılı olamadı. Bugün Yemen milletinin direnişi askeri akademilerde ele alınması gerekir. Yemen milleti en ilkel silahlarla en gelişmiş askeri teçhizata ve tanklara ve savaş uçaklarına karşı direnmeyi başardı ve sonuçta savaş sahasında yeni bir direniş modeli yarattı. Bence Yemen direnişi şimdi Lübnan direnişi, Gazze direnişi, Irak ve Suriye direnişi ile aynı seviyede yer alıyor ve bu büyük direniş ve caydırıcılık ekseni Arabistan ve müttefikleri gibi eksenlere karşı zafer kazanabilir. Gelecek direnişin ve insanların canını ve namusunu koruyan milletlerin olacaktır.
Bu arada Yemen’in istifa eden kaçak Cumhurbaşkanı Mansur Hadi geçen gün ani ve beklenmedik bir karar aldı ve kendini Yemen yönetimi ilan eden hükümetin Başbakanı Halid Bahah’ı görevden aldı ve yerine Ahmet bin Dagar’ı atadı.
Lübnan’ın El Ahbar gazetesinin haberine göre Mansur Hadi, ayrıca Bahah’ı kendi yardımcılığından da azletti ve Muhsan Ahmar’ı Cumhurbaşkanı yardımcısı yaptı.
Suud rejimi bu kararlarla ve aslında BAE ve Ali Abdullah Salih’in desteklediği aktörleri bir kenara itmekle gelecek aşamadaki ortakların kimliklerini belirledi. Mansur Hadi’nin bu kararları gerçekte Riyad’ın Yemen’de çok hızlı bir şekilde siyasi hesaplaşma ve tasfiyelerin peşinde olduğunu ortaya koydu. Mansur Hadi, Bahah’ı görevden alma gerekçesi olarak Bahah’ın son görevlerinde başarısızlığını ileri sürdü.
Gerçekte Mansur Hadi’nin bu kararları Suud rejiminin istek ve iradesini ifade ediyor. Bu karar, BAE’nin Yemen’deki bir numaralı adamı Halid Bahah ve Yemen’in azledilen eski Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’e çifte darbe niteliğindedir. Görünen o ki Suud rejimi Yemen’in gelecek hükümetinde yer alabilecek ve kendi nüfuz çemberinin dışında olan tüm aktörleri bir kenara itmek istiyor ve bunu da BAE ile Yemen’e musallat olma savaşı çerçevesinde yapıyor. Bu bağlamda Arabistan savunma Bakanı Muhammed bin Salman’ın Ensarullah heyeti Riyad’a geldi yönündeki açıklamasını da Ali Abdullah Salih’i arka plana itme şeklinde değerlendirmek gerekiyor.
Arabistan savunma Bakanı Muhammed bin Salman ayrıca müzakere tarafı olarak Ensarullah hareketini kabul ettiklerini belirtirken, Salih’in bu sürecin dışına itilmesi dikkat çekiyor.
Muhammed bin Salman ayrıca Bloomberg haber sitesine verdiği mülakatta Yemen’deki sürtüşme çözüm aşamasına yaklaştığını belirterek, müzakerelerde önemli ilerleme kaydedildiğini açıkladı.
Bu arada Ali Abdullah Salih’in başını çektiği Yemen halk kongresi partisi, Mansur Hadi’nin açıkladığı kararlarından sonra bir bildiri yayımlayarak, düşmanlık, savaş ve işgalciliği onaylayan ve iç tüzüğe karşı çıkan parti liderlerinin bir kenara itilmesini onayladıklarını belirtti.
Bu arada Riyad gelecek aşamanın bileşenlerini takviye etmeye başlayarak BAE’nin desteklediği aktörleri ve özellikle Ali Abdullah Salih ve hamilerini arka plana itmeye çalıştı.
Bu şartlarda mevcut arena Yemen’de uygulanan ateşkesten önce bazı askeri kazanımlar elde etmek için rekabetlerin kızıştığını gösteriyor, çünkü tüm taraflar Kuveyt’te düzenlenecek barış müzakerelerine güçlü ellerle katılmak istiyor. 015