Temmuz 13, 2019 13:22 Europe/Istanbul

Programımıza geçen hafta Türkiye'de meydana gelen önemli gelişmelerini ana başlıkları ile başlıyoruz.

** Türkiye Merkez Bankası başkanının görevden alınması

** HDP'den Anayasa Değişikliği Talebi

** Ali Babacan'ın AKP'den istifa etmesi ve konuya ilişkin sn. Burhanettin Dağ'ın görüşleri

** Türkiye’nin Washington Büyükelçisinden, Washington Post’a Eleştiri

Geçen hafta Türkiye'de meydana gelen önemli gelişmeler arasındaydı

Şimdi detaylar

Geçen hafta Türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan beklenmedik bir kararla TCMB başkanı Murat Hüseyin Çetinkaya’yı görevden alarak yardımcısı Murat Uysal’ı atadı. Konuyla ilgili Recep Tayyip Erdoğan imzalı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Resmi Gazete'de yayımlandı. Yeni Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal, atama kararının ardından değerlendirmede bulundu.

Uysal, "Para politikaları araçlarını bağımsız olarak uygulamaya devam edeceğim. Uygulanacak politikalarla ilgili iletişim kanallarını üst düzeyde kullanacağım" dedi. Aslında Türkiye ekonomisinde ülkenin döviz ve parasal siyasetlerinden sorumlu olan kurum, merkez bankasıdır. Bu yüzden Merkez bankası başkanının görevden alınması bizzat cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından alınan önemli bir karardır. Aslında bu karar, cumhurbaşkanlığının ülkenin bankacılık sistemi ve para siyasetinden hoşnut olmadığını gösteriyor.

Şimdiye kadar merkez bankası başkanının görevden alınması hakkında gerçek sebepler açıklanmadı, fakat Türkiye’nin son iki yıldaki ekonomi durumu pek de iç açıcı olmadığı, bilinen bir gerçektir. Öyle ki ulusal para birimi TL’nin değeri sürekli azalırken, mali piasalarda yaşanan krizler, Ankara yönetimine sürekli eleştirilerin yapılmasına sebep oluyor. Merkez bankası eski başkanı Çetinkaya, hizmet süresinin bitimine daha 10 ay kalmışken görevden alındı. Bu arada Çetinkaya’nın cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir çok konuda görüş ayrılığında olduğu da bilinen bir gerçektir. 

Geçen hafta HDP Sözcüsü Günay Kubilay, "Köklü ve kapsamlı bir anayasa değişikliği önerisinde bulunuyoruz. Demokratik, ekolojik, özgürlükçü, sosyal bir anayasa isteyen herkesi ortak bir zeminde buluşmaya ve bir demokratik anayasa için birleşik mücadeleye çağırıyoruz". Dedi. Bültenimize konuyla ilgili raporumuzla devam ediyoruz.

Geçtiğimiz pazartesi günü parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında İstanbul seçimleri öncesinde HDP'nin demokratik anayasa için demokratik ittifak çağrısı yaptığını anımsatan Kubilay, Türkiye Anayasasının değiştirilmesinin zaruri olduğuna değinerek diğer muhalif partilerden de buna destek çıkmasını istedi. HDP sözcüsü Günay Kubilay toplumun büyük bir kesiminin başkanlık sistemine karşı olduğunu ve Türkiye yönetim yapısını düzeltmek için yeni bir anayasanın hazırlanmasının artık vaz geçilmez bir gerçek olduğunu söyledi.

HDP'nin, "sadece bir yıl içinde toplumun çoğunluk desteğini yitirmiş, meşruiyet krizi içine sürüklenmiş 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' adı altında topluma dayatılan tek adam rejimini rehabilite ve restore etmek" amacıyla bir anayasa önerisinde bulunmadığını, daha köklü bir değişiklik talep ettiklerini ifade eden Kubilay, şöyle devam etti:"Biz köklü ve kapsamlı bir anayasa değişikliği önerisinde bulunuyoruz. Hak eşitliği temelindeki böyle bir anayasa ancak Türkiye halklarının bizatihi kendi eseri olabilir. Demokratik, ekolojik, özgürlükçü, sosyal bir anayasa isteyen herkesi ortak bir zeminde buluşmaya ve bir demokratik anayasa için birleşik mücadeleye çağırıyoruz."

Geçen hafta Türkiye Eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan, kurucuları arasında yer aldığı AK Parti'den 18 yıl sonra istifa etti. Babacan, yeni parti hazırlıklarına ilişkin ilk resmi açıklamasını da kamuoyu ile paylaştı.

Babacan, 'Kamuoyunun bilgisine' başlığıyla yaptığı yazılı açıklamada "Ağustos 2001 tarihinde kurucu üyesi olduğum Adalet ve Kalkınma Partisi’nden 14 yıl MKYK üyeliği yaptım. 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra 13 yıl Bakanlar Kurulu Üyesi oldum. Bu süre içerisinde ülkemizin elde ettiği büyük başarılara katkı vermekten onur duydum" dedi.

Babacan şöyle devam etti:

Hepimizin amacı ülkemizin itibarını yükseltmek, halkımızın refah ve mutluluğunu artırmak, Türkiye’yi hak ettiği güzel bir geleceğe ulaştırmaktır. İnsan hakları, özgürlükler, ileri demokrasi ve hukukun üstünlüğü vazgeçilmez ilkelerimizdir. Siyasete ilk girdiğim günden bu yana bunlar için canla başla çalıştım. Allah sağlık ve ömür verdiği sürece bundan sonra da çalışmaya devam edeceğim.

Öte yandan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek ziyareti dönüşü uçakta medya mensuplarına açıklamalarda bulundu. 

Erdoğan, Ali Babacan'a "Parti mi kuracaksınız" sorusunu yönelttiğini, Babacan'ın da "Şu anda düşünmüyoruz ama bir platform olarak çalışıyoruz" yanıtını verdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dedim ki 'Bak Ali Bey, eğer senin bu kabineye katkı verme noktasında yaptığınız çalışmalar varsa, vereceğiz bilgiler varsa biz bunlardan istifade ederiz. Malum ben sana partide danışmanlık teklif ettim, kabul etmedin." daha ileri gidiyorum; Özbekistan Başkanı benden orada devletin yapılanmasında eleman istedi. Ali Bey'i teklif ettim. Kendisine de söyledim. Maalesef oraya da evet demedi" dedi.

Erdoğan, Ali Babacan'a "Parti kurmada fazla geç kalmayın" dediğini de aktardı.Erdoğan, "Ben Ali Bey'in kendisine de söyledim; "Yolunuz yolunuzdur eyvallah ama şunu unutmayın ki bu ümmeti parçalamaya hakkınız yok. Siz bunu yapıyorsunuz. Bunun parçalanmasıyla da bir yere gidemeyeceksiniz" dedim. Şunu da söyledim, "Fazla da geç kalmayın" dedim. Bizim dava arkadaşlığımızda bir şey var. Dava terk edilmez. Burada sonuna kadar hizmet söz konusudur" dedi.

Ve son olarak geçen hafta Türkiye Dışişleri Bakanlığının  Amerika’yı protesto etmesinin ardından, Türkiye Cumhuriyeti’nin Washington büyükelçisi Serdar Kılıç Washington Post gazetesini PKK liderlerinden Cemil Bayık’ın makalesini yayımlamasından dolayı tepki göstererek gazeteyi eleştirdi.Türkiye Büyükelçisi Twitter hesabı üzerinden konuyla ilgili açıklama yaptı. Kılıç, açıklamasında PKK'nın; 40 bin cana mal olan, Türkiye, ABD, NATO ve Avrupa Birliği ülkeleri tarafından terör örgütü olarak tanınmasına vurgu yaparak, "Bu gerçekleri görmezden gelerek ABD tarafından aranan PKK'nın kana susamış liderlerine sayfalarını açan Washington Post gazetesi, gazetecilik mesleğini dibe vurdurttu." ifadesini kullandı.

Serdar Kılıç’ın, Amerika’nın bölgedeki silahlı Kürt grupları destekleme siyasetlerini eleştirmesi, Türkiye Dış İşleri Bakanlığının Çarşamba akşamı Washington Post’un PKK’nın kurucularından Bayık’ın açıklamalarını propaganda amacı ile yayımlanmasını kınamasının ardından gerçekleşmektedir. Türkiye Dışişleri Bakanlığı Washington Post’un yapılan bu mülakatın ve yayımlanan bu açıklamaların uluslararası toplum tarafından kabul gören ilkelere aykırı olduğunu bildiriyor.