Hidayet hadisi - 22
Dua ve ibaret yüce Allah’ın ve varlık aleminin maliki huzurunda muhtaç olduğumuzu beyan etmektir.
Dua yüce Allah’ın ilgisini üzerimize çekmek ve ilahi rahmet kapılarını açmak içindir. Bu yüzden yüce Rahman Furkan suresinin 77. Ayetinde şöyle buyurur:
(Resûlüm!) De ki: (Kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? (Ey inkârcılar! Size Resûl'ün bildirdiklerini) kesinkes yalan saydınız; onun için azap yakanızı bırakmayacaktır!
Yüce Allah’ın başta insanlar olmak üzere tüm mahluklara yönelik ihsan ve merhameti bol ve rahmet sofrası açık ve geniş ve lütuf ve merhameti herkese yöneliktir. İşte bu yüzden yüce Allah Davut peygambere hitaben şöyle buyurur:
İnsanlara de ki: neden benimle dost olmuyorsunuz, çünkü dostluğu hak eden benim. Ben rahmetim geniş olan Rabbinizim, fazl ve keremimi esirgemem, ezelden beri kendim için rahmet yazdım, kullarımın kalbini marifet nuru ile aydınlattım, ben bana dost olanın dostuyum, benimle olanın yanındayım, halvette beni zikredenle oturup kalkanım, beni ananların yanındayım.
İslam peygamberi (sav) şöyle buyurur: kuşkusuz dua, ibadettir.
Dua bir nevi öz uyanış ve kalbin uyanışıdır ve insan kalbi ve ruhu duanın aracılığı ile yüce Allah ile yakın irtibat kurar ve bir damla misali sonsuz okyanusla birleşir. Ancak duadan önce kalbimizi ve ruhumuzu kötülüklerden arındırmamız gerekir.
İmam Sadık’tan (sa) şöyle buyurduğu nakledilir: Sakın yüce Allah’a hamd ve dua etmeden ve peygamberine ve pak hanedanına selam göndermeden ve ardından günahınıza itiraf ederek tövbe etmeden O’ndan bir talepte bulunmayın.
Duanın ve insanın dua aracılığı ile talebinin yerine getirilmesi için rivayetlerde çeşitli şartlar beyan edilmiştir. Duanın kabul görmesinin etkili şartlarından biri dua eden kimsenin her türlü iç ve dış kötülükten arınmış olmasıdır.
Bir rivayette İslam peygamberinin (sav) şöyle buyurduğunu okumaktayız:
Duasının kabul görmesini isteyen kimse öncelikle yiyeceğini ve kendini temizlemesi gerekir.
Duanın icabet edilmesi yolunda bir başka etkili etken, duadan önce ve sonra İslam peygamberine (sav) selam ve salavat getirmektir, öyle ki dua iki salavatın ortasında yer alması gerekir. Bu konuda İmam Ali (sa) şöyle buyurur:
Ne zaman subhan Allah’tan bir talebin olacaksa ilkin İslam peygamberine (sav) selam gönder, ardından hacetini beyan et, çünkü yüce Allah iki hacetten sadece birini kabul edip öbürünü reddetmeyecek kadar yücedir.
Rivayetlerde duanın kabul görmesinde etkili olan bir başka etken olarak toplu halde dua etmekten söz edilir. insanlar ne zaman toplu halde dua eder ve yüce Allah’a yalvarır ve hep birlikte O’nun katına yakarırsa, kuşkusuz dualarının icabet edilmesi daha muhtemeldir, çünkü büyük bir ihtimalle dua eden kalabalığın arasında yüreği yanan veya yolda kalan bir muhtaç insan vardır ve onun duası ve durumu ve inlemeleri ve yakarmaları yüce Allah’ın rahmet ve mağfiretine vesile olur. İslam peygamberi (sav) şöyle buyurur: Eğer 40 erkek bir işte açılış için toplu halde dua ederse yüce Allah dualarını kabul eder, öyle ki eğer bir dağın ortadan kaldırılması için dua ederlerse, o dağ ortadan kaldırılır.
İmam Sadık (sa) da toplu duanın etkisi hakkında şöyle buyurur:
Ne zaman bir olay babamı üzecek olursa, kadınları ve çocukları toplar, ardından toplu halde dua eder ve kalabalık amin derdi.
Yine İmam Sadık (sa) toplu dua hakkında şöyle buyurur: eğer dört kişi birlikte her hangi bir konuda yüce Allah’a dua ederse, duaları kabul edilir.
İman, salih amel, emanettarlık ve dürüst olmak, duanın kabul görmesinin diğer şartlarıdır. Yüce Allah katında ahdine vefa etmeyen insan dualarının kabul görmesini de beklememesi gerekir.
Bir gün adamın biri İmam Ali (sa) huzuruna çıkarak şöyle arz etti: Yüce Allah dua ederseniz ben de dualarınızı kabul ederim, buyurduğu halde neden biz dua ediyoruz, ama kabul görmüyor? İmam şöyle karşılık verdi: sizin kalbiniz ve fikriniz bir şey şeye ihanet etmiş, bu yüzden dualarınız kabul edilmiyor. İlkin, O’nun kitabını okumuşsunuz, ama uygulamıyorsunuz. İkincisi Allah’ın azabından korktuğunuzu söylüyorsunuz, ama sürekli sizi azaba yaklaştıran günahlar işliyorsunuz. Üstelik sürekli ilahi mükafatı ve cenneti sevdiğimiz söylüyorsunuz, ama sürekli sizi bundan uzaklaştıracak amellerde bulunuyorsunuz. Şimdi bu durumda nasıl tüm kapıları kendi yüzünüze kapattığınız halde dualarınızın kabul görmesini beklersiniz? Takvalı olun, amellerinizi düzeltin, içinizi kötülüklerden arındırın, emri maruf nehyi münkir yapın ki dualarınız icabet edilsin. 015