Hidayet hadisi - 24
Kur'an'ı Kerim ayetlerinde ve rivayetlerde selim kalpten çok söz edilmiştir.
Selim kalbin önemini anlamak için Kur'an'ı Kerim’in selim kalbi kıyamet gününde tek kurtuluş sermayesi olarak açıklamasını bilmek yeterlidir. Nitekim yüce Allah Kur'an'ı Kerim’in Şuara suresinin 88 ve 89. Ayetlerinde şöyle buyurur:
O gün, ne mal fayda verir ne de evlât. Ancak Allah'a kalb-i selîm (temiz bir kalp) ile gelenler (o günde fayda bulur).
Mal ve evlat bu dünyada yaşamın ziyneti ve revacıdır. Ancak ebedi yaşam için insanları saadete erdiren tek şey selim kalptir. İmam Sadık’tan –s– söz konusu ayetlerde selim kalpten maksadın ne olduğu sorulur. O hazret şöyle karşılık verir: Selim kalp, içinde Allah’tan başka hiç bir şey olmadığı bir halde Allah ile buluşan kalptir.
Evet, bugün selim kalpten söz edeceğiz.
Kalbin tanımında ruh, nefis, akıl vesaire bir çok tabirler kullanılmıştır. Kur'an'ı Kerim’in büyük müfessiri Allame Tebatebai kalbin aslında insanın canı olduğunu ve sevmek, nefret etmek, korkmak, umut ve arzu taşımak, ıstırap yaşamak ve benzeri fiilleri sergileyen şey olduğunu belirtiyor.
İslami rivayetlerde kalp, kalbin sağlığı ve kalbin afetleri ve bu afetlerle mücadele yolları hakkında bir çok şey söylenmiştir. Bu anlatılanların hepsi İslam dininin kalp konusunda her şeyden önce fikrî, ahlaki ve ideolojik altyapıya önem verdiğini gösteriyor. Çünkü insanın tüm pratik programları kalbinin bir yansımasıdır. Buna göre İmam Sadık –s– kalpleri gruplara ayırırken şöyle buyuruyor: kalpler dört çeşittir. İçinde nifak ve iman olan kalp vardır. Bir kalp de terstir. Bir başka kalp adeta mühürlenmiştir ve içine hiç bir hak girmez ve son olarak için nurani olan ve Allah’tan başka hiç bir şey bulunmayan kalp vardır. Nurani kalp, mümin insanın kalbidir. Ne zaman Allah ona bir nimet sunarsa, şükreder ve her hangi bir musibet durumunda sabretmesini bilir. Fakat ters kalp, müşriklerin kalbidir. Ancak içinde iman ve nifak olan veya hak ve batıl karşısında duyarsız olan kalpler hak ortamına gelince hakka tabi olur ve batıl ortamına girdiğinde batıla yönelir. Fakat mühürlenmiş kalp, münafıkların kalbidir.
Sağlıklı kalp demek, içinde kin, hasat ve diğer çirkin sıfatlar bulunmayan kalp demektir. Allah’ın marifet nuru ile aydınlanan ve içinde hiç bir kuşku ve şirk bulunmayan kalp, sağlıklı kalptır. İslam Peygamberi –s– de bu konuda şöyle buyurur: insan ne zaman kalbi temizlenirse, bedeni de temizlenir ve ne zaman kalbi kirlenirse, bedeni de kirlenmiş olur.
Gerçekte kalp ve gönül ve ruh hastalığı en tehlikeli hastalıklardır. Çünkü insanın kalbi fesat oldu mu, cismi de fesat olur. Ruh hastalığı kanser gibidir ve insanın her tarafına yayılarak tüm organlarına ulaşır ve sonunda hastayı öldürür. İmam Sadık –s– bu konuda da şöyle buyurur: kalbin insan vücuduna göre konumu, önder ve imamın halka göre konumu gibidir. Bu yüzden kalbin sağlığı tüm organların sağlığı ve hastalığı da tüm organların hastalığına sebep olur.
Rivayetlere göre bir gün Allah Resulü –s– sahabenin arasında oturuyordu. Birden bir yöne işaret etti ve şöyle buyurdu: Şimdi bu yoldan cennet ehli olanlardan biri gelecek. Bir süre sonra ensardan bir adam geldi ve selam verdi. Ertesi gün ve üçüncü Allah Resulü –s– yine aynı sözü tekrarladı ve yine aynı adam ortaya çıkıverdi. Üçüncü gün İslam Peygamberi –s– yerinden kalktı ve meclisten ayrıldı. Abdullah adında bir sahabe ensardan adamın peşinden gitti ve şöyle dedi: Ben babamla bir anlaşmazlık yaşıyorum ve onun yanına üç gün varmayacağıma yemin ettim. Eğer kabul edersen, şu üç günü senin yanında geçirmek istiyor. Adam gayet saf ve sade bir şekilde sakıncası yok, dedi.
Abdullah daha sonra şöyle anlatıyor: ben tam üç gece gündüz onun yanındaydım ve sürekli amellerini takip etti. Şu üç gecede adamın gece ibadeti için kalktığını da görmedim. Sadece gece yatakta bir yandan bir yanına dönerken Allah’ı zikrediyordu. Sonra da şafak söktüğünde sabah namazı için kalkardı. Ama bundan başka adamdan hiç bir hayır söz veya amel görmedim. Adamdan ayrılırken macerayı anlattım ve şöyle dedim: Ben bu süre içerisinde senden fevkalade bir amel görmedim. O zaman seni bunca yücelten nedir? Adam şöyle dedi: benim tüm amellerim senin gördüklerin, ama bu arada hiç bir müslümana karşı kin ve haset beslemiyorum ve yüce Allah’ın başkalarına sunduğu nimetleri kıskanmıyorum. Abdullah adama şöyle dedi: seni bu mevkie ulaştıran temiz kalbin, oysa biz bunu yapamıyoruz. 015