İran Direniş Ekonomisi ve Yatırım Fırsatları
Bu bölümde İran'ın petrokimya ve çevre dostu enerji sanayilerindeki yatırım fırsatlarını konu edineceğiz.
Geçen bölümlerde İran'ın maden ve metal sanayii, konut ve şehircilik, petrol ve doğalgaz alanındaki yatırım fırsatlarını kısa bir şekilde gözden geçirdik. Bugün ise İran'ın petrokimya ve çevre dostu enerji sanayilerindeki yatırım kapasiteleri ve imkanlarını incelemeye çalışacağız.
İran milli petrokimya sanayii şirketi 1964 yılında kurulup 1979'da İslam İnkılabının zaferine kadar petrokimya ürünleri üretimini yıllık olarak 2 milyon 700 bin ton seviyesine getirdi. İran Milli Petrokimya Sanayii Şirketinin faaliyetleri Irak Baas Rejiminin İran aleyhinde başlattığı savaşın sekiz yıllık döneminde yani 1980 ile 1988 yılları arasında ciddi derecede azaldı. Buna rağmen İran milli petrokimya sanayii şirketi tam da bu dönemde İran'ın güneyinde bulunan Şiraz petrokimya sanayii bölgesi projesini geliştirmeye başladı.
İran Milli Petrokimya Sanayii Şirketi kutsal savunma yılları sonrası ise hayatının yeni evresine ayak basıp tekrar ayağa kalkmaya başladı. Savaş döneminde hasar gören bölümlerin restorasyonu ve onarımı, İsfahan ve Erak gibi petrokimya projelerinin tanıtılması ve hizmete sunulması, İmam Humeyni limanı kompleksinin tamamlanması, petrokimya ürünlerinin yelpazesinin genişletilmesi, bazı görevlerin özel sektöre devredilip üretim seviyesinin arttırılması İran milli petrokimya sanayii şirketinin bu doğrultudaki adımları sayılır.
İran İmam Sadık as Üniversitesi hocalarından Dr. Ali Taheriferd bu hususta şöyle diyor: "İran'ın petrrokimya sanayii ürünleri arasında kimyasal gübreler, sülfürik asit, kükürt, amonyak ve plastik gibi ürünleri yüksek kaliteli olup küresel piyasalarda satılmaktadır. Amerika'nın İran aleyhindeki zalimane yaptırımlarına rağmen 2014 ila 2016 yıllar arasında İran'ın petrokimya şirketlerinin ihracatı 30 milyar doları aşabilmiştir. Buna ilaveten aynı süre içerisinde petrokimya şirketleri 33 milyar dolar gibi büyük bir para değerinde olan ürünü de ülke içine aşılamış ve ülkeyi bu alanda kendine yeter duruma getirmiştir. Bu rakamlar İran'ın hidrokarbon rezervlerinin sadece yüzde 7'isinin tüketilmesi sonucunda elde edilmiştir. Bu yüzden İran'ın bu alanda yatırımcılık için cennet sayıldığı açıkça ortadadır."
Farklı sanayilerin petrokimya ürünlerine bağlılığı ve de bu sanayi alanındaki ürünlerin çeşitliliği dünya ülkelerinin petrokimya endüstrisine büyük bir önem vermesine neden olmuştur.
Pertrokimya sanayii son yıllarda ise küreselleşme siyasetleri ve de üretim, arz ve talep, temin aşamalarının entegrasyonu dolayısı ile büyük değişiklikler yaşamıştır.
Gerçekte ham madde, insani, mali ve teknolojik kaynaklar gibi üretim kaynaklarının dünyanın farklı noktalarına dağılması ve de ülkelerin ve aktörlerin petrokimya alanında tecrübeli olması yüzünden ülkeler ve şirketler arasındaki uluslararası işbirlikleri de büyük bir önem kazanmıştır.
İşte böyle bir ortamda İran İslam Cumhuriyeti de bol ham madde ve temel madde kaynakları, ucuz ve uzman iş gücüne sahip olması, petrokimya ürünlerinin üretiminde tecrübeli olması ayrıca küresel piyasalara kara, hava ve denizden erişiminin kolaylığı yüzünden petrokimya alanında dış yatırım için mükemmel bir ülkedir. Ayrıca petrokimya sektörünün ihtiyacı olan hidrokarbon yakıtların da ülke içinde üretilmesinden dolayı İran'ın petrokimya sanayii yakıt anlamında da dışa bağlı değildir.
Tam da bu özelliklerden dolayı İran'ın petrokimya sanayisi alanındaki üretim kapasitesi 2016 yılında Batı Asya'nın toplam üretiminin yüzde 38'ini ve dünyanın da yüzde 4.8'ini oluşturmuştur. İran Milli Petrokimya Sanayii Şirketi 2022 yılına kadar 180 milyon ton petrokimyasal ürünlerin üretimini planlamıştır. Böyle bir ortamda uluslararası şirketler de yeni teknoloji aktarımı sayesinde İran'daki bu sektörün gelişmesine yardımcı olup iyi bir kar elde edebilir.
İran Şehit Beheşti Üniversitesi hocalarından aynı zamanda İran Ekonomi ve Hazine Bakanı Dr. Ferhad Dejpesend bu hususta şöyle bir açıklama yapmıştır: "Günümüzde petrokiimya sanayii ve ürünlerinin kullanım alanları, ayrıca bu sanayinin günlük hayatta kullanılan malların, aracı malları üretimi ve sermaye yaratma alanındaki önemi günden güne artmaktadır. Petrokimya sanayiinde petrolden elde edilen hafif hidrokarbonlar, ham petrol ve doğalgazın değerinin yüzde 10 ila yüzde 15'inden fazla bir katkı değere sahip ürünlere dönüştürülüyorlar. Bu ürünler ise kimyasal maddeler sanayii, elektronik, tekstil, tıp, otomotiv, ev eşyası ve gıda sektörü gibi alt sektörlerin temel maddesi sayılırlar. "
Petrokimya sanayii petrol ve doğalgaz sanayiinin değer döngüsünün tamamlanmasında sahip olduğu konumundan ve ham doğal maddeleri satmayı önlemesinden dolayı İran'ın ihracatının artmasına yol açabilir. Böylece bu süreç İran direniş ekonomisine de büyük bir katkıda bulunacaktır.
18 Şubat 2014'te İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei tarafından kurumlara bildirilen Direniş Ekonomisinin Genel Siyasetleri arasında da petrokimyasal ürünlerin ihracatının artmasına ve böylece petrol ve doğalgazın değer döngüsünün tamamlanmasına vurgu yapılmıştır.
İran İslam Cumhuriyeti'nin ihracat çeşitliliğini arttırmak ve ham madde satıcılığından kurtulmak için yaptığı belli başlı projeler vardır. Petro-rafineriler rafinerilerin yeni kuşağı olarak petrokimya ve rafineri tesislerini birleştiren yeni bir kavramdır. Gerçekte petrol rafineri komplekslerinde amaç sadece LPG, benzin, beyaz petrol ve mazot gibi ürünleri üretmek değil bunların yanı sıra polimer ve kimyasal maddeler sanayiinin de ihtiyacı olduğu temel maddeleri üretmektir. İşte İran da bu doğrultuda ilk petrol rafinerisini 1 Nisan 2013'ten itibaren Merkezi eyaletin Şazend bölgesinde İmam Humeyni Petrol Rafineri şirketini hizmete soktu.
Sohbetimizin devamında İran'ın çevre dostu enerji sanayii alanındaki fırsatları ele almak istiyoruz.
İran İslam Cumhuriyeti kendi enerji ihtiyacını gidermek ve daha sonra da bölge ve bölge dışı ülkelere enerji ihraç etmek için, fosil yakıtlarından yararlanma ve de yenilenebilir enerji kaynaklarından en iyi şekilde yararlanmayı gündeme almıştır.
İran farklı enerji kaynaklarına sahip olma bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden sayılır. İran, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtları ve yenilenemez yakıtların yanı sıra güneş, rüzgar, biyokütle ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynakları alanında da büyük bir kapasiteye sahiptir.
Bilindiği üzere fosil yakıtlarından üretilen elektrik enerjisi yerkürenin ve çevrenin geleceği için ciddi derecede tehlikelidir. Bir yandan da fosil yakıtlarının çıkarılması ve üretilmesi ile ilgili yüksek maliyet, ülkelerin özellikle de elektrik üretimi için güneş, rüzgar ve dalgalar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneltmiştir. Çünkü bu enerji kaynakları çevreye zarar vermemesinin yanı sıra ucuz ve erişilebilirdir.
İran, en çok güneş alan ülkelerden biri olarak bu alanda enerji üretimi için büyük bir kapasiteye sahiptir. İran yılda 300 güneşli gün ile güneş enerjisi üretimi için büyük bir kapasiteye sahiptir. Bunun yanı sıra İran'ın rüzgar alan bölgeleri de rüzgar türbinlerinin yerleştirilmesi için uygundur. Fars Körfezi ve Hazar Denizi suları ise elektro santrallerin çalıştırılması için gereken kapasiteye sahiptir. İran'daki çok sayıda baraj da ülke çapında çevre dostu enerji üretimi için yüksek bir kapasite olduğunu ispatlamaktadır.
Çevre dostu enerji kaynakları alanındaki birçok fırsatın olduğunu göz önünde bulundurduğumuz zaman İran'da bu enerji kaynaklarından kullanılmanın da öncelik taşıdığını görebiliriz. Bu çerçevede İran hükümeti de özel sektörün bu alanda yatırım yapması için koruyucu ve destekleyici siyasetler uygulamaktadır. Çevre dostu santrallerin elektriğinin garantili olarak satın alınması, ithal elektrik teçhizatın vergilerden muaf tutulması, rüzgar ve güneş santrallerinin kullanılması ve donatılması için mali kolaylıkların sağlanması, güneş alma oranı yüksek olan bölgelere bedava olarak erişim sağlanması İran'ın çevre dostu enerji alanında yabancı yatırımcılar için tanıdığı avantajlardır.
Çevre dostu enerjileri alanında, İran'da en büyük güneş santrali 2017 yılında İsfahan'ın Cerkaviye bölgesinde kurulup işe başladı. Bu güneş santrali İran Gadir Enerji ve Elektrik Şirketinin yatırımı ve Yunan Metka Şirketinin işbirliği ile 7 ay içinde hizmete girdi. Bu 10 megawattlık santral, aylık olarak yaklaşık 2 milyon kilowatt saat elektrik üretmektedir. Bu santral aylık olarak yaklaşık 420 bin metre küp kadar doğalgaz masrafında tasarrufa neden olmuştur. Ayrıca bu santraller sayesinde, aylık olarak yaklaşık 134 ton karbon dioksit, 5.7 ton kükürt dioksit ve 5 ton Nitrik Oksitin çevreyi kirletmesini ve çevreye yayılmasını da engellemektedir.
İşte bu avantajlardan dolayı İran'da petrokimya sanayii ve çevre dostu enerji santralleri alanında yatırımcılık tüm yabanı şirketler için büyük getirileri olacaktır. Bu yüzden İran hükümeti de belli alanlarda açık ve net adımlar atarak yabancı yatırımcılar için güvenli ve kar yaratıcı bir ortam meydana getirmeye çalışmıştır.