Kasım 11, 2019 11:26 Europe/Istanbul

Bu bölümde Afganistan komşusu Pakistan'ın IŞİD için çekici noktalarını konu edineceğiz.

Afganistan'ın Güney komşusu Pakistan IŞİD terör örgütü için çok önemli ve cazip bir noktadır. IŞİD'in Pakistan'a nüfuzu Afganistan'daki nüfuzu ile ortak yanlar taşısa da birçok yönden de farklılıklar arzetmektedir. Pakistan 200 milyonu aşkın nüfusu ve nükleer silaha sahip tek İslam ülkesi olması açısından IŞİD için çok büyük cazibeler taşımaktadır. Pakistan coğrafi bakımdan da İslamabad merkezî hükümetinin erişemediği, kontrol edemediği aşiretler bölgesi açısından ayrıca Hindistan ve Çin'in Müslüman eyaletleri olan Keşmir ve Doğu Türkistan'ı bir birine bağlama bakımından IŞİD'in sözde Büyük Horasan hilafetinin oluşturulmasında büyük rol oynamaktadır. IŞİD'in Pakistan'daki nüfuzunu kolaylaştıran mesele ise hükümetin kontrol alanının dışında kalan ve radikal gruplar tarafından yönetilen aşiretler bölgesidir. Bu bölgelerdeki aşiret grupları çoğunlukla IŞİD terör örgütünün hilafet düşüncesiyle aynı yönde hareket etmektedirler. 

Coğrafi bakımdan Pakistan'ın Kuzey ve Doğu bölgeleri IŞİD için daha çekicidir. Tabii Beluçistan ve Sind eyaletleri de açık sulara erişimleri yüzünden IŞİD için büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede IŞİD'in Pakistan'daki ilk girişimi Sind eyaletinin merkezi Karaçi'de yapıldı. Bu saldırıda İsmailiye Şiilerini taşıyan bir otobüs hedef alındı. IŞİD ayrıca Pakistan'da stratejik planlama kolu oluşturup  Beluçistan eyaletine Emir atayarak Pakistan'a ne kadar önem verdiğini açıkça ortaya koydu. 

19'uncu yüzyıldan beri Hindistan'da İngiliz kolonyalizmine karşı ortaya atılan cihat konusu ve başlatılan cihatçı hareketlerin ardından Pakistan aşiretler bölgesi, yaşanabilir derin dereleri, Çin'e giden Kara Kum ve Hidistan'a giden Keşmir, Gilgit, Baltistan yolları ve bölgeleri milislerin faaliyeti ve Hindistan ve Pakistan ordularından korunması için en mükemmel noktaydı. Bugün de Pakistan ordusunun Kuzey Veziristan'a yönelik harekatları ve operasyonları Taliban örgütü tarafından rahatlıkla püskürtülmüştür. Bu operasyonlarda Çin'in Doğu Türkistan İslami Partisi, Özbek ve Çeçen radikal güçleri ise rahatlıkla yer değiştirmiş ve Bedahşan eyaleti aracılığı ile Afganistan'a gitmişlerdir. 

El-Kaide ve Taliban tarafından da kullanılan Pakistan'ın ve Afganistan'ın doğal coğrafi avantajları şimdi de IŞİD terör örgütü tarafından dikkate alınmaktadır. Öyle ki IŞİD terör örgütünün dikkati şimdi de Afganistan'ın aşiretler bölgesinde yer alan Kunar, Nuristan ve Host eyaletlerine yönelmiştir. 

Pakistan'ın Doğu bölgelerinde de IŞİD için benzer avantajlar söz konusudur. IŞİD açısından Pakistan'ın Doğu bölgeleri , Hindistan Müslümanları ile bağlantı kurma ve iki ülke Müslümanlarının birleşmesi için en uygun güzergahtır. 

Son yıllarda Pakistan Ordusunun Kuzey Veziristan'da radikal gruplara yönelik düzenlediği  "Öfkenin Darbesi" operasyonu sonucunda ise IŞİD için çok uygun bir fırsat ortaya çıkmıştır. Bu operasyonlar neticesinde konumunu ve bölgesini kaybeden radikal hareketler ve gruplar, IŞİD tarafından üye olarak alınmaktadır. 

 

IŞİD'in Pakistan kolunun elebaşı yardımcısı olarak bilinen Müftü Hasan Suvati 2015'te muhabirlere verdiği mülakatta şöyle bir iddiada bulunmuştu: "Afganistan ve Pakistan sınırında 10 bin kişi IŞİD'e katılmış ve bölge düzeyindeki  kamplarında eğitim görmektedirler. "

Hasan Suvati Pakistan Ordusu'nun Kuzey Veziristan eyaletine yaptığı operasyonun IŞİD'e üye alımında yardımcı olduğuna değinerek bu operasyonun yüzlerce militanın IŞİD'e katılmasına neden olduğunu söyledi. 

Pakistan'da farklı terör ve radikal örgütleri faaliyet göstermektedir. Bunların en önemlisi Pakistan Taliban Hareketi, Sahabe Ordusu, Jhangvi Ordusu, Cundullah'tır. Bu gruplar düşünce ve ideoloji bakımından IŞİD terör örgütüne yakındırlar. 

Pakistan'ın bu radikal silahlı grupları kontrol etmekteki yetersizliği, Pakistan'daki aşırı ve geniş çaplı yoksulluk, sözde cihatçı ancak pratikte radikal öğretileri yayan Vahabi okulların bulunması ve de benzer sebepler ve koşullar IŞİD'in Pakistan'a nüfuzu için uygun bir ortam yaratmıştır. 

Tabii Pakistan Ordusunun askeri gücü yüzünden IŞİD'in bu nüfuzu kısa vadeli olarak bu ülkenin güvenliği için büyük bir sorun değildir. Ancak IŞİD'in gelecekte Pakistan'da yayılması sonucunda büyük bir terör kapasitesi ortaya çıkmış olacaktır. Böylece IŞİD terör örgütü dağınık radikal ve terör örgütlerini bir araya getirerek Pakistan güvenliğinin kurulmasını önleyebilecektir. 

Pakistan'ı IŞİD için daha cazip kılan nokta ise bu ülkenin nükleer teknoloji ve nükleer bombalara sahip olmasıdır. IŞİD her daim kitle imha silahlarına olan ilgisini gözler önüne sermiş özellikle de Irak ve Suriye'de kimyasal silahlar kullanmıştır. Bu yüzden IŞİD'in Pakistan'ın nükleer silahlarına da göz dikmesi muhtemeldir. Tabii Pakistan'daki nükleer merkezlerin sıkı bir şekilde ordu tarafından korunması yüzünden IŞİD'in bu merkezlere erişim sağlaması uzak bir ihtimaldir. Görünen o ki IŞİD de bu konuda Bin Ladin gibi şov yapıp iddialar ortaya atmaktadır. 

Aslına IŞİD terör örgütünü, tarih boyunca ahir zaman rivayetlerini suiistimal eden ve  kendi hedeflerini gerçekleştirmek için  Müslümanların beynini bu konuda yıkayan gruplar arasında sınıflandırmak gerekir. 

Bu doğrultuda ahir zaman ile ilgili İslami rivayetlerde adı geçen Büyük Horasan ifadesi Müslümanlar arasında büyük bir öneme sahiptir. Bu rivayetlere göre ahir zamana yakın dönemde Horasan'da büyük bir ayaklanma gerçekleşecektir. Yine bu rivayetlere göre bu ayaklanmanın bayrağı siyah renkte olup bu hareket dünya kurtarıcısının zuhuru için zemin hazırlayacaktır. Tabii bu kurtarıcı Şia ve Ehlisünnet görüşlerine göre farklılık taşımaktadır. 

IŞİD açısından Horasan, Irak ve Şam'ın ardından İslami Hilafetin canlandırılması için en önemli ikinci bölgedir. Bu açıdan Büyük Horasan Orta Asya'dan Afganistan'a, Pakistan'a, İran'a kadar uzanan Hindistan ve Çin'in bazı bölümlerini kapsayacak kadardır.