Aralık 06, 2019 17:09 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde İslam İnkılabının değişmez ilkeleri ve İslam İnkılabının ikinci kırk yılındaki vizyonunu konu edinmek istiyoruz.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei mevcut Hicri Şemsi yılbaşında Rezevi türbesi ziyaretçileri ve bölge halkı ile görüşmesinde yaptığı açıklamalarda İran'da geleceğe olan bakış, sorunların üstesinden gelmek ve iç kapasiteler ve potansiyellerin tanınması meselelerine değinerek önemli beyanatlarda bulundular.

İslam İnkılabının mücadele geçmişine özellikle de Pehlevi Rejimi dönemindeki performansına baktığımız zaman mücadele sürecinde İran'ın Amerika sultası altında olup tamamen Batı'ya bağlı olduğunu söylemek mümkün. Bu bağımlılık aslında İran'ın kalkınması ve bağımsızlığı önündeki en büyük engeli teşkil ediyordu. Ancak İslam İnkılabının zafere ulaşması ile bu büyük engel de kalkmış oldu.

İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei İslam İnkılabı zaferinden sonra İran'ın Amerika'ya bağımlılığının tamamen kesildiğini söyleyerek şöyle bir hatırlatmada bulundular: "Düşman, İran İslam Cumhuriyeti faaliyetleri ve gelişmelerini yakından takip ederek İran'ın geri kalmış bağımlı bir ülkeden günden güne siyasi, savunma ve bilimsel gücü artan söz sahibi ve etkin bir ülkeye dönüşmesinden şiddetli bir şekilde öfkeli ve kaygılı olmuştur."

Kuşkusuz İran İslam İnkılabının büyük kazanımlarından biri de Amerika'nın bölge ve dünyadaki sultası ve emperyalizme karşı çıkması ve direnmesidir. Bu direniş tabii ki büyük bedellerle gerçekleştirilmiştir. Ancak bu strateji sayesinde Amerika'nın İran aleyhindeki baskıları, komploları ve yumuşak savaşı etkisiz hale getirilebilmiştir.

Günümüzde yumuşak savaş tehdidi kavramı toplumsal ve siyasal gelişmelerin yaşanmasında önemli ve kilit rol oynamaktadır. Çoğu siyasi uzmanlar ve teorisyenler de Amerika medyasının İran aleyhindeki yumuşak savaşındaki yönlendirici rolünü vurgulamaktadır.

Amerika'daki en büyük savaş karşıtı liderlerinden ve de Virginia Defender Dergisinin baş editörü Phil Wilayto Amerika'nın İran aleyhindeki hasmâne siyasetlerini değerlendirmesinde şöyle diyor: "Amerika toplumunun eksik ve gülünç yanlarından biri şudur ki Amerikan halkı dünyanın en büyük eğitim görmüş toplumlarından biri olmasına rağmen çeşitli konularla ilgili çok düşük seviyede bilgilendiriliyorlar. Tabii hükümetler gerçekleri ayakları altına alıp baskıcı tavrılar sergiliyor demiyorum. Biz tarih, siyaset, ekonomi ve yaşadığımız dünyadaki gerçekleri araştırma hakkına sahibiz bu konuda serbestiz. Bu konular hakkında yazıp çizebiliriz. Ancak zenginlerden oluşan ülkenin yüzde biri etkin bir şekilde bizim elde ettiğimiz bilgileri denetliyorlar. Bu denetleme sürecinde ise yeni bilgiler yasaklanmıyor ancak belli girişimlerle karışık bir ortamda gizlenmeye ve örtbas edilmeye çalışılıyor. "

Bu Amerikalı analist Batı medyasının kamuoyunu saptırmaya yönelik rolüne vurgu yaparak şöyle diyor: "Kimi bağnazca hazırlanan tek taraflı raporlar ve haberler kimi belli haber kaynaklarından yayımlanmaktadır. ABD'de de İran, Rusya, Suriye, Küba, Venezuela, Kuzey Kore ve Çin ile ilgili haberler bu süreçte ciddi şekilde hedef olarak seçilmişlerdir. Bu haberlerde genellikle bu ülkelerde şer odağın yönetimde olduğu telkin edilmek isteniyor. "

Bu tür tehditlere karşı alınabilecek en önemli önlem ise ülkelerin içten, ekonomi, bilim ve özellikle de savunma ve caydırıcılık alanındaki güçlerini arttırmalarıdır. Böylece bu ülkeler yumuşak ve sert savaş karşısında belli bir seviyede dayanıklı hale geleceklerdir. Bu konu tüm dünya ülkeleri için stratejik önem taşımaktadır. Bu yüzden Amerika özellikle İran aleyhindeki psikolojik savaş, yaptırım ve baskıları arttırarak dayanıklı ve direniş gösteren İran gibi bir ülkenin savunma gücünü düşürmek istiyor.

İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei İran milleti özellikle de gençlere hitaben yaptığı konuşmasında bu hususta şöyle buyurmuşlardır: "İslam İnkılabının İkinci adımında olması gereken ilk olarak sahip olduklarımızı tanımak ve bunları ciddiye almaktır. Elimizdeki yetenekleri ve potansiyelleri tanımamız lazım bunları kaale almamız lazım. Ülkenin avantajları ve kapasitelerini iyi tanımamız gerekir. Bunları ciddiye alalım. Bu kapasitelerden yararlanalım bunları kullanalım. Ülkemizin çok büyük kapasitesi vardır. İkinci adım ise afetlerin ve eksiklerin tanınmasıdır. Yolsuzlukları bulalım, düşmanların nüfuz yollarını tanıyalım ve bunlar karşısında ciddiyetle çalışalım. ""

Ayetullah Seyyid Ali Hamenei ayrıca İmam Hüseyin as'ın şehadeti yıldönümüne denk gelen Devrim Muhafızları Ordusu gününde İslam İnkılabı Muhafızlar Ordusu personeli ve aileleri ile görüşmesinde yaptığı konuşmada Amerika'nın Devrim Muhafızları Ordusu ile husumetinin nedenini bu halk kurumunun ülke ve İslam İnkılabının savunulmasındaki öncülüğü olduğuna değinerek Devrim Muhafızları Ordusunu  düşmanlar ile farklı alanlardaki mücadelenin öncüsü olan belirgin ve önemli bir kurum olduğuna vurgu yaptı ve ardından şöyle bir hatırlatmada bulundular: "Devrim Muhafızları Ordusu hem sahada ve hem düşmanlar ile sınırlardaki karşılaşmaları ve de İran'dan binlerce kilometre uzaklıkta Hz. Zeynep sa'nın türbesi etrafında mücadelede güçlü bir varlık göstermiş ayrıca siyasi arenada da aktif bir rol oynamıştır. "

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Amerika'nın Devrim Muhafızları Ordusuna olan kininin de aynı meseleden kaynaklandığına vurgu yaparak şöyle buyurdular: "Amerikalılar Devrim Muhafızları Ordusu ve aslında İnkılap ve İran'a karşı planlar yapıp boş işler ile uğraşmaktadırlar. Tabii bu habaset dolu tavırlar sonunda onlara geri dönüp onların hileleri İran İslam Cumhuriyeti'nin, Trump ve Amerika yönetimi etrafında toplanan aptallar gibi düşmanlarını uçuruma sürükleyecektir."

İslam İnkılabının 40 yıllık tecrübesi ve İran İslam Cumhuriyeti'nin günden güne artan gücü Devrim Muhafızları Ordusu ve Gönüllü Güçler gibi kurumların İran milletinin güvenliği, kalkınması ve istikrarı için kalıcı ve değerli sermayeler olduğunu göstermektedir.

Günümüzde ise bu güçlü kurumların rolü başka ülkelerdeki devrimci hareketleri de etkilemektedir. Bu model 

oluşturmanın önemli örneklerinden biri de Irak'ta IŞİD ile mücadele için halk güçlerinin oluşturulmasıdır.

İslam İnkılabı Muhafızlar Ordusu, halk kurumlarının İslami ve devrimci değerler ve ilkeleri yaygınlaştırıp bu konuda aydınlatmalar yaparak İslam ve İnkılabın mesajını dünyaya iletebileceğini göstermiş oldu.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamenei Devrim Muhafızları Ordusunun değeri ve konumu hususunda şöyle buyurmuşlardır: "Rahmetli İmam Humeyni'nin "Devrim Muhafızları olmasaydı bugün ülkede yoktu" şeklindeki ünlü cümlesi Devrim Muhafızları Ordusunun devrimci ve cihatçı hareket ve imanın dışa vurduğu tayyibe bir  şecere olduğu ve İnkılabın devamının da bu önemli öğenin hayatına bağlı olduğunu göstermektedir."

İslam İnkılabı Lideri, Devrim Muhafızları Ordusunun savunma, bayındırlık ve kültürel alanlardaki girişimlerini de etkin ve belirgin olarak niteleyip böyle bir nitelemenin de gerçeklere dayanarak objektif bir şekilde yapıldığını söyleyerek şöyle buyurdular: "İslami yönetim ve İnkılabın düşmanları bile Devrim Muhafızları Ordusu ile ilgili aynı kanaate varmışlardır."

Ayetullah Hamenei, güvenlik meselesinin toplumun maddi ve manevi gelişmesindeki önemli rolüne değinerek sözlerine şunları da eklediler: "Devrim Muhafızları Ordusunun görevlerinden biri de iç ve dış güvenliğin sağlanmasıdır. Zaten dış güvenlik alanında faaliyet gösterilmeyip düşmanların önü sınırların ötesinde alınmazsa iç güvenlik de kaybedilecektir."

İşte düşmanlarına İran'a kızmasının nedenleri de bu gerçeklerdir. Ancak İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei'nin de vurgu yaptığı gibi "İran milletinin tarihi hareketi tüm baskılar, yaptırımlar ve tehditlere rağmen günden güne daha açık ve daha cesaretli bir şekilde devam ettirilmiştir. İslam İnkılabının pak ve mübarek fidanı her geçen gün daha da güçlenmektedir."

Etiketler