Hidayet hadisi - 27
İnsanoğlu düşünen bir mahluktur ve kendisine sunulan seçim hakkı sayesinde hem hak ve hem batıl yolunu, hem salah ve hem fesadı bilinçli bir şekilde seçebilir ve yine ya kendini kemalin zirvesine yükseltebilir veya zillete düşürebilir.
Allah teala insanların gelişme ve tekamüle erme bağlamında en ala derecelere nail olmalarını istediğinden onları çeşitli şekillerde sınamaktadır.
İmam Ali –s– ilahi sınavların felsefesi hakkında şöyle diyor: Allah teala kullarının psikolojisini onlardan daha iyi bilir, ama onları sınayarak mükafat ve ceza kriterleri olan iyi ve kötü amellerini aşikar eder.
İnsanların sınanması ilahi kesin ve daimi sünnettir ve insanlar irade ve yetkiye sahip olduğu güne kadar bu sünnet devam edecektir. İlahi sınav bütün insanlar için geçerlidir. İmam Ali –s– asla ilahi sınava tabi tutulmayacaklarını düşünenlerin kuşkusunu gidermek üzere şöyle buyurur:
Sizlerden hiç biriniz asla “Ey yüce Rabbim, sınanmaktan sana sığınırım” demesin, çünkü herkes bir nevi sınava tabi tutulur. Fakat eğer biri Allah’a sığınmak istiyorsa Hak tealadan onu zorlu sınavlarla sınamamasını niyaz etsin.
İlahi sınavlar insanların doğasına göredir. Bazı insanların sınavı zorluyken, bazılarının daha kolaydır. İslamî hadislere göre insanın Allah’a yönelik imanı ne kadar güçlü olursa, bu dünyada ilahi sınavı o kadar zor olur ve sonuçta daha fazla gelişmesine vesile olur. Bu yüzden enbiya ve evliyalar imanın en üst mertebesinde oldukları halde en zorlu sınavlarla karşı karşıya kalmıştır, öyle ki sıradan insanlar bu tür sınavların üstesinden gelemeyecekleri kesindir. Bu konuda İmam Sadık –s– şöyle buyurur:
Mahlukların arasında en ağır afetler ilkin peygamberlere ve ardından onların vasilerine nazil olur ve ardından onlara en çok benzeyen insanlar bu afetlerle karşı karşıya gelir. Mümin insan iyiliklerine göre sınava tabi tutulur. Yani kim dini daha doğru ve iyi ameli daha fazlaysa başına gelen afet daha şiddetli olur, çünkü Allah teala bu dünyayı müminleri mükafatlandırmak veya kafirleri cezalandırmak için yaratmamıştır. Dini eksik ve amelleri kusurlu olanların başına gelen afetler daha hafif olur.
İmam Sadık –s– bir başka hadiste de şöyle buyurur:
Mümin insan terazi gibidir, şöyle ki her ne kadar imanı artarsa, başına gelen afet ve sıkıntılar ve sınanması o kadar artar.
İnsanlar yaşamlarında karşılaştıkları sıkıntılara ve zorluklara karşı farklı tepkiler gösterir. Bazıları en ağır ilahi sınav sırasında bile kendini kaybetmez ve ilahi görevini yerine getirir, ancak bazıları en ufak zorluk karşısında aciz kalır. Yüce Allah’ın bir sınava, insanı dünya malından mahrum bırakmasıdır. Fakir ve yoksul insan bu mahrumiyet sırasında dinini koruyup korumadığı ile sınanır. Zengin insan da servetini doğru ve helal yolda sarf etmekle sınanır.
İmam Ali –s– ilahi sınavların çeşitleri hakkında şöyle buyurur:
Allah teala insanın geniş rızkını yoksullukla karıştırdı ve sağlığı acı olaylarla birbirine bağladı, ayrıca neşe ve mutluluk dönemini acı ve kederle yakınlaştırdı, eceli ve yaşamın sonunu belirledi ve bazılarını kısa ve bazılarını uzun yaptı ki insanları sınasın.
Cihat etmek ve canından vaz geçmek de büyük bir sınavdır, çünkü insanın en değerli malı, canıdır. Yine hastalıklar, ruhi rahatsızlıklar da ilahi sınavlardan sayılır. İslamî hadislere göre mümin insanın hastalığı, günahlarının bağışlanmasına vesile olur. Bu konuda İmam Sadık –s– şöyle buyurur: Cennette öyle bir yer vardır ki ancak cismi hastalığa yakalananlar o mevkie ulaşabilir.
İlahi sınavda başarılı olmanın bir sırrı da sorunlara ve sıkıntılara karşı sabırlı olmak ve direnmektir. Kur'an'ı Kerim Bakara suresinin 155. Ayetinde şöyle buyurur:
Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber! ) Sabredenleri müjdele!
Her türlü zorluk ve sınav karşısında sabırlı olmak bir nevi fazilet sayılır, nitekim rivayetlerde ve hadislerde de sorunlara karşı sabretmekten mümin insanların önemli sıfatlarından biri şeklinde söz edilir. İmam Ali –s– bu konuda şöyle buyurur:
Her ne kadar sınav ve sıkıntı büyük olursa, mükafatı ve sevabı da bir o kadar büyük olur.
İlahi sınavlarda başarılı olmanın bir başka sırrı, başkalarının yaşamından ders ve ibret almaktır. Yüce Allah Kur'an'ı Kerim’in bir çok ayetinde geçmişte yaşayan milletlerden söz ediyor ve onları akıl ve şuuru olan insanlar için ibret kaynağı şeklinde tanıtıyor.
İmam Ali –s– de takvaya ve geçmişlerin öykülerinden ders alma konusunda tavsiyede bulunurken şöyle diyor:
Ey Allah’ın kulları, dünyanın acı ve elem ve eğlencelerinden gözlerinizi alın, zira siz dünyevi işlerin değişmesine ve ayrışmasına inananlarsınız ve arkadaşını kurtarmak için çaba harcayan mihriban bir dost misali kendinizi dünyadan uzak tutun ve geçmişlerin başına gelenlerden ibret alın, nasıl vücutlarındaki organlar bir bir dağıldı, gözleri kulakları mahvoldu, şeref ve şanları anılardan silindi ve onca nimet, refah ve mutluluk son buldu ve evlatlarının yakınlığı uzak kalmalarına ve ölmelerine dönüştü ve eşleriyle birliktelik ayrışmaya dönüştü. 015