Hidayet hadisi - 29
İslam dininde insanseverlik ve ihsanda bulunmak ve başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak gibi durumlara büyük önem verildiğinden, bugün bu konularla ilgili hadisleri gözden geçirmeye çalışacağız.
Her müslüman insan doğal olarak en iyi ibadetleri bilmek ve onlara amel ederek Allah rızasına daha fazla kazanmak ister. Gerçi Allah teala kullarından daha fazla onların iyi amellerde bulunarak kendilerini hak teala katına yaklaştırmalarını arz eder. Bu yüzden seçkin kullarının aracılığı ile insanlara en üstün ibadetleri ve kendisine yakınlaşmanın en kısa ve en kestirme yolunu göstermiştir.
İslam Peygamberi –s– ve mutahhar ehli beyti’nin –s– seçkin fertlerinden geriye kalan rivayet ve hadislerden mümin kulların ihtiyacını gidermek, en iyi ve en üstün amellerden biri şekilde beyan ediliyor. Bazı rivayetlerde bu amelin Allah yolunda bin köleyi azad etmek veya bin savaşçıyı donatarak cihat meydanlarına göndermekten daha üstün olduğu vurgulanıyor.
İmam Sadık –s– ise bu konuda şöyle buyuruyor:
İlahi mükafat umuduyla bir mümin kulun ihtiyacını karşılama yolunda adım atan ve bunda başarılı olan insan için Allah teala kabul gören hac ve umre mükafatı ve yine iki ay oruç ve haram aylarda Mescidi Haram’da itikafın sevabını onun hesabına yazar ve aynı niyetle adım atan ama başarılı olamayan biri için yüce Allah kabul gören bir hac ziyaretinin sevabını yazar. O zaman hepiniz iyi amellerde bulunmaya çalışın.
İyi amel İslam dininde tüm değerine karşın başka dini görev ve yükümlülüklerin yerini tutamaz ve hiç kimse halka hizmet etmek bahanesiyle vacip amellerini yerine getirmekten kaçınamaz. İslam dininde her şey yerli yerinde yapılınca iyi sayılır ve bu yüzden öncelikleri mutlaka göz önünde bulundurmak gerekir. Nitekim İmam Cafer Sadık –s– şöyle buyurur:
En üstün amel, alemleri yaratan Allah’ı tanımaktır. Bundan sonra namaz, zekat, oruç, hac ve biz ehli beyt fertlerine yönelik marifet en üstün amellerdir. Bunlardan sonra din kardeşinize iyilik etmek en iyi amellerdir.
İnsanların sorunlarını gidermek hem Allah rızasına ve hem kulların hoşnutluğuna vesile olur ve aynı zamanda dünya ahiret keramet ve üstünlükle sonuçlanır. İslam Peygamberi –s– şöyle buyurur:
En iyi insanlar, başkalarına yararı dokunan insanlardır.
Hz. İsa –s– da beşikte şöyle buyurmuştur: Rabbim beni nerede olursam olayım, mübarek kılmıştır.
İmam Sadık –s– bu ayetin tefsirinde şöyle buyurur: mübarek, çok yararı yetiren anlamındadır.
Dolaysıyla insanlara yararlı olmak, mübarek olmaya vesile olur. Bu durum ilahi peygamberlerin ve hatta ululazm peygamberlerin onur duyduğu bir konudur.
İslam dininde müslümanların sorunlarını çözmek aynı zamanda Allah ve peygamberinin hoşnutluğuna vesile olduğu beyan edilir. ünlü bir hadiste yüce Allah’ın imanlı kalplerde yeri bulunduğu ifade edilir. öte yandan kudsi bir hadiste Allah tealadan naklen şöyle buyurulur: insanlar benim ailemdir. O zaman onlardan benim katımda en sevilenleri, benim aileme karşı en mihriban olanlar ve onların ihtiyacını gidermeye çalışanlardır.
Bu iki hadis yan yana gelince beyan etmek istiği konu şu ki, kim insanların gönlünü ısıtır ve şad ederse, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmış olur ve en güzel amelleri Allah teala katına sunmuştur.
İslam Peygamberi –s– şöyle buyurur: kim bir müminin gönlünü şad ederse beni şad etmiş olur ve kim beni şad ederse, Allah’ı şad etmiş olur.
Allah’ın rıza ve hoşnutluğu anlamına gelen şad edilmesi ayrıca hak tealanın has rahmetinin kazanılmasına vesile olur. Gerçi tüm insanlar ilahi nimetlerden yararlanır. Fakat bazıları sergiledikleri şayestelikleriyle Allah tealanın has rahmetinden yararlanır. İslam Peygamberi –s– bu konuda şöyle buyurur:
Müslüman kardeşinin kalbini saygılı bir kelimeyle ikram eden ve sorunlarını bertaraf eden insan, bu işi yaptığı esnada Allah tealanın rahmet gölgesinde yer alır.
Başka insanlara yardım etmek ve sorunlarını çözümlemenin bir tesiri de insanın günahlarının affedilmesidir. Kuşkusuz her insan yaşamı boyunca bazı günahları işleyebilir. Tevbe etmek ve pişmanlık duymak, günahların sonuçlarından kurtulmak için en iyi yoldur. Ancak iyi amellerde bulunmak da günahların bağışlanmasında etkilidir. Nitekim yüce Allah Hud suresinin 114. Ayetinde iyiliklerin kötülükleri yok ettiğini buyurur.
Peki Allah’ın kullarına iyilik etmekten daha iyi hangi amel olabilir? İmam Ali –s– bu konuda şöyle buyurur:
Büyük günahların keffaretlerinden biri, mağdur ve sorunu bulunan insanlara yardım etmektir.
İmam Sadık –s– da şöyle buyurur: iyi amellerde birbirinizle yarışın ve iyi amel ehli olanlardan olmaya çalışın, nitekim cennette Maruf adında bir kapı vardır ve bu kapıdan hayatında maruf ve seçkin amellerde bulunanlardan başka hiç kimse cennete giremez.
Yüce Allah bir din kardeşinin sorununu gidermeye çalışan kulu için iki melek görevlendirir ve bunların biri sağdan ve diğer soldan Allah tealayı onun günahlarını bağışlamasını ve hacetinin giderilmesi için dua eder.015