Hidayet hadisi - 30
Geçen bölümde müminlere yardım etmek ve insanların sorunlarına çare bulmakla ilgili bazı hadislerden söz ettik. Bugün Allah katında makbul olan bu amelin tesirlerinden söz etmek istiyoruz.
İnsanın en temel ihtiyaçları su ve besindir. İslamî ayet ve rivayetlere göre başkalarına yardım etmekte in iyi yardım bu iki ihtiyacı karşılamaktır. Çünkü insan susuz ve besinsiz tehlikeye düşebilir.
İmam Sadık –s– bu konuda şöyle buyurur: Kim bir mümine yemek verir ve onu doyurursa, Allah’tan başka hiç kimse onu ne gibi bir mükafat beklediğini bilmez; ne melekler, ne de enbiya.
İmam Seccad –s– da şöyle buyurur: Kim aç bin mümini doyurursa, Allah teala ona cennet meyvelerinden yedirir ve kim susamış bir mümine su verirse Allah tealo ona cennetteki içeceklerden içirir.
Giyim kuşam da insanların yaşamında zaruretlerden biridir. Elbise insanı hem soğuktan ve hem sıcaktan korur, hem de her insanın kişisel onurunu ve kişiliğini yansıtır. Bu yüzden insanların maddi yaşamında başkalarının bu temel ihtiyacını karşılayan insanlar da Allah katında özel yeri vardır.
Bu konuda İmam Seccad –s– şöyle buyurur: Kim aç bin mümini doyurursa, Allah teala ona cennet meyvelerinden yedirir ve kim susamış bir mümine su verirse Allah tealo ona cennetteki içeceklerden içirir ve kim çıplık bir insanı giydirirse Allah teala ona cennetin yeşil giysilerini giydirir.
İslam dininde en iyi ve en şayeste amellerden biri de insanların birbirine borç vermesidir. Borç vermek de insanların sorunlarının çözümüne yardımcı olmanın en iyi mısdaklarından biri sayılır. Bu amelin fazileti hakkında İslam Peygamberi –s– şöyle buyurur:
Bir müslüman kardeşine borç veren kimse, borç verdiği her dirhama karşı Uhud dağı ve Rıdvan dağı ve Sina dağı kadar hasenat kazanır ve eğer borcunu geri almak üzere sabrederse, sırat köprüsünden sıçrayan şimşik gibi hiç hesap sorulmadan geçecektir.
Allah Resulü –s– ayrıca eşyalarını borç vermeyi reddeden insanları tenkit ederek şöyle buyurur: Eğer biri böyle yaparsa, Allah teala kıyamet gününde ondan hayırını esirger ve onu kendi haline bırakır.
İslam Peygamberi –s– bir başka yerde de şöyle buyurur:
Kim müslüman kardeşi muhtaçken ona gücü yettiği halde yardım etmezse Allah cennetin kokusunu ona haram kılar.
Başkalarının sorunlarının çözümüne yardımcı olmanın bir mısdakı da borçlu insanların borcunu ödemektir. Bu konuda İmam Sadık –s– şöyle buyurur:
Allah teala katında en sevilen işlerden biri, mümin insanı borcunu ödeyerek sevindirmek veya karnını doyurmak veya sorununu çözmektir.
Rivayetlere göre bir gün İmam Hüseyin –s– Usame Bin Zeyd adında bir hastayı ziyarete gider. Usame çok üzgündür. İmam –s– Usame’den neden üzgün olduğunu sorar. Usame ise borçlu olduğunu ve 60 bin dirham borcunun üzüntüsü tüm vücudunu sardığını arz eder. İmam Hüseyin –s– şöyle buyurur: Sen üzülme, ben tüm borçlarını öderim. Usame ise İmam Hüseyin’e –s– tüm borçlarını ödemeden önce fani dünyadan ayrılmaktan korktuğunu arz eder. İmam –s– şöyle kaşılık verir: Ben sen ölmeden önce tüm borçlarını öderim. İmam Hüseyin –s– vaadettiği gibi Usame ölmeden önce tüm borçlarını öder.
İslam Peygamberi –s– ve pak ehli beyti –s– sık sık vurgu yaptığı bir konu da, size borcu olan insanı sıkıştırmamanızdır.
Hammad bin Osman adında bir şahıs şöyle nakleder: Bir gün İmam Sadık’ın –s– huzurundaydım. Sahabeden biri içeri girdi. İmam Sadık –s– ona şöyle dedi: Neden kardeşin senden şikayetçi? Adam şöyle anlattı: çünkü ben onda olan hakkımı tam olarak aldım. İmam şöyle buyurdu: Yani eğer hakkını tam olarak almasan, kötü bir iş yaptığını mı zannediyorsun? Söyle bakalım, eğer Allah teala Kur'an'ı Kerim’de takvalı insanlar kıyamet gününde kötü hesaptan korkanlardır, diye buyurduğunda acaba onların korkusu Allah tealanın onlara zulmetmesinden midir? Hayır, Allah’a and olsun bundan korkmazlar. Onların korkusu Allah’ın adaletli davranması ve onların tüm kötülüklerini tam olarak cezalandırmasındandır. Allah teala bizzat buna kötü hesap adını vermiştir. O zaman eğer biri alacağı olan kimseye baskı yaparak hakkını tam olarak alırsa, kötü bir iş yapmış olur.
Kuşkusuz borçlu olan insan da en kısa zamanda borcunu ödemesi gerekir.
Başkalarının sorununa çözüm bulmak için insanın kendi itibar ve onurundan harcaması da insanlara yardım etmenin bir başka mısdakıdır. Toplumda özel konumu bulunan ve insanlar tarafından sevilip sayılan bir kimse bu durumdan ve onurundan başkalarına yardım için yararlanabilir.
İmam Sadık –s– şöyle buyurur:
Bir mümin bir başka mümin kardeşi için onurunu rehine bırakırsa, Allah onun yüzüne ateşi haram kılar.
İmam Ali –s– de şöyle buyurur: Allah teala sizlere malınızdan infak etmeyi vacip kıldığı gibi onurunuzun zekatını da vacip kılmıştır.
Gerçekte her insan malının bir kısmını yoksullar için harcamak ve onurundan ve mevkiinden mazlumları savunmak için yararlanmakla yükümlüdür. 015