Nisan 07, 2020 05:40 Europe/Istanbul

Bu bölümde Batı topluluklarında uyuşturucu madde bağımlılığı konusunu ele alacağız.

Günümüzde uyuşturucu madde kullanımı ve bağımlılığı insanlık topluluklarının en önemli sıkıntılarından biridir. Bu narkotik bağımlılığa yol açan maddeleri aşağı yukarı tüm ülkelerde görmek mümkün. Batılı toplumlarda uyuşturucu madde kullanımı ise küresel kurumlar ve örgütlerin derin kaygılarına yol açmıştır.  Avrupa Birliği Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi’nin yayımladığı rapora göre 2018 yılında 140 tonu aşkın kokain Avrupa'nın farklı ülkelerinde keşfedilmiş ve ele geçirilmiştir. Bu rakam ise 2017 yılına göre ikiye katlanmıştır. 

Roma'daki muhabirimiz Masuminejad İtalya'da uyuşturucu madde kullanımının artması ile ilgili raporunda şöyle diyor: "İtalya'daki resmi istatistikler bu ülkenin İngiltere ve Fransa'nın ardından uyuşturucu madde kullanımı alanında Avrupalı ülkeler arasında üçüncü konumda yer aldığını gösteriyor. " Masuminejad bu raporunda İtalyan ailelerinin okullarda uyuşturucu madde dağıtımı ve satışı ile ilgili kaygılarına ve ailelerin çocuklarının uyuşturucu madde bağımlısı olma yönündeki endişelerinden de söz ediyor. Uzmanların söylediklerine göre İtalya'da ve diğer Avrupalı ülkelerdeki uyuşturucu madde kurbanlarının büyük bir bölümünü gençler oluşturmaktadır. İstatistikler son iki yıl içerisinde okullardaki İtalyan gençlerin uyuşturucu madde kullanımı yüzde 39 kadar arttığını gösteriyor. İtalya şimdi de Avrupa ülkeleri arasında 18 yaş altı uyuşturucu bağımlısı sayısı açısından ikinci konumdadır. İtalya'da en çok kullanılan uyuşturucu madde türleri ise kokain ve eroindir. 

 

İngiltere'de fuhuş ve uyuşturucu madde sektörlerinden elde edilen yüksek gelirlerden dolayı İngiltere Milli İstatistik İdaresi bir kaç yıl önce bu sektörlerden elde edilen gelirleri milli gelirleri olarak değerlendirdi. Guardian gazetesinin yazdığına göre  Almanya, Macaristan, Hollanda, Avusturya ve Yunanistan gibi Avrupa Birliği ülkeleri yıllardır fuhuş ve uyuşturucu madde sektöründen elde ettikleri gelirleri kendi milli gelirlerinin bir parçası olarak sayıyorlar. 

Guardian Gazetesi  2014 yılında İngiltere Milli İstatistik İdaresi'nin açıklamalarına göre  bu ülkede geçen yıl fuhuş ve uyuşturucu maddeden elde edilen gelir 12.7 milyar sterlin kadar olmuştur. Bu gazete fuhuş ve uyuşturucu maddeden elde edilen bu kadar yüksek gelire değinerek, bütçe açığı ve borçlardan dolayı büyük sıkıntılar yaşayan İngiltere hükümetine fuhuş ve uyuşturucu madde gelirlerine de vergi ayırmasını önerdi. Kimi uzmanlar ise söz edilen gelirin tüm fuhuş ve uyuşturucu madde sektörünün alanlarını kapsamadığını sadece İngiltere içinde üretilen esrarı kapsadığını söylüyorlar. Bunlara ilaveten 4 bini aşkın çocuk ve gencin de Londra'daki uyuşturucu madde şebekelerinde çalıştığı da söylenmelidir. İstatistiklere göre Londra'da uyuşturucu madde şebekelerinde çalışanların yüzde 46'sı 15 ila 19 yaş arasındaki gençlerden oluşmaktadır. Bu kişiler uyuşturucu madde taşıyıcısı ve para aktarma unsurları olarak kullanılıyorlar. Bunların çoğu bıçakla saldırıların da önemli hedeflerinden sayılır. 

Amerika'da her gün ateş açma ve kurşun sıkma olayları yaşansa da ancak bu ülkede uyuşturucu madde kullanımından ölen insanların sayısı, ateş açmalar ve trafik kazaları sonucunda ölenlerin sayısından daha fazladır. Yüksek binaların yanı başında, dinamik teknoloji, büyük mağazalar ve şık dükkanların yanı başında uyuşturucu bağımlısı bir sürü insan görebilirsiniz. Sokakların ve caddelerin bir köşesinde görünüşlerinden durumlarının iyi olmadığı belli olanlar ve rahatlıkla uyuşturucu alış verişi yapanlar görmek Amerika'da normal bir şeydir. Amerika'daki tüm resmi istatistikler ise bu ülkede uyuşturucu madde kullanımının ağır bir soruna dönüştüğünü gösteriyor. Bu ülkenin resmi istatistikleri ve medya haberlerine göre bu ülke tüm yaş grupları arasında en yaygın ve epidemik madde bağımlılığı sorununu yaşamaktadır. Öyle ki bu ülkede eroin ve esrar kullanımı uyarı ve alarm seviyesine ulaşmıştır. Amerika Ulusal Uyuşturucu Kullanımı ve Sağlık Araştırması Merkezi'ne göre halihazırda 24 milyonu aşkın 12 yaş üzeri kişi Amerika'da uyuşturucu madde kullanıyor. Bu ülkenin gençleri ise dünyanın en büyük esrar kullanıcılarıdırlar. Bu istatistiklere göre en az 2 milyon 600 bin 12 ila 17 yaş arası Amerikan genç uyuşturucu madde bağımlılığı sorunlarından dolayı ciddi sıkıntılar yaşamaktadırlar. 

Yayımlanan verilere göre Amerika'da 18 ila 25 yaş arası eroine bağımlılık oranı son 7 yılda iki misli kadar büyümüştür. Bu raporlarda 2010 yılında uyuşturucu bağımlılığı olan kişilerin yüzde 70'nin erkeklerden oluştuğu ancak 2017 yılında kadın madde bağımlılarının hayret verici derecede arttığı ve toplam madde bağımlılarının yüzde 45'ini oluşturduğu gözlemlenmektedir. Şimdi de Amerika'da 50 yaş altı ölümlerin büyük bir bölümünün sebebi de aşırı uyuşturucu madde kullanımıdır. 

Dünyanın birçok ülkesi uyuşturucu madde üretimi, yapımı, satışı ve kullanımını yasaklasa da ancak Amerika İstihbarat Teşkilatı uyuşturucu maddeyi her zaman Washington'un siyasi hedefleri doğrultusunda kullanmıştır. CİA'in uyuşturucu madde ticareti ve kullanımı alanındaki rolü ise açıkça ortadadır. 

Yıllar önce Peter Dale Scott ve Jonathan Marshall " Kokain siyaseti: Orta Amerika'da Uyuşturucu Madde, Ordu ve CİA " adlı kitaplarında 1991 yılında şöyle bir yazmışlardır: "Amerika'nın uyuşturucu madde ile mücadele sözleri kat'iyen yalan. CİA Amerika hükümetlerinden talimatlar alarak uyuşturucu madde kaçakçılığı alanında faaliyet göstermektedir. Bu arada CİA dünya genelinde de yasaklanan psikoaktif ve psikodelik haplara özellikle ilgi göstermektedir. Bu özel ilgi çerçevesinde bu haplar, insanlara musallat olmanın anahtarı olarak düşünülür. CİA bu hapların askerler, doktorlar, hükümet yetkilileri, öğrenciler ve psikolojik hastalar üzerindeki etkilerini bile araştırmıştır. "Küresel incelemeler ve araştırmalar Amerikan İstihbarat Teşkilatı-CİA'in uyuşturucu madde ticaretinin yönetiminde eli olduğunu ispatlamaktadır. 

Alexander Chackburn ve Jeffrey Keller " Beyaz Ölüm, CİA ve Uyuşturucu Madde" isimli kitabında CİA'in diğer mafya ve uyuşturucu madde grupları ve örgütleri ile 50 yıllık ilişkisinden söz etmektedirler. Yazarlar bu kitapta, Amerika'nın Afganistan'a saldırısının nedenini CİA'nin uyuşturucu ticaretinin kolaylaştırılması ve bu yoldan elde edilen büyük gelirlerine Washington'un ekonomik çıkarları doğrultusunda yönetilmesi olarak açıklıyorlar. Kimi Batılı uzmanlar CİA'in Amerika dışındaki faaliyetlerinin masraflarının Afganistan'daki uyuşturucu madde ticareti aracılığı ile karşılandığını düşünüyorlar. Bu yüzden Amerika'nın Afganistan'daki kaotik duruma özel ilgisinin de bu konudan kaynaklandığını söylemek mümkün. 

Resmi uluslararası merciler ve kaynaklar ise örgütlenmiş uyuşturucu faaliyetlerinden elde edilen dolaşımda olan paranın bin milyar doları aşkın bir rakam olduğunu bildirmişlerdir. Şimdi de sorulması gereken soru bu kadar yüksek bir gelirin nasıl ve hangi şekilde uluslararası mali sistemlere aktarılmasıdır. 

Resmi kurumlar, gerçek ve tüzel kişilerin mali işlemleri bu kadar sıkı bir şekilde denetim altında olduğu küresel bir sistemde bu büyük paralar nasıl dolaşıyor? 

Bu sorunun cevabı muhakkak Batılı ülkelerin istihbarat ve ajanlık kurumlarının uyuşturucu madde ve psikoaktif maddelerin etkimi, üretimi, satışı ve aktarımındaki çıkarlarının sağlanması doğrultusundaki siyasetlerinde bulunur. 

1990'lı yılların ortalarından beri 42 Avrupalı ülkenin Amerika ile beraber Afganistan'da bulunması bu ülkede uyuşturucu madde üretimi ve ekiminin artmasından başka bir sonucu olmamıştır. Öyle ki 2001 yılında Afganistan genelinde uyuşturucu madde üretimi 200 ton kadardı ancak 2018 yılında bazı yabancı güçlerin çıkmasına rağmen bu rakam 50 kat  daha arttı.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei ise Amerika'nın Afganistan'daki varlığının devam etmesinin genç nesilleri farklı yolsuzluklar ve uyuşturucu madde bataklığına sürüklemekten başka bir sonuç doğurmadığını düşünüyorlar. 

Zaten emperyal ve müstekbir ülkelerin siyasetleri de üretici ülkeler ve diğer ülkelerin halklarını uyuşturucu madde bataklığına sürüklemektir. Ancak bu yaşanırken Batılı milletlerin de bu bataklığından olumsuz etkilendiği söylenmelidir.