Batı'da Yaşam-14
Bu bölümde Batı'da yüksek alkol tüketimi ve alkollü içeceklerin etkileri ile ilgili konuşacağız.
Batılı ülkelerin çoğunda alkollü içecekler tüketimi çok yaygındır. Tabii bu toplumda, Hristiyanlar veya Amerika'nın Utah bölgesinde yaşayan Mourmounlar gibi dindar kesim alkollü içecekler almıyorlar. Bu kesim alkollü içeceği Şeytani bir içecek olarak vasıflandırıyor.
Günümüzde alkollü içeceklerin kahve çay ardından en çok tüketilen içecekler arasında yer aldığı söylenmektedir.
Alkol psikedelik ve psikoaktif bir madde olarak bilinç seviyesini değiştiren ve insanın kavrayış ve davranışlarını etkileyen bir maddedir. Alkollü içecekler alanındaki mali dolaşım ise hayret vericidir. 2020 yılında alkollü içeceklerin alış verişinde yaklaşık 1 buçuk trilyon paranın el değiştirdiği söylenmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü'nün 2018 raporuna göre yıllık olarak dünya çapında 3 milyon kişi alkollü içecekler tüketimi dolayısı ile hayatlarını kaybediyorlar. Bu rakam, AİDS veya araba kazalarında hayatlarını kaybedenlerin toplamından daha fazla bir rakama tekabül ediyor.
Dünya Sağlık Örgütü uzmanları ise alkollü içeceklerin tüketiminin 200'ü aşkın hastalığa kaynaklık ettiğini düşünüyor. Alkollü içecekler, psikolojik ve davranışsal bozukluklar, karaciğer hastalıkları, kimi kanserler, kalp ve damar hastalıkları, sarhoşluktan dolayı yaşanan şiddet olayları ve çatışmalar ve araba kazalarına yol açabilir.
Raporlar da alkolün dünyadaki ölümlerin yüzde 5'ine sebebiyet verdiğini gösteriyor. Bu oran 20 ila 30 yaş arası kişilerde yüzde 13.5 kadardır.
Alkol tüketiminden dolayı hayatlarını kaybeden 3 milyon kişi arasında erkekler kadınların 3 misli olarak etkilenmektedirler. Ayrıca bu ölümlerin üçte biri kadarı fiziksel çatışma ve araba kazası gibi kasıtlı ve kasıtsız olarak yaşanan zararlardan dolayı yaşanmaktadır. Alkol tüketimi sonucu oluşan kalp ve damar, sindirim sistemi hastalıkları da çok yaygındır. Dünya genelinde 230 milyonu aşkın erkek ve yaklaşık 50 milyon kadın alkol tüketimi bozukluklarından etkilenmişlerdir. Bunlar arasında ise en çok alkol tüketimi bozuklukları Avrupa'da görülmektedir. Aslında alkol tüketimi sendromu ve bozuklukları daha çok yüksek gelirli ülkelerde görülmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü'nün bildirdiğine göre Avrupalı aileler dünyada en çok alkol alan kesimdirler. Bu yüzden alkol tüketiminden dolayı hayat kayıplarının büyük bir oranı Avrupa'da yaşanmıştır. Avrupa kıtası dahilinde ise Avrupa Birliği üyesi de olan Baltık bölgesi ülkeleri alkol tüketimi alanında en üst sıralarda yer almaktadırlar. Eurostat İstatistik merkezi tarafından yayımlanan yeni verilere göre 2017 yılında Avrupa genelinde 130 milyar Euro'yu aşkın bir rakam alkollü içecekler tüketimi için harcanmıştır.
İngiliz doktorların söylediğine göre alkollü içecekler ve alkol tüketiminin zararları uyuşturucu maddeden bile daha fazladır. Londra Üniversitesi karaciğer hocası Ragio Jallan, alkol tüketiminin Avrupalıların ölümünün yüzde 10'unun nedeni olduğunu söyleyip bunun asıl sebebinin ise Avrupa'da alkol tüketimi ile karşılaşmada ciddi bir siyasetin izlenmemesi olduğunu ileri sürüyor.
Bu uzman Avrupa'da 16 yaşından itibaren insanların alkol kullanmaya hakları olduğuna değinerek şöyle diyor: "15 ila 19 yaş arası kişilerin yüzde 44'ü alkol tüketimi bağımlısı. Okullardaki etkinliklerde bile alkol tüketiliyor."
İngiliz medya organlarının raporlarına göre günlük olarak okullardan alkol tüketimi ve uyuşturucu kullanımı yüzünden atılan öğrencilerin sayısı artmaktadır. Skynews'un verileri göre 2016 ila 2017 yılları arasında 7700 öğrenci İngiliz okullarından atılmıştır. Bildirilen veriler ise günlük olarak İngiltere'de 20 öğrencinin uyuşturucu madde ve alkol tüketimi yüzünden okuldan atıldığını gösteriyor. Ayrıca lise döneminde de son 5 yılda İngiltere'de alkol tüketiminden dolayı okuldan atılma rakamları da yüzde 57 kadar artmıştır.
90'lı yıllarda tıp alanında alkollü içeceklerin faydaları hakkında belli bir hareket başladı. Bu da alkol üretici şirketlerin satışlarının artması ve sonuçta da kârlarının artmasına neden oldu. Fransız doktor Reneud son zamanlarda Fransızların daha az kalp hastalıklarına yakalandıklarını iddia etti. Kimileri bu hususu Fransızların alkol tüketimine bağladı. Ancak yapılan araştırmalar bunun yanlış olduğunu açığa çıkardı. Dünya Sağlık Örgütü verileri Fransa'da yayımlanan kalp hastalıkları verilerinin gerçek olmadığını aslında komşuları ile aynı oranlarda olduğunu bildirdi. Aslında Fransızların en sağlıklı kalbe sahip oldukları iddiası da yanlış bir kanı idi.
İngiltere'nin Lancett tıp dergisinin 2018 yılında yaptığı araştırmaya göre en az alkollü içecekler bile insana zarar vermektedir. Bir bardak alkollü içecek en az seviyede alkole sahip olsa bile vücuda zararlıdır. Siergrid De Misouard bu hususta France 24 kanalına hazırladığı raporda şöyle dedi: "Alkollü içecekler tüketimi konusunda ılımlı tüketim diye bir şey yoktur. Günlük olarak bir bardak alkollü içecek içmek bile kansere, kalp ve damar hastalıklarına yol açtığını ve beyin krizinin riskini yüzde yarım kadar arttırıyor. Alkollü içeceklerin tüketimi 15 ila 49 yaş arası kişilerin ölümünün asıl ölüm nedenidir.
Sadece Avrupalı ülkeler alkollü içecekler tüketiminden doğan sorunlar ile karşı karşıya değildir. Amerika'da hastalıkları önleme ve kontrol etme merkezi yayımladığı raporda 2017 yılında 88 bin Amerikalı'nın alkollü içecekler tüketimi dolayısı ile hayatlarını kaybettiğini ve bu tüketimin hükümete 249 milyar dolarlık zarar verdiğini bildirdi.
Amerika'da alkol kullanan kesimlerden biri de üniversite öğrencileridir. Yeni araştırmalara göre yaklaşık tüm Amerikan öğrencileri üniversite döneminde alkollü içecekler içmiş ve onların yüzde 80'indan fazlası da sürekli olarak alkol kullanıyor.
Parstoday sitesinin bildirdiğine göre Amerikan araştırmacılarının yeni incelemeleri ve araştırmaları, son on yıl içerisinde Amerikan üniversite öğrencilerinin alkollü içecek tüketiminin yüzde 400 kadar arttığını göstermiştir.
Amerika hastalıkları önleme ve kontrol etme merkezi verileri de, yıllık olarak 1900 Amerikan üniversite öğrencisinin alkollü içecekler yüzünden hayatlarını kaybettiğini gösteriyor. Bu rapora göre her yıl 18 ila 24 yaşları arası yaklaşık 700 bin üniversite öğrencisi arkadaşları ve sınıf arkadaşları tarafından alkole yönelmişlerdir. Ayrıca Alkolün Aşırı Kullanımı Milli Enstitüsü yıllık olarak 97 bin Amerikan öğrencisinin alkol tüketimi yüzünden cinsel tacize maruz kaldığını bildirmiştir.
Şimdiye dek alkollü içeceklerin tüketiminin yan etkileri hususunda tıp alanında birçok haber ve makale yayımlanmıştır. Ancak alkollü içeceklerin yan etkisi sadece fiziksel sorunlarla sınırlı kalmamıştır. Ülkelerin güvenlik ve asayiş güçlerini alkol tüketimine tepki göstermesine neden olan en önemli husus ise alkol tüketiminin toplumsal sonuçlarıdır.
Amerika alkol tüketimi merkezi araştırmaları ise alkollülerin kendilerine verdikleri zararların yanı sıra toplumdaki diğer bireylere de zarar verdiklerini gösteriyor.
CNN sitesi ise 2019 Temmuz'un ilk gününde Jacqueline Howard tarafından yazılan bir makaleyi yayımladı. Bu yazıda Amerika'da yapılan araştırmaların alkol tüketen kişilerin yanı sıra 53 milyon insanın da etkilendiği ve zarar gördüğü söylenmektedir. Bu da her 5 Amerikalı'dan birinin doğrudan alkollü kişilerden etkilendiğini gösteriyor. Bu zarar şiddet saldırılarına veya sözlü saldırılara uğramak sureti ile tecelli etmiştir.
Gençlerin alkollü içeceklere yönelmesi onlara fiziksel zarar vermesinin yanı sıra şiddetin ve araba kazalarının artmasında da etkili olmuştur. Öyle ki Amerika'da her 4 kazadan biri alkol tüketiminden dolayı yaşanmaktadır.
Avrupa'da ise alkollü içecekler tüketimi ve doğurduğu sonuçlar bu kıtadaki ülkelerin hükümetlerini alkol tüketimini azaltmak için kolları sıvamalarına zorlamıştır. Örneğin çoğu Avrupalı ülkelerde araba kullanılırken alkollü içecekler tüketimi belirlendiğinde ömür boyu araba kullanmanın yasaklanması gibi cezalar belirlenmektedir. Buna ilaveten kimi ülkelerde de alkollü içecekler tüketimi için belli yaş sınırı vardır.
Sonunda değinilmesi gereken nokta alkollü içeceklerin satışından elde edilen büyük paralardır. Aslında Avrupa'da alkollü içeceklerin vergiler aracılığı ile sağladığı kâr o kadar yüksektir ki Avrupalı hükümetler bu alanda etkili bir adım atmaktan bile aciz kalmışlardır. Bu yüzdendir ki alkollü içeceklerin tüketimi de git gide artmakta ve doğal olarak da bunun sonucu toplumsal sorunları da beraberinde getirmesine kesin gözü ile bakmak şart.