Dünya'da su krizi, endişeler ve umutlar – 21
Bugün yine önceki sohbetimizin devamında su kaybını önlemek için çeşitli sulama metodlarını ele alacağız.
Uzmanlara göre modern sulama teknikleri su kaybını önlemenin yanısıra üretim kalitesi ve verimliği de arttırır, öyle ki yağmur sulama metodu verimliliği %70 ve damla sulama metodu ise %90’dır. Fakat geleneksel sulama metodu ise arsanın düzleştirilme çalışmalarının masraflarına ilaveten verimliliği ise sadece %40’tır.
Tarım ürünlerin çeşitliliğini gözden geçirmek ve akıllı seçim ise bazı bölgelerde su sorunu telafi edecek bir diğer yöntemdir. Bazı tarım ürünlerinin diğer ürünlere nazaran daha fazla su tükettikleri biliniyor. Örneğin karpuz ve bazı meyveler, badem gibi kuruyemişler çok fazla su tüketirler. Örneğin her bir bademin tanesi için 1,1 galon su gerekirken, bir kilo karpuz için yaklaşık 300 litre su tüketiliyor.
Amerikalı su bilim insanı Jay Famigiti şöyle diyor: su tüketim modeli ve hangi gıda maddeleri istediğimiz için açık kararlar almak gerekiyor. Gelecekte çiftçiler ürün seçimi konusunda daha dikkatli olmaları gerekir.

Tarım ürünleri yetiştirme modeli, sulama şebekelerinin tasarımında önemli parametrelerden biri olarak söz konusu oluyor ve genel olarak su kaynaklarının daha verimli kullanılması ve ardından da her bölgenin stratejik ve potansiyel ürünlerin verimliliği ile direkt bağlantılıdır.
Bu konu da gıda güvenliğinin korunması ile direkt bağlantılıdır, fakat elbette ki kendine yeterlilikle çok farklıdır. Bir ülkenin iklim ve coğrafyası stratejik ürünlerde kendine yeterli hale gelmesine izin vermeyebilir, fakat sahip olduğu iklim ile yatırım yaptığı uygun ürünleri dünya piyasalarında tanıtmak ve gerekli gıda maddelerini temin etmekle tarım ihracatı ile gıda güvenliğini temin edebilir. Bu konu, mevcut tarım modelleri ve hatta kendine yeterlilik siyasetlerinin gözden geçirilmesini gerektirir.
Çeşitli ülkelerin su kaynaklarında tasarruf tecrübelerine bakılırsa, bir çoklarının erken verimli olan yöntemlerin yanısıra geleceğe dönük yöntemleri kullandıkları, böylece en iyi sonuca ulaşabildikleri anlaşılıyor. Bu konuda birkaç örnekle konuyu açıklayacağız.

Dünyada en çok su tüketen sektörlerden biri tarımcılıktır. Taşkın sulama metodu yerine damla sisteme geçilmesi, su sorununa dayanıklı tarım ürünlerinin yetiştirilmesi ayrıca geleneksel tarımcılık yerine seracılık ve hidroponik metoda geçilmesi ise su sorununa yardımcı olabilir.
Hidroponik, aslında toprak kullanmadan su içinde mineral besin çözümleri kullanarak bitki yetiştirme yöntemidir. Karasal bitkiler, mineral besin solüsyonunda veya perlit, çakıl, mineral yün, genişletilmiş kil ve Hindistan cevizi kabuğu gibi nötr bir ortamda kendi kökleri ile yetiştirilebilir.
Japonya'da hidroponik metotta katlı Ekim yöntemi ile su kullanımında %99'a kadar su tasarrufu yapılabiliyor. Japonlar yaygın olan tarım sistemlerinde kullanılan suyun %1'i ile hidroponik metotla marul yetiştirebildiler. Bu yöntem özellikle çöl bölgelerinde çok tasarruflu olabilir.
Bir diğer örnek Avustralya'dır. Avustralya 2006-2007 yıllarında yoğun su sorunu yaşadı. Ülkede suyun kötü ve yanlış kullanılması tarım ürünlerine zarar verdi ve ekonomi ise gıda maddeleri ve ürünlerin ithalatına doğru yöneldi. Bu yüzden tarım sektörüne tahsis edilen su %84 oranında azaldı ve tarımda fazla suya ihtiyaç olan ürünlerin ekimi yasaklandı. Ayrıca çiftçiler de damlatma ve yağmur sulama metotları kullanmakla zorunlu kılındılar.
2013 yılında da Brezilya büyük su sorunu yaşadı. Ülkede başkent Rio de Janeiro en çok krize maruz kalan kent oldu. Hükümet ise krizi kontrole almak için kentte artıma suyun fiyatını arttırmaya karar verdi. Bu fiyat artışı, tüketimin azalmasına sebep oldu. Brezilya hükümeti arıtılmış su fiyatının yükseltilmesi ile tüketimin %40 azaldığını duyurdu.
Amerika ise son yıllarda su sorunu ile karşılaşan bir diğer ülkedir. fakat sorunla ilgili bazı siyasetleri izliyor. 2011 yılında Amerika'nın Florida eyaleti su sorunu ile karşılaştı ve bu yüzden genelde endüstriyel su tüketicisi olan 1200 eyalet tüketicisi, su kullanma haklarını kaybettiler.
California eyaletinde su sorunu, bazılarının "su polisi" adı ile vatandaşların evlerine giderek halkı su sorununun tehlikeleri hakkında bilgilendirip, doğru su kullanma ve tasarruf yolları öğrettiler.
İsveç de su krizi ve sorununa teknolojik çözüm bulan ülkelerden bir diğeridir. Örneğin daha birkaç yıl önce İran asıllı İsveçli bir mühendis Mehdad Mahjubi, su kullanımında en iyi tasarruf sağlayan farklı bir duş icat etmeyi başardı ve bu başarısı ile dünya teknoloji haberlerin başına yer aldı. Geleceğin duşu olarak bilinen bu sistem, suyu geri dönüştürerek, yüzde doksan oranında su ve yüzde seksen oranında da enerji tasarrufu sağlarken hijyenden ve konfordan ödün vermiyor.
Mehdad Mahjubi, NASA ile İsveç’teki Lund Üniversitesi’nin Mars’a yapılacak uçuş için ortaklaşa çalıştığı bir projeden ilham almış. Astronotların duşta kullandıkları suyu tekrar tekrar kullanabilmelerini sağlayan kapalı devre sistemini hayata geçirmiş.
Su tasarrufu bağlamındaki çalışmalardan bir diğeri ise "Firesiz Damıtma" makinesinin geliştirilmesidir. Mevcut damıtma makineleri önemli miktarda su tüketirken yine bir başka İranlı araştırmacının buluşu bu konuda yararlı olabilir.
Kermanşah teknopark’ta bilim tabanlı bir firmanın Ceo’su olan Kamran Zengene ve bu makinenin mucidi şöyle anlatıyor:
Filtering sistemlerde suyun arıtması tam olarak gerçekleşmiyor, arıtma sürecinde bol miktarda su heder oluyor. Yani her bir litre damıtılmış su için yaklaşık 15 ila 20 litre içme suyu boşa gidiyor. Bu sistem kontrol sensörleri ile, damla suyu boşa kullanmadan damıtılmış su üretiyor.
Bu makine ilaveten UV ışınları ile damıtılmış suyu en son dezenfekte etmekle tüketilen enerjiyi %15 kadar azaltıyor.
Tabi ki söz konusu metod İranlı araştırmacıların tek başarıları değildir. Yer altında su kaynaklarının izini bulmak ise İranlı mucitlerin yerin derinliklerinde olan su kaynaklarını hiçbir kazı yapılmadan bulan başka bir makinedir.
“Ereşk su bulma” makinesinin mucidi Seyit Ali Hamidi Sengdehi ise buluşu hakkında şöyle diyor:
Yer altı su kaynaklarının belirlenmesi ve çeşitli hedefleri için kuyu kazılmasında çeşitli jeofizik ve jeoloji araştırmalar ve operasyonlar ayrıca uzaktan çeşitli ölçme yöntemleri ile yapılabilir fakat çok zaman alır ve uzun sürer. Bu yüzden icat ettiğimiz makine mekan uzaklığında hiçbir kısıtlama olmaksızın ve telefon ya da uydu görüntüleri ile suyun izini bularak yer altındaki katmanlarda bulunan suyun nicelik ve nitelik açısından kalitesi ve miktarını net bir şekilde açıklayabilir.
Diğer bir icat ise sular veya tek kullanımlı atık suları içme suyuna çevirebilir. Bu makine daha çok, acil durumlarda kullanılabilir. “Acil Durumlarda Elektrolitik su dezenfeksiyon sistemi”nin mucidi Ahmed Behrad şöyle diyor: söz konusu sistemle arıtılmamış kuyu sularını arıtarak sel, deprem veya savaş gibi olağanüstü durumlarda kullanabiliriz. Bu dezenfeksiyon sistemi 10 dakika içinde 10 litre suyu arıtarak içme suyuna dönüştürebilir.
Ahmed Behrad, sanayi atık suları, içilmeyecek suya çeviren bir diğer icadı hakkında da şöyle anlatıyor:
Elektro-koagülasyon yöntemi ile endüstriyel atık sularından içilmeyecek su elde edilebilir. Böylece bağ, bahçe ve tarla sulamalarında kullanabiliriz, böylece sulama zamanında suyun boşa gitmesini önleyebiliriz. Elektro-koagülasyon metodu aslında karmaşık fakat sadece çalışma tarzı ve yüksek verimli bir mekanizma olarak su ve atık suları, kirleticilerden temizliyor. Bu yöntem kentsel, endüstriyel ve kimyevi atık suların arıtılması için kullanılabilir ve en önemi meziyeti ise suya veya atık suya tuz katmadan aktif katyonlar oluşturmaktır.
Bir diğer İranlı mucit, tarla ve bahçe sulaması için gereken su miktarını ayarlayan sistem icat etmiştir. “Bağ ve Tarla Sulaması İçin Şamandra”nın mucidi, bu sistemin çalışması hakkında şöyle diyor:
Bu sistemin kullanılması ile su tüketiminde tasarruf sayesinde tarlaların sulaması için gereken su miktarı ayarlanabilir ve böylece kullanılan su boşa gitmiyor. Otomatik ayarlanan şamandıraya sahip deponun kullanılması ile tarla sulamasında %40 oranında su tasarrufu sağlanabilir.
Bu yüzden bilimsel çözüm yolları, tasarruf yapmak ve verimliliği arttırmak ayrıca kuraklık ve kriz dönemlerini geride bırakmak için gereken teknolojilerin geliştirilmesi ve üretilmesi için bir devrim niteliğindedir. Fakat mevcut tüm kaynakların verimli kullanılması için tüm yöntemler yani teknolojinin kullanılması, tasarruf, fiyat belirleme sistemleri, teşvik mekanizmaları ve kültür oluşturma yöntemleri bir arada kullanılmalıdır.