Şarkiyatçılar Açısından İslam Peygamberi-20
Bu bölümde İngiliz şarkiyatçı John Davenport'un İslam'a ve İslam Peygamberi'ne yönelik düşüncelerini sizlere tanıtmak istiyoruz.
İslam Peygamberi büyük şahsiyeti, eşsiz davranışları ve sonsuz kapasitesi ile, tüm peygamberler ve evliyaların önünde yer almaktadır. Hz. Muhammed saa İslam dininin peygamberi ve kurucusudur. Hz. Muhammed saa Kuran-ı Kerim ve genel olarak vahiy olarak aldıklarına dayanarak adalettaleplik, emanettarlık, kardeşlik, sevgi ve şefkat gösterme, cesaret ve iman gibi iyi ahlaki özellikleri dünyada yaymaya çalıştı. İşte bu husus, Peygamber Efendiimiz'in maneviliği ve nuraniyeti ayrıca gayb alemine bağlı olması ve yüce insanlık mertebelerine ulaşmasının yanında gerçekleşiyordu.
Hz. Muhammed saa tarihte var olan peygamber ve evliyaların tüm faziletlerinin tamamlanmış ve tam bir örneği idi. İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei bu hususta şöyle buyurmuşlardır: " İslam'ın büyük peygamberinin ismini andığımızda, İbrahim, Nuh, Musa, İsa, Lokman ve tüm belirgin salih kullar ve de Ali as ve Ehlibeytin şahsiyetlerinin onun kutsal vücudunda tecelli ettiğini görüyoruz. "
Yıllarca ve yüzyıllarca bu büyük şahsiyetin eşsiz kişiliği gizlenmeye çalışıldı. Ancak tam tersine dünya aydınları bu değerli peygamberin hayat tarzı ve siyerine özel ilgi duymaya başladı. İranlı büyük din adamı Şehit Mutahhari ise bu hususta şöyle diyor: "Ben birçoklarının tersine İslam'a yönelik tüm sevgi ve inancıma rağmen İslami meselelere yönelik tereddütleri ve kuşkulandırıcı ifadelerinden üzülmüyorum hatta seviniyorum da. Çünkü bence bu kutsal semavi din hangi cephede daha fazla saldırıya uğramışsa sonunda muzaffer olmuş ve daha da ilerlemiştir. "
İslam ve elçisi Hz. Muhammed saa hakkında araştırmalar yapan bir başka Batılı isim de İngiliz araştırmacı John Davenport'tur. O Hz. Muhammed saa'in hayatına yeni bir açıdan bakmış ve 1869 yılında yayımlanan " Muhammed ve Kuran'a Özür Borçluyuz" isimli kitabında bu hususa değinmiştir. Davenport kitabında bağnazlıktan uzak, dönemin tarafgir bakışlarından uzak bir şekilde Hz. Muhammed ve mesajını incelemeye çalışmıştır.
Davenport kitabının ön sözünde bu kitabı yazmaktan hedefi ve motivasyonunu şöyle anlatıyor:"Yaptığım araştırma ve incelemeler Muhammed'in hayatına yöneltilen yalan ithamlar ve iftiralardan temizlenmesi için, onun dünyanın en büyük hayırseverler ve iyilerden olduğu ve davetinin doğruluğunun savunması yönünde bir çalışmadır. "
Davenport ilk olarak Hz. Muhammed saa aleyhinde Avrupa halkı arasında yayılan ithamları tasnifliyor ve ardından tek tek hepsini reddediyor. Davenport şöyle yazıyor: " Saf bir Arap olan Muhammed, ülkesinin aç, çıplak ve dağınık aşiretlerini söz dinleyen ve kenetlenen bir topluma dönüştürüp onları yeni vasıflar ve ahlaki özellikler ile donattı. 30 yıldan daha az bir sürede aynı yöntemle Konstantinopol'u mağlup etti ve İran padişahlarını da ortadan kaldırdı. Evet kahraman Muhammed, şevki, dehası ve heyecanı ile Zerdüşt gibi bir dinin mensuplarını en aza indiren ve ardından da Hindistan'da Brahmanlığı ve Buda'nın yayılmasını önleyen, Suriye, Mezopotamya ve Mısır'ı ele geçiren, Atlantik'ten Hazar Denizi ve Seyhun nehrine kadar bir alanda hakim olan bir dini kuran isimdir. "
John Davenport İslam Peygamberi'ni özel ve cazip bir karaktere sahip olduğunu söyleyerek onun ruhsal meziyetleri ve ahlaki vasıfları hususunda şöyle yazıyor: " Onun küstah ve gururlu insanlar karşısındaki saygılı davranışı, herkesin ilgisini ve övgüsünü kendine çekmişti. Sahip olduğu kabiliyetler ve yetenekleri onu üstün ve komutan biri haline getirdi. Ancak o hiçbir eğitim görmese de düşünceleri o kadar gelişmişti ki en zeki muhaliflerini bile tartışmalarda mağlup edip aynı zamanda düşüncelerini ashabının her kesimine aşılıyordu. Sözlerinin açıklığı ve sözünün etkinliği aynı zamanda onun cazip yüzü ve görünüşü, öyle idi ki herkesi kendine çekiyordu ve öyle bir dehası vardı ki arif olandan sıradan insanlara kadar herkesi ona çekmişti. Muhammed samimi bir akraba, meslektaş ve arkadaş gibi halk ile ilişkilerinde şefkat ve merhamet dolu tavırlar sergileyip en güzel duygularını herkesle paylaşıyordu. Kendisi de diğer insanlar gibi ince duygular ve hislerden etkileniyordu. Çoğu zaman toplumsal görevlerini bile kendisi yerine getiriyordu. Peygamberlik unvanını en iyi şekilde koruyordu. .... Arabistan yarımadasının mutlak hakimi olduğunda ayakkabı ve elbiselerini bile kendisi onarıyordu. Hurma, su ve süt ile besleniyordu. Yolculuğa çıkarken bir kaç tane ekmek yanına alıp onları yanındakilerle paylaşıyordu. "
Bu İngiliz düşünür Hz. Muhammed saa'in özelliklerine değinmesinin ardından onun hakkındaki bağnazlığa dayanan yalan yanlış iddialar ve görüşler ile ilgili de şöyle bir hatırlatmada bulunuyor: "O kadar büyük değişiklikleri hem de halkının yüzyıllarca putperestlik bataklığına saplanan ve en kötü surette putperestliği yegane tanrıya tapma yerine getiren bir toplumda bunu yapanın, bu kadar büyük ve cesaretli bir uzlaşması ve barış yanlısının üç kağıtçı olduğuna inanmak ve onun hayatının nifakla dolu olduğuna inanmak mümkün mü? Acaba onun ilahi risaletinin sadece buluşu ve icadı olduğunu düşünmek mümkün mü?
Davenportt böyle bir adam karşısında sessiz kalınamayacağını ve onu övmek gerektiğine değinerek şöyle diyor: "Muhammed gelmeden Arapların durumuna baktığımızda daha İslam sonrası dönemleri ile karşılaştırdığımızda, onun mensuplarının yüreklerinde atılan aşk ve ilgi kıvılcımlarını ve günümüze kadar gelen bu aşk ateşini gördüğümüzde bu kadar büyük ve fevkalade bir adamı övmekten çekinmenin utanç verici ve insafsızlık olduğunu anlıyoruz. Yine de onun zuhurunu tesadüf olarak nitelemek yüce tanrının üstün ve her yere yayılan gücü hakkında tereddütlü olduğumuz anlamına gelir. "
" Muhammed ve Kuran'a Özür Borçluyuz" kitabının yazarı İslam Peygamberi'nin en büyük mucizesinin Kur'an olduğuna değinerek şöyle diyor: "Muhammed'in inançları ve imanı, ithamlar, muğlaklıklar ve tereddütlerden uzaktır. O kadar kusursuz ve eksiksizdir ki en ufak düzeltmeye bile ihtiyacı yoktur. Başından sonuna kadar yorulmadan okuyabilirsiniz. Herkes Kuran'ın Arapların en nahifi ve en edepli aşireti olan Kureyşliler şivesinin en açık sözlü ve en etkili eseri olduğunu biliyor.... İndirilen bu eser en parlak ve en sağlam benzetmeler ile doludur. "
Davenport, İslam'ın akla ve muhakeme gücüne dayalı olarak var olan her şeyin zevali olduğu, ayağa kalkan her şeyin sonu olduğu ve yok olacağı düşüncesine dayanan bir din olduğunu, putperestlik, insana tapma ve yıldızlara tapmaya karşı olan bir din olduğunu söylüyor. Ona göre Muhammed'in şevk ve çekicilik ile yoğrulan düşünceleri şekilsiz, mekansız, sonsuz, çocuksuz ve eşsiz olan, ve düşüncelerimizin en gizli köşesinde yer alan tanrıya tapmaya dayalıdır. "
Davenport son olarak da şöyle diyor: " Kuşkusuz Muhammed'in dünyanın en eşsiz isimlerinden en pak dahilerinden biri olduğunu bile kabul etmek istemesek onun en büyük insanlardan ve Asya kıtasının övüneceği yegane şahsiyet olduğunu söylemek mümkün. "