Ağustos 06, 2020 19:46 Europe/Istanbul

Bu bölümde ünlü Alman şarkiyatçı Bayan Annemarie Schimmel'in Muhammed Resulullah adlı kitabı ve çalışmaları ile ilgili konuşacağız.

Dünyayı fikirleri ve görüşleri ile etkileyen insanlık tarihinin büyük şahsiyetleri, bıraktıkları etkilere ve izlenimlere göre insanlık hayatının tarihinde adları var olan insanlardırlar.  Bu kişiler ve kişilikler dünya üzerinde bıraktıkları etkilerden dolayı onları araştıran düşünürler ve düşünce sahipleri aracılığı ile  daha iyi tanınabilirler.  

Hz. Muhammed saa'in ilahi ve nurani karakteri de  dünyada büyük bir insani medeniyetin kuruluş örneği oldu. Bu eşsiz insan kendi mensupları tarafından övülmesinin yanı sıra bilim insanları ve düşünürler tarafından da övülmüştür. Birçok Batılı düşünür ve bilim insanı bile Hz. Muhammed saa'in büyüklüğü ile ilgili eserler yazmıştır. Genelde gayrı Müslimler ve şarkiyatçılar bile Hz. Muhammed saa'i övmeye layık görmüşlerdir. 

Bu çerçevede Annemarie Schimmel'in düşünceleri ilgi çekicidir. Muhammed Resulullah kitabının yazarı Annemarie Schimmel kitabının önsözünde şöyle yazıyor:"   Bu kitap  Allah Resulü Hz. Muhammed'e olan merakımın ve ilgimin ürünüdür.  Hayatımın yirmilerinde  ilk kez Muhammed kavramı ile irfani bir isim olarak tanıştım ve ona ilgi duymaya başladım.  Ruh ve psikolojinin şekillenmeye hazır olduğu o yıllarda  Bengalli tarihçi  Seyyid Emirali'nin "  Muhammed'in öğretileri ve hayatı " isimli  kitabını okudum. Anerae'nin alimane bir şekilde yaptığı araştırmayı da beğendiğim ve esin kaynağım olan eserlerdendi.  Öğrencilik çağında  Berlin Üniversitesindeyken  Süleyman Çelebi'nin Hz. Muhammed methinde söylediği şiirlerden etkilendim. Yıllarca araştırmanın ardından Hz. Muhammed, erdemli ilahi elçinin, son vahiye dayalı dini getiren peygamberlerin sonuncusu olduğunun farkına vardım.  Öyle bir din ki  tüm semavi dinlerin toplamıdır ve aynı zamanda genel ilkeleri  aynı asalet ve arındırılmış şekilde yeniden ifade ediyor. " 

 Profesör Annemarie Schimmel  gençlik çağından şarkiyatçılık ve İslamolojiye ilgi göstermeye çalışıp  daha sonra da  aydınlatma adına Batı'da İslam dininin hakikati hususunda adım attı.  Tabii Schimmel'in yarım yüzyıl içerisinde bildiği  İslam, İslam'ı hiç tanımayan Hristiyan papazların ve Avrupalı bilim insanlarının tanıttığı İslam'dan çok farklı idi.  Bu kesim Allah kelamını ve vahyini çarpıtarak  Allah Resulünü de  hırçın ve savaştalep bir insan olarak tanıtmak istiyorlardı.  Schimmel bu gerçekleri acı ve dramatik olarak adlandırıp İslam'ı yeniden araştırmaya başladı. 

Annemarie Schimmel bu yeniden gözden geçirmesinin ardından İslam hakkında şöyle yazdı:"  İslam, Batılılar arasında yanlış bilinmiş ve kimi zaman cahil ve kimi zaman da garazkar insanlar tarafından gerçek dışı durumlar ile suçlanmış bir dindir. "    Schimmel, İslami irfan, maarif ve kültür hakkında 100'ü aşkın eser yazdı. Eserleri ise Almanca, İngilizce ve Arapça idi. Bu eserlerin arasında en göze çarpanı ise Muhammed Resulullah eseridir.  Bu kitap Almanca ve İngilizce olarak yayımlanmıştır. 

Bu Alman araştırmacının diğer yazılarından da onun Hz. Muhammed'e her peygamberden daha fazla önem verdiği görülmektedir.  Bu şarkiyatçının  geniş görüş ufku  Allah Resulünün karakterinin farklı yönlerini de ele alıyor.  Schimmel   Müslüman ariflerin aydın görüşlerini gayrı Müslim düşünürlerin tartışmalarının yanında ele alıp  heyecan verici ifadeler çerçevesinde  okurlar için açıklıyor.  Schimmel'in bu eserdeki ifadeleri  ise bağnazlıktan uzak şefkat doludur. 

Schimmel'in Muhammed Resulullah kitabındaki muhatabı ise Batı dünyasında yaşayan gayrı Müslimlerdir.  Schimmel  Allah Resulününün manevi ve insani simasını gözler yüzüne sererek Batılıların bu büyük insana yönelik yanlış düşüncelerini düzeltmek ve Hz. Muhammed'i rahmet ve dostluk peygamberi olarak tanıtmak istiyor.  Schimmel'in bariz özelliği ise İslami ülkelere ve topraklara yolculuk yapması ve Müslümanların Hz. Muhammed saa'e yönelik derin sevgilerini yakından görmesidir.   

Annemarie Schimmel  bu husustaki fikirlerini şöyle açıklıyor:"  Muhammed'in sünnetine uymak ve onun huyunun güzelliğine ilgi duymak her Müslüman'ı övmeye teşvik ediyor.   İşte Allah Resulü de ümmeti arasında bu yüzden her zaman sevgiye layık görülüp taze tutuluyor.  Muhammed Müslümanların yüreklerine, gönüllerine hüküm sürmektedir. "

Schimmel Avustralyalı yazar Arthur Jeffrey'den naklen şöyle yazıyor:"   Hristiyanlar aptalca Müslümanları azarlamaktadırlar.  Bu mesele ise gayrı Müslimlerin Allah Resulü Hz. Muhammed'in büyüklüğü ve saygısını anlamaktan aciz kaldıkları yüzündendir. " 

Schimmel  Batı'nın  Hz. Muhammed saa ile ilgili yalan teoriler öne sürdüğünü söylüyor. Halbuki Schimmel'in dediğine göre Hz. Muhammed saa yeryüzünde en başarılı dini hareketi başlatmıştır. 

Schimmel sözlerinin devamında şunları da ekliyor:" Bizim devirde, yıllarca İslam'ı yok olacak bir din varsayan Batı için Müslümanları yeniden tanımak hayret verici bir şeydir.  Ancak bu yeniden tanıma ve gözden geçirme süreci Batı'yı İslam'ın kimi temel dini ve toplumsal düşüncelerini yeniden tanımaya sürüklemiştir. Müslümanların kültürü ancak bu şekilde anlaşılabilir. Ben de gayri Müslimlere Muhammed'in  her insan için hayatının her anı için en iyi model ve örnek olacağını göstermek istiyorum.  Müslümanlarına Hz. Muhammed saa'e olan ilgileri ve sevgileri büyük, heyecan dolu ve derindir.  Asırlar boyunca  birçok insan ona saygı duymuş ve ona mütevessil olmuştur.  Şerefli onurlu lakaplar hep onun etrafında görülmüştür.  Bu peygamber  sonsuza dek  namazda teşehhüt okurken  onun gerçekten Allah resulü olduğuna şehadet getirenlerin en iyi hayat timsalidir. 

Schimmel eserinin ilk bölümünde  Allah Resulünün liyakatine değinerek şöyle diyor:  "  Hz. Muhammed saa  düşünce denizine dalan, kendi dönemindeki gelenekler ve düşüncelerin daha yücesini ve iyisini arayan bir kişi idi.  Kimi zaman Mekke yakınındaki  Hira Mağarasına giderdi. Orada ilk ilahi arayışını yapıp, canı ilahi fermanlar ile doldu ve vahye layık görüldü.   Muhammed kendisi de söyledi Kuran'daki ayetlerde de hep onun bir insan olduğuna vurgu yapıldı.  Öyle bir insan ki  özel yeteneği ilahi hak vahyini kabul etme kapasitesine sahip olmaktı.   Hz. Muhammed saa  ona ulaşan her şeyin  yegane Allah'ın paha biçilemez feyzi olduğunu biliyordu. Muhammed saa insanlara feyizler getirmek için görevlendirilmişti.  Eşhedü en lâ ilâhe illallâhu ve  eşhedü enne Muhammeden resulullah " kutsal ifadeleri de  onun kişisel ve toplumsal hayat tarzının dindarlar için geçerli ve yol açıcı bir yasa olduğunu gösteriyor. Başka bir ifade ile  Hz. Muhammed'in davranışları en yüce ve en yüksek değere ve itibara sahiptir. "

Schimmel Allahu Resulünü tanıttığı bölümde ise şöyle diyor:"   Hz. Muhammed saa  en güzel ahlaklı insan olmasının yanı sıra  çekici ve karizmatik bir isimdi de.  Allah Resulününün güzel yüzü onun içindeki güzelliğin dışa yansıması idi.  Çünkü Allahu Teala  onu hem huy hem de yaratılış açısından güzel yaratmıştı. Allah Resulünün güzel kokusu ile ilgili ise bu büyük insanın Miraç gecesinde ilahi yolculuğa çıkmışken  yüzünden bir kaç damla yaş aktığı ve güzel kokulu bir çiçeğin yeşerdiği söylenmektedir. Muhammed'in gösterişten uzak cazip ahlakı ile ilgili birçok sanatsal eser meydana getirildi ve şairler, edebiyatçılar ve arifler bu güzelliklerden söz etmeye başladılar. "

Bu Alman şarkiyatçı açısından  genellikle Hz. Muhammed saa hakkında gerçek dışı bir bakışa sahip Batılı okur Allah Peygamberinin en bariz özelliğinin mütevazilik ve düşünceli olmak olduğunu anladıklarında hayrete düşerler.  Farklı tarihi kaynaklar ise Hz. Muhammed saa'in  zayıf kesime, mahrumlara özel ilgi duyduğunu ve sürekli onlara karşı şefkatli olduğunu net bir şekilde anlatıyorlar.  

Hz. Muhammed saa ve ailesinin sade yaşamı da bir başka cazip nokta idi.  Peygamber Efendimiz'in dolu dolu sergilenen şefkati ve merhameti insanların hepsine yönelikti.  Çocuklara olan sevgisi dillere destandı.  Sokakta  onlara selam verip onlar ile beraber oynardı bile.  Bu hususta Allah Peygamberinin annelere beslediği sevgi de anlatılmazdı. 

Schimmel  Hz. Muhammed saa'in  dünya ve ahiret işleri için toplanan insanlar arasındaki yeteneklerine değinerek şöyle yazıyor:" Hz. Muhammed'in hayatının bir başka boyutu da  din ve hükümeti sentezlemekti.    Müslümanlar açısından Hz. Muhammed  ilahi mesajı yaymak için dünyevi araçlardan yararlanarak insanları saadetle buluşturmalı. Bu özellik ise  Muhammed saa'in risaletinin hakikati ve makamının büyüklüğünü arttırmaktadır.  Bu yüzdendir ki Müslümanlar  Batılı liberaller tersine  din ve siyaseti ayrı bilmiyorlar.  Genel olarak şöyle bir değerlendirmede bulunmak şart: "   Peygamberlerin sonuncusu, barış ve cihat, manevi yolculuk  ve manevi yararlanma, din ve dünya alanında görülen insan, hayatın her aşamasında ve her alanında insanlığın ve maneviyatın tam bir örneğidir. Onun yaptığı her şey kalıcı bir model olarak akıllara yazılacaktır. "