Ağustos 03, 2020 21:04 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde İmam Humeyni’nin -ks- bazı yakınlarının İmam’ın gıybetten kaçınma hakkındaki görüş ve düşünceleriyle ilgili bazı anılarını sizlere aktarmak istiyoruz.

Hatırlanacağı üzere geçen bölümde İslam dininde ve Allah Resulü -s- ve masum imamların -s- siyerinde gıybet en büyük günahlardan biri olarak belirtildiğini ve bu çirkin amel hem gıybet eden kimsenin, hem hakkında gıybet yapılan kimsenin kişiliğini olumsuz etkilediğini ve ayrıca toplumda sosyal güveni ve bireylerin teamüllerini gerilettiği için sosyal yaşam temellerini sarstığını ve Kur'an'ı Kerim müminleri gıybetten şiddetle sakındırdığı gibi bu ameli ölen kardeşin etini yemeye benzettiğini anlattık.

Geçen bölümde ayrıca dinin önde gelen büyüklerinden gelen rivayetlere göre hem gıybet etmek ve hem gıybeti dinlemek şiddetle tenkit edildiğini ve gıybeti dinlememek, kulağın haklarından biri olarak bilindiğini beyan ettik. Buna göre İmam Humeyni’nin -ks- bazı yakınlarından bazı anıları anlatarak, İmam’ın din ahkamına bağlılığı ve özellikle gıybetten sakındığı için gıybet yapılan yerlere gitmediğini  anlattık.

Şimdi bugünkü sohbetimizde yine İmam’ın diğer bazı yakınları ve arkadaşları ve talebelerinin bu konu hakkındaki anılarını anlatarak bu büyük insanın nurani şahsiyetinin bir başka boyutunu size aydınlatmak istiyoruz.

İmam Humeyni -ks- gıybeti hiç bir lezzeti olmayan bir günah bilir ve talebelerine sürekli dillerine hakim olmalarını tavsiye ederdi. İmam bizzat başkaları hakkında gıybet etmemeye özen gösterdiği gibi, içinde gıybet şüphesi olan sözleri söylemekten veya duymaktan da kaçınırdı. İmam’ın eşinin akrabalarından Ali Sakafi şöyle anlatıyor:

İmam’ın eşi bir keresinde şöyle anlatmıştı: bir gece namazdan sonra İmam oturuyordu, ben de yanındaydım. Hizmetçimiz Fatıma çay getirdi. O sırada bir başka hizmetçi de odayı topluyordu. Ben İmam’a şu Fatıma hanım iyi hizmetçi dedim. İmam hemen bana gıybet etmeyin, dedi. Ben İmam’a gıybet etmiyorum, sadece onun iyi bir hizmetçi olduğunu söyledim, dedim. İmam şöyle dedi: siz bu hizmetçi iyi diyorsunuz, ama öteki hizmetçi bunu duyuyor ve kendisi iyi olmadığını düşünebilir, bu da gıybet olur.

Ayetullah Fadıl Lenkerani de İmam Humeyni’nin -ks- eşinden naklen şöyle anlatıyor:

İmam’ın muhterem eşi şöyle anlatmıştı: ben 62 yıl sevgili İmam’la yaşadım ve bu yıllarda bu insandan bir kere bile gıybet duymadım. Bu mucize gibi bir şey. Hatta bizim bir işçimiz vardı, pek çalışkan değildi, bu yüzden daha çalışkan biriyle değiştirdik. Bir kaç gün sonra ben İmam’a yeni işçi iyi olduğunu arz ettim. İmam şöyle buyurdu: bu sözlerinle önceki işçinin iyi olmadığını mı söylemek istiyorsun, bu yüzden ben duymak istemiyorum.

İmam Humeyni -ks- hane halkına da sürekli ailevi ortamlarda asla gıybet edilmemesini tavsiye ediyordu. İmam’ın ailesinden Feride Mustafavi, ta çocukluk çağından evde gıybet etmek yasak olduğunu ve hatta ev halkı şaka mahiyetinde bile gıybet etmeye hakkı olmadığını anlatarak şöyle diyor:

Biz ta çocukluk çağından itibaren evde gıybet, yalan, büyüklere saygısızlık veya Müslümanlara hakaret etmek gibi hiç bir günahı işlemeye hakkımız yoktu. Evde birinin İmam huzurunda hatta şaka mahiyetinde gıybet ettiğini hatırlamıyorum, zira İmam şiddetle rahatsız oluyordu.

İmam Humeyni -ks- evin hanımlarına da bazen kadınların katıldığı toplantıları düzenlediklerinde başkaları hakkında değil, sadece kendileri hakkında konuşmalarını tavsiye ederdi. Atıfa İşraki şöyle diyor:

İmam sürekli bize günah işlememeye dikkat etmemizi tavsiye ederdi; özellikle gıybet konusunda hanımlar bir araya geldiklerinden başkaları değil de kendileri hakkında konuşmalarını isterdi.

Zehri İşraki de aile ortamında ve kadınların toplantısında İmam’ın bu görüşünü doğrulayarak şöyle anlatıyor:

Bazen oturup bir konu hakkında sohbet ediyorduk. İmam hemen başkasından söz etmeyin diyordu. Biz İmam’a başkasından söz etmediğimizi ve sadece bir konuyu anlattığımızı söyleyince, İmam şöyle derdi: başkasından söz açılınca iş farkında olmadan gıybete dönüşebilir. Sizin kendinizden söz edecek şeyiniz yok mu? Sadece kendinizden söz edin. Neden başkasından söz ediyorsunuz?

İmam Humeyni -ks- dinin önde gelen büyüklerinin haklarına riayet etme ve onlara saygı göstermeye de büyük özen gösterir ve hiç bir yerde bu insanların hakkında gıybet edilmesine müsaade etmez ve bu tür durumlarla karşılaşınca da sert bir şekilde tepki verirdi.

Ayetullah Mezahiri İmam Humeyni’nin -ks- gıybetten şiddetle sakınma özelliğine vurgu yaparak, genç bir talebinin taklit mercilerinden biri hakkında gıybet etme macerasına işaret ediyor ve İmam bu konudan hastalığı şiddetlenecek derecede rahatsız olduğunu şöyle anlatıyor:

Yemin ederim İmam’dan gıybet hele dursun, gıybeti andıracak bir söz duymadım. Bir keresinde İmam ders vermek üzere Salmas camiine geldi; nefes nefese kalmıştı. İmam şöyle buyurdu: doğrusu şimdiye dek hiç bu kadar korkmamıştım; ben ders vermeye gelmedim, sadece biraz konuşmak istiyorum.

Ayetullah Mezahiri şöyle devam ediyor:

Ben yaklaşık on on beş yıla yakın bir süre İmam’ın dersine giriyordum ve hiç bir zaman talebelerine karşı en ufak cesaretini görmedim. O sırada İmam şöyle buyurdu: eğer ilmin yoksa, eğer aklın yoksa, eğer dinin yoksa, en azından akıllı ol ve bir insanı karalamaya çalışma. İmam bu sözlerin ardından evine döndü ve hastalığı şiddetlendi ve bu yüzden üç gün evden çıkamadı. Tüm bunlar talebelerden biri taklit mercilerinden biri hakkında gıybet ettiğini duyduğu içindi. Yani İmam kendisi gıybet etmemişti ve sadece bir talebenin gıybet ettiğini duymuştu, ama bu bile İmam’ın şiddetle rahatsız olmasına yetmişti.

Ayetullah Burucerdi vefat ettikten sonra İmam Humeyni’nin adı Şia Müslümanların taklit mercii olarak adı geçiyordu ve bazı arkadaşları ve talebeleri bunun için propaganda yapmaya başlamıştı. İmam talebelerinin bu hareketi diğer ulema ve din adamları hakkında gıybete ve karalamaya dönüşmesinden çekinerek açıkça talebeleri uyardı ve kendisini destekleme veya başkası hakkında gıybet etmeye kimsenin hakkı olmadığını belirtti.

Bu talebelerden biri olan Ayetullah Mahallati şöyle anlatıyor:

Ayetullah Burucerdi vefat edince İmam’ın huzuruna çıktık. İmam açıkça kendisini taklit mercii yapmak üzere destek bağlamında tek kelime etmeye veya başkası hakkında gıybet etmeye hakkımız olmadığını buyurdu. İmam Humeyni -ks- hatta bazı ulema kendisini taklit mercii yapmak için çaba harcadığını ve aralarında başka ulemayı eleştirdiğini duyunca onlara bu yaptıklarına karşı olduğu mesajı yolladı. Ayetullah Tevessüli bu konuda şu anıyı paylaşıyor:

Talebeler belli bir süreyi konuyu tartışmaya ayırmıştı ve tartışmaların sırasında bazı ulema eleştiriliyordu. Talebeler neden İmam taklit mercii olmak için hiç bir adım atmadığından, bilakis geri çekildiğinden rahatsızdı. Bir gün İmam’ın oğlu Hac Mustafa İmam’dan şu mesajı getirdi: Duyduğuma göre bazıları burada ulema hakkında gıybet ediyor. bendeniz burada kimsenin gıybet etmesine veya ihanet etmesine razı değilim.

İmam Humeyni -ks- hatta siyasi açıdan ciddi görüş ayrılığı bulunan ve şah rejimi ile mücadelede sabotaj yapan insanlara karşı bile saygıda kusur etmez ve huzurunda onların hakkında gıybet edilmesine müsaade etmezdi. Örneğin Ayetullah Şeriatmedari siyasi açıdan İmam’la ciddi görüş ayrılığı olan ve sözde ve amelde muhalefetini dile getiren ulemadan biriydi; ancak buna rağmen İmam kimseye onun hakkında gıybet etmesine izin vermezdi.

Hüccetülislam Mesih Burucerdi bu konuda şöyle anlatıyor:

Bir gün İmam’ın huzurundaydık ve Ayetullah Şeriatmedari hakkında bir soru sormak istedik. Ancak İmam buna izin vermedi ve gıybet etmeyin, diye buyurdu.

İmam Humeyni -ks- sürekli mümin insanlar başta gıybet olmak üzere büyük günahlardan sakınırsa, Allah teala onların küçük günahlarını bağışlayacağını vurguluyordu.

Zehra İşraki şöyle anlatıyor:

İmam sürekli başta gıybet etmek üzere büyük günahlardan kaçınmamızı tavsiye ediyor ve bu durumda Allah teala küçük günahlarımızı bağışlayacağını buyuruyordu.